Ada Türk siyasi tarihinin en "hararetli" cümlelerinden biridir bu...Hangi koşullarda söylendiğini bilenler, uluorta dillendirmeye çekinirler.Çünkü söz konusu cümle, 1960 Nisan'ında, yani bir askeri müdahaleden 1 ay önce telaffuz edilmiştir.Muhalefeti köşeye sıkıştırmak için Demokrat Parti iktidarı faşizan bir Tahkikat Komisyonu kurunca İsmet Paşa kürsüye çıkmış ve bu ünlü konuşmasını yapmıştır:"Bir idare, insan haklarını tanımaz ve baskı rejimi kurarsa o memlekette ihtilal kaçınılmaz olur. Bu yolda devam ederseniz, sizi ben bile kurtaramam."* * *Unakıtan önceki gün, muhalefet sıralarına dönüp soruyor:"Hanginiz bakan olunca oğlu çalışmadı?"Cevabı bilmiyorum; bildiğim şu ki, tarihin pek az döneminde "iktidardakilerin çocuklarının işleri"ne dair iddialar bu kadar yoğunlaşmıştır."Çalışmasınlar mı?" diye soruyor Maliye Bakanı...Elbette çalışsınlar, ama çalışırken devletle ticaret yapmaları, en hafif tabiriyle "ahlaken yakışıksız"dır.Türkiye'nin büyük bir medya grubuna talip olan holdingde Başbakan'ın damadı genel müdür ise, o ihaleye gölge düşmez mi?Cumhurbaşkanı'nın oğlu bayilik yaparken veya damadı bilgisayar satarken resmi ihalelere girip kazansa kimse bunu bileğinin hakkıyla yaptığına inanır mı?Bir Maliye Bakanı'nın Meclis kürsüsüne çıkıp oğlunun şirketini savunması, akla, mantığa, vicdana sığar mı?* * *Elbette ki, cumhurbaşkanı, başbakan, bakan çocuğu olmak, cezalandırılacak bir şey değildir.Ama ödüllendirilecek bir şey de olmamalıdır.Her kamu yöneticisi, göreve talip olurken, sadece kendisi için değil, ailesi için de bu tür akçeli bedeller ödemeyi göze almalıdır.Türkiye gibi, hâlâ ticarette kamu kaynaklarının büyük yekûn tuttuğu bir ülkede devlet adamları evlatlarını, devletle iş tutan "şaibeli ortaklıklar"dan uzak tutmalıdır.Yapmazlarsa?O zaman kayırma, iltimas, suiistimal iddiaları başlar.İddialar yargıya taşınamazsa "evlatlar", toplum vicdanında mahkûm olur. Bu mahkûmiyet, siyasette babalarını vurur.Ve işte o zaman "Sizi ben bile kurtaramam" lafı yerli yerine oturur. can.dundar@e-kolay.net Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Meclis'teki gergin oturumda Deniz Baykal'a doğru dönüp "Bu politikalara devam etmeyin. Sizi biz bile kurtaramayız" demiş.