Sonra, ağır kadife perde, ağır ağır kapanacak; bir daha da açılmayacak.Gençliğimizin mabedi Akün Sineması tarihe karışacak.***1975te "Hababam Sınıfı"yla yola çıkmıştı Akün...Televizyon, seyirciyi esir almış, porno, perdede hükümranlığını ilan etmişti. Sinemalar pasaja dönüşüyordu artık...Tam da böyle bir dönemde Hababam Sınıfı, sinemanın ölmediğini kanıtlayan bir bayrak gibi 6 ay afişte kalarak Akünü hayata bağlamıştı.Çeyrek asır boyunca Akün, Ankaralıları perdeyle buluşturan sayılı salondan biri oldu:Kızılayda "Büyük", Sıhhıyede "Ankara", Bahçelide "Arı", Maltepede "Gölbaşı"yla birlikte...Kim bilir kaçımızın en içten kahkahalarını, en samimi gözyaşlarını, ergenlik buseleriyle anılarını saklayan diğer salonlar birer birer kapandı. Geriye bir tek Akün kaldı.***Çeyrek asır önce sinemanın havlu attığı dönemde açılan Akün, bugün yeni salonların pıtrak gibi çoğaldığı bir dönemde perde kapatıyor.Neden?Dinozorları yok eden nedenden?Büyüklüğü artık onu korumuyor, tersine sonunu hazırlıyor.Ancak küçük balıkçı teknelerinin direnebildiği kasırgada manevra yapmakta zorlanan ağır yük şilepleri gibi şelaleye doğru akıyor hızla...Ankaranın ihtişamlı salonlarının kimi işhanı oldu, kimi bölünüp daha az seyirci alan küçük cep salonları doğurdu.1000 kişilik Akün, "Başkente büyük salon yakışır" düşüncesiyle direndi bu akıma...Ama seyirci de değişmişti artık... Akünün duvarını süsleyen "İçeriye kabuklu yemiş ve şişe götürmek yasaktır" uyarısı tarihe karışmış, eşofmanla rahat koltuklara kurulup, patlamış mısır eşliğinde Hollywood filmi seyretmek moda olmuştu.Akünün işletmecisi Sadi Eratak, "Amerikalılar piyasaya el koyduğundan beri Ankaradaki salon sayısı 50yi aştı, ama toplam seyirci azaldı. Gidenler de küçük perdeli dar salonlara sıkıştı" diyor ve seyircinin vefasızlığından yakınıyor.***Ankaradan bir başka kayıp haberiyle bitireyim:Sakaryadaki Körfez Lokantası da yıkılıyor. O Körfez ki, dışarıda her gün biraz daha telaşlanarak akıp giden hayata inat, 70 yıllık körfezidir dost akşam sofralarının... Onunla kaybolan sadece Cumhuriyetin ilk yapılarından biri değil, başkentin hafızası da olacak aynı zamanda...Perşembe akşamı için Ankaralılara önerim şu:Başkentin o eşsiz mayıs serinliğinde Sakaryaya uzanıp Körfezde "son bir yemek" yiyin. Sonra eski bir dostun cenazesine gider gibi Aküne, "Hababam Sınıfı" izlemeye gidin.Körfezde sofra toplanırken dostlarla tokuşturduğunuz yıllanmış kadehleri yadedin; Akünde perde kapanırken de ceket altında salona soktuğunuz gazoz şişelerini, koltukta gülüp ağladığınız unutulmaz sahneleri ve yüreğiniz pırpırlanarak öptüğünüz eski sevgilileri...Yeniden gittiğinizde Akün de, Körfez de çok değişmiş olacak; tıpkı o eski halinden eser kalmayan kahkahalarınız ve buseleriniz gibi... candundar@superonline.com Perşembe akşamı Ankara Akün Sinemasında gong çalacak, ağır kadife perde açılacak ve "Hababam Sınıfı" oynayacak. Biletsiz içeri alınacak seyirciler Rıfat Ilgazı, Adile Naşiti, Kemal Sunalı anacak kah gülüp kah rahmet okuyarak...