Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mehmet Tezkan’a bir “Hoş geldin” diyememiştim. Son yazısı vesile oldu, buradan hem Milliyet’e gelişini kutlamak, hem de veli olarak “Eline sağlık” demek istedim.
Dün manşet olan “okulda domuz gribi aşısı izni” yazısı, benimki dahil binlerce ailede yaşanan bir tartışmanın yankısıydı.
Biz ondan da kötü durumdayız.
Çünkü Tezkan’ların oğlunun 23 kişilik sınıfında aşı olmayı kabul eden 3 çocuk varmış; bizimkinde hiç yok.
Sıfır!
* * *
Aynı telaşı biz de yaşıyoruz günlerdir...
“Aşı izni verecek miyiz, vermeyecek miyiz?”
Eşe dosta soruyoruz, uzmanları dinliyoruz, okuyup anlamaya çalışıyoruz. Kafamız hepten karışıyor.
Açıkçası ben, güvendiğim birkaç uzmanı dinledikten sonra ikna olmuştum. Okullardaki yayılış hızını gördükten sonra “Aşı yaptıralım” yanlısıydım.
Lakin sınıfta hiç kimse aşı olmazken, üstelik aileleri de “Olmasını istemiyoruz” diye yazı yazıp yollamışken, zaten aşı olmayı hiç istemeyen bir çocuk nasıl ikna edilir?
Tam biz bunun mücadelesini verirken, “sağlık konusundaki en üst otorite” konuştu ve “One minute! Aşı olmam, torunuma da oldurmam, daha da gelmem bu oyuna” dedi.
Ve bizimki, sanki yegâne rol modeli Başbakan’mış gibi bu açıklamaya dört elle sarıldı:
“Başbakan aşıya direniyorsa, vardır herhalde bir bildiği... Biz niye olalım ki?”
* * *
Geçen gece Canlı Gaste’de NTV’nin Batı’daki muhabirlerine bağlandık.
“Sizin oralarda başbakanlar aşı vuruluyor mu? Torununu aşıya götürüyor mu? Bu konulara dokunuyor mu” diye sorduk.
Amerika’dan Selim Atalay , “Obama henüz aşı olmadı, ama kızlarına yaptırdı” dedi.
İtalya’dan Lütfullah Göktaş, “Burada siyasiler bu işe karışmıyor. Sadece Eğitim Bakanı hekimlerle görüşüp aşı olmaya karar verdiğini açıkladı ve bugün aşı oldu” dedi.
Fransa’dan Kayhan Karaca “Sarkozy bir açıklama yapmadı. Kimse de sormadı. Sorulan bazı bakanlar da ‘Bu sizi ilgilendirmez’ diye cevap verdi. Buralarda sağlık konusunda Sağlık Bakanı’ndan başkası konuşmaz. O da basının önünde aşı oldu” dedi.
* * *
Batı’da durum bu...
Bizim Başbakan ise aşı olmayacağını üçüncü kez (hem de bu sefer Roma’da) açıklamakla kalmadı, direnişin dozunu da artırıp “Aileme de yaptırmam”a getirdi.
Sağlık Bakanı “Ölümcül tehlike var. Mutlaka aşı olmalısınız” diye kampanya yürütürken Başbakan niye muhalif parti lideriymiş gibi onunla kamuoyu önünde inatlaşır?
Niye tam da onun “Aşıya siyasi amaçla karşı çıkıyorlar” dediği günün akşamına aşıdan korkan çocuklar gibi “Olmam da olmam” diye diretir?
Madem torununa yaptırmayacak kadar kuşkuları var, niye bizim çocukları aşılatır?
Niye “Aşının kötü yan etkilerini biliyor”, “Katkısız aşı bekliyor”, “Hastalığından olmuyor” gibi söylentilere bizzat zemin yaratır?
Ve en önemli soru:
Yarın ona uyup aşıdan vazgeçen çocukların başına bir iş gelirse bunun sorumluluğunu almaya hazır mıdır?