Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye - Brezilya maçını Pekin’de izledim. Barlar sokağında kalabalık bir birahanedeydik:
Radikal’den Erdal Güven, Basın Yayın’dan Mehmet Toprak ve mihmandarımız Filiz Sakarya...
Maç öncesi Çinli topçuların söylediği milli marşın sözleri şöyleydi:
"Kalkın! Köle olmak istemeyen insanlar!
Yeni seddimizi kanımızla, canımızla örelim!
Çin halkı en büyük tehlikenin eşiğinde...
Ayaklanın! Tümümüz tek bir yürekle
Varalım düşmanın top ateşi üstüne... ileriye... ileriye!.."
Marşın bestelenmesinden 65 yıl sonra "en büyük tehlike" "rakip takım"a, "top ateşi" ise "top atışı"na dönüşmüştü.
Çinlileri asıl coşturan marş ise bundan hayli farklıydı:
Dünya kupası için bestelenen parçada kırmızı beyaz renklere bürünmüş Çinliler, kendi dillerinde ajitasyon sözcükleri haykırdıktan sonra İngilizce - evet İngilizce - olarak şöyle bağırıyorlardı:
"Let’s go!.. Go... go... go..." ("Haydi bastır!.. ileriye... ileriye")
Çin’in ruh halini daha iyi ne gösterebilirdi ki?
***
Büyük ekranda Çin birası ve fıstık eşliğinde maçı izlerken Hasan Şaş’ın golü geldi.
Çinliler sevinçle ayaklandılar.
Türk olduğumuzu anlayanlar biralarını uzatıp tokuşturdu. Kutlamalar arasında kendimizi evde hissettik. Türklere gösterilen bu muhabbet karşısında gözlerimiz doldu.
Az sonra Brezilya’nın beraberlik golü geldi.
O da ne?
Aynı adamlar, aynı sevinçle yine ayakta...
Anladık ki, Çinliler sizi bizi değil, gol izlemeyi seviyor.
***
İntikam saati birkaç gün sonra geldi.
Çin - Brezilya maçında Şanghay’daydık.
Erdal’la maçı izlemek için taksiyle gece turuna çıktık. Zırnık Çince bilmediğimiz halde, zırnık İngilizce bilmeyen bir taksi şoförüne futbolun o sözcük gerektirmeyen sihirli diliyle dev ekranda futbol maçı izlemek istediğimizi anlatabildik.
Biz yoldayken maç başlamıştı bile... Bir ara taksinin radyosundan bir uğultu yükseldi. Şoförümüz öyle sevinçli bir gol işareti yaptı ki Çinliler attı zannettik.
Sonradan anladık ki, Çinliler kim atarsa atsın gol sesini seviyor.
***
Aradığımız dev ekran, modern bir alışveriş merkezinin girişindeydi.
Sevinçle diğer izleyicilerin yanına iliştiğimizde bunun önceki günkü İngiltere - İrlanda maçı olduğunu fark ettik.
"Ne de olsa geri kalmış bir ülke" diye kıkırdadı Erdal...
Telaşla ara sokaklara dalıp salaş bir lokantaya oturduk.
Tatlı sosa yatırılmış nefis bir balıkla bira geldi.
Çin ataklarında "Hau... Hau..." diye kükreyen çekik gözlü koroya katıldık. Lakin biz "hau"ladıkça Brezilya attı golleri...
Ve evrensel futbol virüsünün yeni müdavimleri derin bir hayal kırıklığı içinde boşalttılar çevreyi...
***
Çinliler bugünkü maç için fazla umutlu değiller.
Çin’de pazarlık, satıcının verdiği en yüksek fiyatı, alıcının en düşük fiyatıyla buluşturma sanatı...
Bu sanatı en iyi icra edenlerden Hürriyet’ten Muharrem Sarıkaya, bugünkü maç tartışılırken "5 - 0ödan açtı kapıyı...
Çinliler "3 - 0"a indi.
Pazarlık "4 - 0öda bağlandı.
Çin falımız böyle diyor.
Haydi hayırlısı!...