Eski püskü giysileri içinde zayıf ve yorgundu.Kahvehanede ak yüzlü şişman Müfettiş "S"yle bakalım baban senden 35 yaş büyük. Kaç yılında doğmuş olur" diye sordu.Babası arkasında askerlikten kalma alışkanlıkla hazır olda duruyordu.Yutkundu. 2 aydır çeltikte çalışmaktan beyni durmuştu. "12 yaşındasın, baban senden 35 yaş büyük. Ne yaparsın" diye üsteledi Müfettiş: "Toplarım.""Topla bakalım." Hay Allah, bulamıyordu. Ter bastı. Boğazı tıkandı. Hıçkırdı.Babası hazır olu bozup "Eşşekoğlu eşşek..." diye soludu başucunda...Ç"kmüştü.Müfettiş arkasını d"nmüş, tavla oynamaya başlamıştı.Çaylar geldi. Aylardır çay içmemişti. İçince canlandı. 12'yle 35'i topladı. 1938'den çıkardı. Koşup Müfettiş'e s"yledi. "Oooo" dedi Müfettiş, "...yeni mi bulabildin? Hem de yanlış.""Hastayım efendim" diye mırıldandı. "İmtihanda 'Hastayım' filan yok. Hadi gidin." Babası "Efendim, Allah aşkına!.. Ben yoksul adamım, bir tanedir bu... anası da yok" diye yalvaracak oldu; tersledi Müfettiş: "Gidin hadi, uzatma!.." * * *Babası d"ver diye geriden yürüyordu.D"vmedi. Onu caminin g"lgesine bırakıp Milli Eğitim Memuru ile g"rüşmeye gitti.Baktı babasının arkasından... El tarlalarında çalışmaktan çarpılmış sıska g"vdesiyle yalvarır gibi yürüyordu. "Bir dikili taş bırakamamıştı oğluna, bari okutabilseydi." Milli Eğitim Memuru "Alacağız" demişti "30 lira bul gel". Hepten beli bükülmüştü babasının... Nereden bulacaktı 30 lirayı?* * *2 ay geçti, haber çıkmadı.Kendi kendine düşünüp ağlıyordu: "Ah, o problemi ç"zebilseydi." Sıtma ateşinin gelmediği bir sabah yola düştü. Ağustos güneşi altında 12'lik bedenini sürükleyerek 8 saatte kasabaya yürüdü.Vardığında yatsı okunuyordu.Perişan halde Milli Eğitim Müdürü'ne çıktı: "Gideceksin" dedi Müdür, "diplomanı, kimliğini, parayı al gel". Güle oynaya k"ye d"ndü. Okuyacaktı işte...Ancak babası sadece 20 lira toplayabilmiş, bütün k"yü dolaştığı, ağaya da gittiği halde 10 lira daha bulamamıştı.Eksik para g"mleğine dikildi. Dualarla uğurlandı k"yden...Bir tek halası ağladı ardından...* * * Bindiği kamyon bitmek bilmez saatler boyunca sarsıla sarsıla bir şehre vardı. Oradan otobüse bindi. Bir düzlükte indi.Tepede g"sterişsiz beyaz bir bina vardı. Kendisi gibi kara kafalı k"y çocukları g"rdü orada...Orta yaşlı bir adam gelip kimliğini aldı. Parayı sordu: "Babam bu kadar bulabildi" diye çıkarıp verdi 20 lirayı... "Olur mu "yle şey" dedi tersledi adam...G"zlerini indirip ağladı. Kalın ketenden pantolon, g"mlek verdiler. Birer çift de asker potini, iplik çorap...Banyodan sonra pirinç çorbası ve etli patlıcanla akşam yemeği yedi. Demir ranzasına uzandı. İlk kez yaylı karyolada yatıyordu.Derin bir uykuya daldı.* * *12 yaşında K"y Enstitüleri' ne yazılan o çocukla, 60 yıl sonra buluştum bozkır ortasındaki o g"sterişsiz beyaz binanın "nünde...O "k"y üniversitesi" nde okumuş, Gorki' yi, Dostoyevski' yi "ğrenmiş, keman, mandolin çalmış, k"yün amfitiyatrında Gogol, Sofokles oynamış, mezun olduktan sonra 60 kitap yazmış ve "Türkiye'nin Talip Apaydın" ı olmuştu.Beyaz bina çoktan harabeye d"nmüştü; diktiği fidanlar ulu ağaçlara, dergi bastıkları matbaa ise mescide...Ahali ne K"y Enstitüsü' nü, ne Talip Apaydın' ı tanıyordu artık...Dün 62. yıld"nümünü kutladığımız "bir eğitim mucizesi" nden geriye sadece anılar kalmıştı. NOT: K"y Enstitüleri belgeselimiz bugün 22.00'de CNN Türk'te yayımlanacak. candundar@superonline.com Sıtmalıydı.