1964 yılının 5 Haziran günü Washington’dan gelen bir mektup, Türk - Amerikan ilişkilerinin kaderini değiştirmişti.
Gündemde yine Kıbrıs vardı. Türkiye, adaya çıkacağını açıklamış, Amerika da bunu haber alınca ayağını koymuştu.
Ama olabilecek en küstah yöntemle...
Türkiye’ye tarihi boyunca unutmayacağı 2 mesaj vererek:
"Sana verdiğim silahları kullanamazsın" bir.
"Sovyetler saldırırsa yalnız kalırsın" iki.
***
Johnson Mektubu’nu anlatan "O Gün" belgeselimiz yarın gece CNN Türk’te yayınlanacak.
Mektubun İsmet Paşa’nın dahiyane taktiğiyle hazırlanışını, sonra işlerin ters dönüşünü ve bu sert mektubun Türk - ABD ilişkilerini kökünden tahrip edişini izleyeceksiniz.
3 sayfalık o mektup, Türkiye’ye "dostunu düşmanını" öğretti, dünyaya at gözlüğüyle bakmamayı belletti. O sayede kafamızı kaldırıp kuzeye bakabildik, komşularımızla dost olmayı becerebildik.
Türkiye, bu unutulmaz ders sayesinde ayakları üzerinde durmayı öğrendi ve 1970’lere "Kendi uçağını kendin yap" kampanyasıyla girdi.
***
Geçen hafta Johnson Mektubu belgeselini hazırlarken kuruluşunun 18. yılını kutlayan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tesislerine (TAİ) davet edildim ve 1964’te gelen mektubun hayal kırıklığıyla başlayan bir atılımın Türkiye’ye neler kazandırdığını gördüm.
1984’te Ankara yakınlarında bir çorak arazide kurulan bu yabancı ortaklı Türk şirketi, bugün 500’ü mühendis 2 bin kişinin çalıştığı dev bir havacılık üssü görünümünde...
Kuruluşundan beri burada üretilen 278 F - 16’nın sonuncusunu bir hangarda onarımda görünce çoğumuzun aklındaki soruyu sordum:
"1999’da F - 16 üretimi durdurulunca şirket zora girmedi mi?
Dünya silahlanma yarışını bırakıp silahlardan arındırılmış bir gezegen için politikalar geliştirirken TAİ ne olacak?"
***
Aldığım yanıtlar, gelecek açısından umut verici:
TAİ, dışa açılıp çağın gereklerine göre yeniden örgütlenmiş.
Askeri üretim sınırlanınca, aynı altyapıda sivil havacılık yatırımlarına ağırlık vermiş.
Şirket, halen dünyanın büyük havacılık kuruluşlarıyla ilişki içinde... Airbus’ın gövde panellerini, Boeing 737’lerin uçuş kontrol panelleri ile kanat uçlarını üretiyor.
Boeing’le 500 milyon dolarlık bir iş paketi görüşüyor.
Daha da önemlisi geleceğin büyük ulaştırma uçağı sayılan A - 400M’lerin üretimi için 8 Avrupa ülkesiyle müşterek yatırıma giriyor.
TAİ, bu ortaklıkta yüzde 6.7’lik paya sahip olacak ve yeni uçağın bütün üretim süreçlerinde yer alacak.
Şirket, bunların yanı sıra tarım ilaçlama uçağı imalatından, bilişim teknolojisi üretimine dek yepyeni yatırımlarla, yeni çağın rekabetine ayak uydurmaya çalışıyor.
İlişki coğrafyasında ise Amerika’nın yerini Avrupa alıyor.
Yaşlı kıtanın havacılık sektörüne entegre olan şirketin yetkilileri "Avrupa’ya bacadan girdik" diyorlar.
***
3 sayfalık bir mektup bir ülkenin kaderini nasıl değiştirebiliyor görüyor musunuz?
Görmek isterseniz, yarın gece CNN Türk’te izleyin.