Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"Kurtkapanı" olarak bilinen siyaset meydanı Unkapanı'na döndü.
Sahneye her çıkan aday, bir kasetle çıkageliyor.
Daha doğrusu birileri spot ışıkların altına çıkarken ona şöyle çok ses getirecek, "bomba gibi" bir kaset çıkarıyor.
Kasetin içinde mutlaka dile düşecek birkaç nakarat bulunuyor. ("Egemenlik Allah'ındır" / "Hem laik hem Müslüman olunmaz" / "Laiklik tabii elden gidecek" vs...)
Kaset, adayımızın tam sahneye çıktığı zaman piyasaya sürülüyor; böylece istenen sonuç garantiye alınıyor.
Kasedi sattıracak yeni bir şey yoksa, eski kayıtlardan bir "re - mix" yapılıyor. Bir tür "Best of" çalışmasıyla en iyi bölümler yeniden toparlanıyor.
Kasedin çıktığı gün albümden tek bir konuşma "single" olarak yayımlanıyor. Buna bir de klip hazırlanıyor. Klip bütün kanallarda en iyi saatte yayımlanıyor.
Hemen arkasından diğer bölümler de yayına veriliyor.
Ardından da kasedi "yapılan" aday, halkla ilişkiler çalışması için o kanal senin, bu kanal benim gezmeye başlıyor.

* * *

Tayyip Erdoğan'ın sahneye çıktığı hafta yeni kaset yapması hepimizi heyecana boğdu.
Erbakan Hoca ve Fetullah Hoca'dan beridir kriz münasebetiyle epeydir yeni kaset çıkmıyordu.
Bu "Sistemin Erdoğan'a 'Hoşgeldin' partisi" ise zamanlamayı ayarlayanları kutlamak lazım:
Önce Fazilet'in bölünmesini, sonra AK Parti'nin kurulup serpilmesini bekledikten sonra kasetin piyasaya sürülmesi müthiş bir zeka gösterisi...
Tabii bir tebrik de Recep Tayyip Erdoğan'a gidiyor.
Gençliğinde çıplak fotoğraflar çektiren bir Yeşilçam şöhreti gibi, mazisinde bu kadar kaset bırakan bir lider adayı olarak, başına gelecekleri bile bile, liderliği Abdullah Gül gibi mutedil bir isme bırakmaya da, kamuoyu önünde açık bir özeleştiriye de yanaşmadığı için...
Şimdi bundan sonra "AK'ım derken" yanlış anlaşıldığını anlatması ve bunca yaldızlı lafı yalaması hayli zor olacak.

* * *

Bu "tatlı sürpriz" de gösterdi ki, piyasada "herkesin bir kasetlik canı var". Demokrasimizin arşivlerinde her amaca uygun dizi dizi kaset bulunduruluyor. Yapılacak tek iş, uygun zamanı kollamak...
Kaset bir kez çıktı mı, hemen ardından tahkikatlar, davalar, mahpusluklar geliyor ve kafasını kaldıranın "ampulü çabuk söndürülüyor".
Ben yine de istisnasız herkesin "değişim hakkı" olduğuna inanıyorum.
Yeter ki samimiyetle geçmişiyle hesaplaşabilsin.
Yenilenme iddiasını kamuoyu önünde somut adımlarla kanıtlayabilsin.
"Takiye" yapanlara gelince...
Onların gerçek yüzünü görebilmenin en iyi yolunun da kaset avına çıkmaktan değil, siyasetin yolundaki yasakları temizlemekten geçtiği kanısındayım.
Düşünce suç olmaktan çıkarsa "imaj çağı" çöker ve herkesi gerçek kostümleri ve fikirleri içinde görebiliriz.

* * *

İlk kasetiyle yaptığı bu talihsiz çıkışa rağmen ben Erdoğan'ın - bugünkü basın toplantısında dolduracağı - "değiştim" adlı ikinci kasetinin daha iyi olacağı inancındayım.
İlk kaset her zaman risklidir zaten...
Müzik endüstrisi de sağlıklı karar için genellikle ikinciyi bekler.
Bakın, ilk kasetinde dumanlı hıçkırıklarla dolu umutsuz hicran şarkıları söyleyen Ferdi Tayfur bile "köye dönmekten vazgeçtikten sonra" üzerinde siyah takım elbise, elinde bir demet çiçekle sevdiği kıza kur yaptığı son klibinde nasıl günah çıkartıyor:
"Gece hayatım bitti / Kadehi yere attım
Beni kutlamalısın / Sigarayı bıraktım".