Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Kurumlar arası çatışma yok, işbirliği var” demişti Cumhurbaşkanı Gül, daha önceki gün...
Makamının gerektirdiği sorumlulukla konuşuyordu; belki de kamuoyunu yatıştırmaya çalışıyordu. Ama daha bunu söylediği gün, olaylar onu tekzip etti.
“Arınç’a suikast hazırlığı” atışmasında kurumlar “Hayır, çatışıyoruz, çatışacağız” dedi.
Önce hükümet cephesi Emniyet aracılığıyla “adresi yutan subaylar” bilgisini sızdırarak rest çekti.
Ardından Genelkurmay, “Arınç’ın değil, ona bilgi taşıyan muhbirin peşindeydik” anlamında bir açıklamayla resti gördü.
Polis ile asker, hükümet ile Genelkurmay arasındaki derin savaş bir kez daha açığa çıktı.
* * *
Cumhurbaşkanı’nın dediğinin aksine:
Kurumlar arası çatışma var; hem de muhtemelen bu ülkede hiç görülmediği kadar...
Yıllar yılı “kol kırılır yen içinde” diye içten içe çatışan kurumlar, “yen”in delinmesiyle alenen savaşa girdi.
Son dönem Türkiye’sinden birkaç manzara daha aktaralım:
5 Aralık günü Erzincan terörle mücadele ekipleri MİT Erzincan Bölge Müdürlüğü’nü bastı. Bölge Müdürü ile iki elemanını gözaltına aldı.
Bu, MİT’in 82 yıllık tarihinde ilk kez oluyor.
Tutuklu MİT’çilerle görüşen CHP milletvekili Ahmet Ersin’den öğreniyoruz ki, polis baskına geldiğinde MİT’in korumaları silah çekmişler. MİT’çiler de Ersin’e “Çatışmanın eşiğine geldik” demişler.
“Yok” denilen çatışma, yakında “sıcak çatışma” olarak çıkacak ortaya...
* * *
Ondan önce de Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndaki tüm dinleme kayıtlarına el koymaya kalkmış, MİT de buna “Dış istihbarat çalışmalarımız deşifre olur” diyerek itiraz etmişti. Bu itiraz üzerine Sincan’daki mahkeme, yargıyı engellediği iddiasıyla MİT Müsteşarı hakkında suç duyurusunda bulundu.
“MİT’çiler mahkemeyi ziyaret ederek baskı yaptı” dedi.
MİT, “Mahkeme Başkanı davet etti” cevabını verdi.
Mahkeme Başkanı düzeltti:
“Ben davet etmedim.”
Kurumlar çatışmadan böyleyse, çatışınca neler olur düşünsenize...
* * *
Yargıtay Başkanı “Yargı savunma durumunda” diyor.
Oramiraline suikast hazırlamakla suçlanan yarbay intihar ediyor. Oramiral, ”sözde suikastçı”sının cenazesine geliyor.
Hükümetin kendisine yönelik bir devirme planı olarak gördüğü belgeyi Genelkurmay Başkanı “kâğıt parçası” diye niteliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı “asimetrik psikolojik harekât yürütüldüğünü” açıklıyor. Savaş gemisinden mesaj verip ”Siz anlarsınız ne demek istediğimi” diyor.
* * *
Konuşan Türkiye istiyorduk.
İşte konuşan Türkiye!!!
Devlet, her bir kolu diğer kolların koluna yapışmış yaralı bir ahtapot gibi, çırpına çırpına batıyor.
”Çatışma yok” tesellisi bizi kesmiyor.
Cumhurbaşkanı, çatışmayı önce kabullenmeli, sonra da bitirmek için kolları sıvamalı...
“Kırılmadık kol” kaldıysa tabii...