Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ada Ankara'ya "savcı" olarak tayin edilmiş.O karşılamada yargıçlar da vardı. Onlardan bir haber gelmedi. Sadece basında ve Meclis'te şu söylendi: İngiltere'de Kraliçe salona girdiğinde herkes ayağa kalkar.Yargıçlar hariç...Çünkü onlara, hiç bir otorite karşısında eğilmeyecek bir statü bahşedilmiştir.* * *Önceki gün Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülürken Meclis'te konuşan CHP'li Şahin Mengü, ilk adalet bakanlarından Mahmut Esat Bozkurt'u hatırlattı:Bozkurt Afyon'a gittiğinde ihbarcılar, bir hâkimin karşılamaya gelmediğini fısıldamışlar.Kızmış Bozkurt; ama hâkime değil, ihbarcılara..."Hâkim kimsenin ayağına gitmez" demiş, "...ben hâkimin ayağına giderim."* * *Biz, kırmızı halı başında kralın elini öpmeyi bekleyen değil, kralı ayağına getiren yargıç istiyoruz.Elindeki adalet kılıcını, "haksız güçlülerin karşısında haklı zayıfların hakkını almak" için kullanmasını bekliyoruz. Adliyeye düşenlere "Bir avukat bulacağına, hâkim bul" denmesinden hicap duyuyoruz.Bunu önlemek için de öncelikle yargıçların "vicdanları ile cüzdanları arasında sıkışmaması" gerektiğini biliyoruz.İngiltere'deki yüksek yargıçların Kraliçe karşısında bacak bacak üstüne atabilmelerini, biraz da devletten maaşlı olmamalarına, sınırsız çek defterleriyle görev yapmalarına borçlu olduklarını sanıyoruz.* * *Öyle olmayınca ne oluyor?Cevabı, A. Ü. Hukuk Fakültesi'nden Prof. Mithat Sancar ve Dr. Eylem Ümit'in "Yargıda Algı ve Zihniyet Kalıpları" çalışmasında var.Türkiye genelinde 51 hâkim ve savcıyla mülakat yapılmış.Çoğu, temel hak ve özgürlükler bahsinde uluslararası yasaların, ulusal mevzuata üstün tutulmasından rahatsız... Bunu, "iç işlerine müdahale" sayıyorlar.Yarısı, insan haklarının devlet güvenliğine tehdit oluşturabileceğine inanıyor.Yüzde 27'si, karar aşamasında temel hak ve özgürlüklerle ilgili uluslararası anlaşmaları göz önünde bulundurmuyor."Krala halı serenler" bu araştırmada da çıkıyor:"Ben rejimin savcısıyım", "Ben devletçi hukukçuyum", "Devlet olmazsa hukuk olmaz" diyenler var.Yargıç ve savcıların, "devlet çıkarı" için hukuktan vazgeçebileceklerini görmek üzücü... Çünkü çağın eğilimi tam ters yönde:"Devletler üstü hukuk" gelişiyor. "Hukuksuz devlet" tarihe karışıyor. Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nı Samsun Adliyesi girişinde kırmızı halı sererek karşılayan Başsavcı'nın rütbesi indirilmiş; Önceki gün "Bir mağdur aranıyor" diye yazmıştım. Cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören referandumda yasa, oylama başladıktan sonra değiştirilmişti. "Gümrükte oy kullanan yurttaşlardan biri, mağdur olduğu gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde dava açarak Anayasa değişikliğini iptal ettirebilir" demiştim.Dün öğrendim ki, ben yazıyı yazarken "mağdure"nin başvurusu Strasbourg'a ulaşmış.Adı: Emine Stelzhammer...Avusturya'da yaşayan, çifte vatandaş bir Türk...10 gün önce avukatı Prof. Dr. Semih Gemalmaz aracılığıyla başvurusunu yapmış. Henüz işleme sokulmayan dilekçesinde referandumun "seçim hakkı"nı ve "ayrımcılık yasağı"nı ihlal ettiğini belirtmiş.Emine Hanım, tarihi bir hukuk skandalını düzeltebilir.Bekleyip göreceğiz. can.dundar@e-kolay.net Aranan mağdur bulundu