Sosyal antropolog Bronislaw Malinowski, Yeni Gine'deki Trobriand adalarında yerlilerin yaşamını incelerken ilginç bir bulguya ulaşır:
Misyonerler kefşedene dek adanın kız ve erkekleri bir arada özgür bir yaşam sürdürmektedirler. Gençlere cinsel baskı yapılmaz, yakınlaşma doğal seyrinde yürür. Bu süreçte adada tecavüz gibi cinsel suçlara rastlanmaz.
Ne zaman ki "beyaz adam" adaya gelip yerli kızlarla erkekleri ayrı yerlerde yaşamaya zorlar, ondan sonra adada cinsel saldırganlık vakaları başlar, ırza geçmeler sıklaşır; eşcinsellik başgösterir.
"Uygarlık"la gelen cinsel baskı, yaşamı doğal seyrinden, insanlığı insanlığından uzaklaştırmıştır.
* * *
Sağlık Bakanlığı'nın meslek lisesi öğrencilerine bekaret zorunluluğu koyması, "beyaz adam"ın adamızdaki zulmünü sürdürdüğünü hatırlattı bana...
Zaten aileden baskıcı bir cinsel terbiyeyle liseye gönderilen gençler, "cinsel ilişkiye girmiş oldukları" anlaşılırsa okuldan atılacaklar. İtiraz hakları olmayacağı gibi devletin başka okullarına da giremeyecek; lanetlenecekler.
Peki nasıl anlaşılacak cinsel ilişkiye girdikleri?..
Yeni yönetmeliğe göre "yapılacak araştırmalar sonucunda".
Yani "bekaret testiyle"...
* * *
"İffet Bey" işbaşında yine...
Medeniyet saati orta çağda "durmuş" bir zihniyet, bacakaramızda dolaşıp duruyor yıllardır...
Evde, okulda, kışlada, kahvede, bakanlık tuvaletinde geyik muhabbeti ve cinsel içerikli fıkralarla yetişmiş, köyde 15'lik körpe kızları ağırlığınca altın karşılığı kuma almaya alışmış, kadın vücuduyla pazar dergilerinde tanışmış bir kafa, şimdi disiplin yönetmeliği kılığına girmiş, kızlık zarı teftişine yelteniyor.
Erkek çocuğun cinsel ilişkiye girip girmediği nereden anlaşılacak? Anlaşılsa ne olacak? Onları babaları "göster oğlum amcanlara pipini" böbürlenmesiyle büyütüp, ilk tatbikat için elinden tutup geneleve bizzat götürmez mi?
Tabii ki kızlardır İffet Bey yönetmeliğinin asıl hedefi...
Hedef, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da cinselliği ayıp, karşı cinsi günah, bekareti kutsal sayan, cinsel sorunlar içinde bocalayan, ruhen sakat, korkak, utangaç, özgüvensiz nesiller yetiştirmektir.
Çünkü doğallığı içinde şen şakrak yaşanan bir cinsel hayat, sağlıklı, özgür, eleştirel bir gençliğin ilacıdır.
Ve öyle bir gençlik, İffet Bey kafası için en büyük tehdittir.
* * *
Gençler, cinselliği "kirletilmişlik" olarak gören ve suçluluk duygusuyla ezik yetişen ana babalarından fazlasını görüyor, biliyorlar bugün artık...
Kendi bedenlerine hükmetme hakkının sadece kendilerinde olduğunu öğreniyorlar.
Bu bilinçle o çağdışı kafaları da, ilkel yönetmelikleri de aşabilirler.
Yeter ki, biz onlara bir nebze anlayış gösterebilelim.
Onların masum gençlik tutkularına değil, Anadolu'da ergen kızları para karşılığı zorla gerdeğe sokan iki yüzlü ahlak anlayışına karşı çıkabilelim.
Onlara kıstırılmış bir cinsel yaşam yerine, sağlıklı bir cinsel eğitim verebilelim. Danışma merkezleri kurup "kaçınmayı" değil, "korunmayı" öğretebilelim.
Bunca tecavüz vakasının, onca cinsel çarpıklığın, ilk gece dehşetinin, iktidarsızlığın, zifaf cinayetlerinin, saldırganlığın ve fuhşun asıl nedeninin "beyaz adam"ın doğal hayatı baskı altına alması, şiddeti kutsarken sevgiyi yasaklaması ve gençlerimizi ayrı kamplarda birbirine düşman halde yaşatması olduğunu bilelim.
İffet Bey illetine son vermenin de, sağlıklı nesiller yetiştirmenin de yolu bu bilinçten geçiyor.
