Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kimdir dünyayı ateşe veren Ariel şaron?
Cumhuriyet Dergi, Guardian'
ın 11 Eylül'den sonra Şaron'la yaptığı bir röportajı yayımladı.
Ailesi Rusya'dan göçmüş.
1922'de Tel Aviv yakınlarına yerleşmişler.
Babası Samuel, ziraatçıymış. "Asla bir siyonist olmayan" annesi Vera ise kendini istemeye istemeye Yahudilerin yerleşim sorununa adayan bir tıp öğrencisi...
"Tehlike, hayatımızın bir parçasıydı" diyor Şaron:
"İngiliz mandası yıllarında tüfeklerimizi at pisliklerinin altına saklardık. Çok küçük yaşlarımda tekrar tekrar tüfekleri saklayıp çıkardığımı hatırlıyorum."
Şaron,
çiftliğindeki bu söyleşide "koyunların bile kendisinden korktuğunu" söylüyor. Toprak sevgisinden söz ederken "Filistinliler de bu toprakları seviyor" denilince "Evet, buna saygım var. Aslında onlar mükemmel çiftçi" cevabını veriyor ve çocukluğunda - hatta yakın zamana dek - Arap arkadaşları ve çiftliğinde çalışan Araplar olduğunu anlatıyor. Sonra "güvenlik nedeniyle" bundan vazgeçmişler.
"Bütün hayatımız boyunca Araplarla birlikteydik. Ama terörle birlikte olamayız. Büyükbabam, annem, babam, ben, oğullarım terörle birlikte yaşadık. Elde kılıç bekleyemeyiz" diyor.

* * *

Peki kimin terörü bu?
"Buldozer" lakaplı Şaron'un biyografisinde bunun da cevabı var.
Şaron, 1948'den beri bütün İsrail savaşlarında rol almış. 1953'te yani henüz 24 yaşındayken bir Filistin köyünü basıp 69 sivilin katledilmesi eylemine imza atmış.
Dünya onu, Lübnan'ın işgalinde 20 bin kişiyi, Sabra ve Şatila kamplarında 1000'e yakın mülteciyi katledip istifaya zorlanınca tanıdı.
Onu daha iyi tanıtabilmek için "Lübnan cehennemi"nden sonra Oriana Fallaci ile yaptığı söyleşiden satırlar aktarmak istiyorum:
Fallaci sıkıştırıyor:
"Beyrut'a girmediğinize ve bütün Filistinlileri öldürmediğinize pişman mısınız?"
Cevap:
"Ben bu kente girmeyi hiç istemedim. Ama girmemiz kaçınılmaz olsa, beni bundan kimse alıkoyamazdı. Demokrasi falan dinlemez girerdim."

* * *

Fallaci, Arafat'
ın - bugünkü duruma çok benzer şekilde - Beyrut'u dünya çapında bir sempati dalgasıyla ve başı dik terk ettiğini söylüyor ve bu "askeri yenilgi"nin aslında bir "siyasi zafer" olup olmadığını soruyor.
Cevap, Şaron'un ve Washington'un ufuk yoksunluğunun bir kanıtı adeta:
"Arafat siyasi alanda ezilmiştir. Tekrar başlama umutları kalmadı. Dün gece Kissenger bana telefon etti, yeni bir dönemin başladığını, Filistin sorununun çözümü için yeni fırsatların olduğunu söyledi."
"- Filistinlilere Gazze ve Batı Şeria'yı geri vermeniz mümkün mü?
"- Alay mı ediyorsunuz? Burası binlerce yıldır İsrail toprağıdır. O zamanlar daha İncil bile yoktu meydanda. Bu bölgelerde Filistin devletinin kurulmasına asla izin vermeyeceğiz. Asla!"

* * *

Aynı Şaron bugün yine "demokrasi falan" dinlemeyip acımasızca saldırıyor.
Washington hala "yeni fırsatlar" umuduyla katliamı destekliyor.
Arafat'a yeniden "başı dik", sürgün yolları görünüyor.
Filistinliler ise, İsrail mandası altında "tüfeklerini at pisliklerinin altına saklıyorlar".
"Şaron'un çiftliği"
nde artık Araplara yer yok.
Ama öyle görünüyor ki, böyle giderse büyükbabası, babası, kendisi ve çocuklarından sonra torunları da rahat edemeyecek.