Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"Tevbih" sözcüğü siyasi literatürümüze girdi.
Sözcüğün günlük dildeki karşılığı; "azarlama"...
Manisa'da bir generalle bir il başkanının "İtilmiş - Kakılmış" düeti vardı ya; orada il başkanını "Defol git. Geç yerine otur. Haddini bil" diye azarlayan generalin "azarlama" cezası aldığı haberini yalanladı Genelkurmay...
Böylece hadisede "tevbih"le cezalandırılan tek kişi olarak ANAP'ın "itilmiş" il başkanı Ahmet Özövgü kaldı.
Ondan 2 gün önce de partisinin Genel Başkanı alenen "onursuz"lukla suçlanarak bir "tevbih"e muhatap olmuştu.

* * *
Ulusal güvenlik tartışmasının "İtilmiş"i ile "Kakılmış"ı, o tatsız kapışmadan sonra bugün ilk kez karşı karşıya gelecekler.
Çankaya'da kameralara poz verecekler. Kapılar kapanacak ve Yılmaz -cesaret ederse - "tevbih"e yol açan "Anayasa değişiklik paketi"ni açacak. O zaman da ister istemez bizim "Kırmızı kitap" gelecek gündeme...
"Kırmızı Kitap"tan bu sütunda bahsetmiştik; devletin tehdit sıralamasından ekonomi politikalarına, kültürel önceliklerden dış siyaset tercihlerine kadar her şeyin yazılı olduğu bir temel belge bu...
Kitabın "sivil siyaset" üzerinde bir "askeri vesayet" oluşturduğu iddialarına karşılık askerler, "Belgeyi Bakanlar onaylıyor, Başbakan yayınlıyor" demişti.
Pazar günkü Radikal'de Neşe Düzel'e konuşan Yılmaz Karakoyunlu "Ben bakanım, böyle bir belge görmedim. Belge açıklanmalı ve tartışılmalıdır"diyerek işi karıştırdı.
Düşünün, bir yanda özelleştirmeden sorumlu bakan var, öte yanda "Küreselleşme anlayışının ekonomik teslimiyetçilik olarak benimsendiğinden" yakınan Genelkurmay... ve ilgili bakan, hangi anlayışın "teslimiyetçilik" kapsamına girdiğini bile bilemiyor.
Mesela Telecom'un özelleştirilmesi teslimiyetçilik midir?
Kürtçe TV ulusal güvenliğe aykırı mıdır?
İdam cezasının kaldırılması terörle mücadeleye engel midir?
Parti kapatmanın zorlaştırılması milli müdafaayı da zorlaştırır mı?
Başörtüsü üniversiteye girerse milli güvenlik de tehlikeye girer mi?
Düşünce özgürlüğü devletin savunma reflekslerini zayıflatır mı?
Yılmaz'ın "değişimin ayak bağı" diye niteleyip tam açıklayamadığı kaygılar bunlar...
Üstelik "MGK'nın konumu" da o konulardan biri...
Ve işin acıklı tarafı; bu konuda da kararı MGK verecek.

* * *

Artık kavganın nedenini herkes biliyor:
Türkiye'nin Avrupa üyeliği üzerinde bir çıkar çatışması yaşıyoruz.
Düzenin eski egemenleri, tam üyelikle gelecek yeni egemenlik ilişkilerine direniyorlar.
Derindeki yarık, sık sık su üstüne vurarak "tsunami"ler yaratıyor.
Bu durumda Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer partiler - Yılmaz'ın deyimiyle - "üç maymunu oynuyorlar":
Dinlemiyor, görmüyor, konuşmuyorlar.
Oysa demokratik bir rejimin taşlarını yerine oturtmanın tam zamanı bugündür; bunu yapacak meşru otorite ise TBMM...
Cesur bir Anayasa değişiklik paketi şimdi Meclis'e gelecek.
Ülkenin seçilmiş güçleri "münferit" bir şey yapıp, hiç olmazsa bu kez, kendilerini var eden sisteme sahip çıkmak zorundalar.
Yoksa, bu gidişle daha çok azar işitirler.
Üstelik, malum, "Tevbih ile uslanmayanın hakkı kötektir".