2012’den beri uygulanan genel sağlık sigortası, sağlık hizmetlerinin kapsamını nüfusun tamamına yaygınlaştırdı. İşsiz kalanların sağlık sigortasını gelin birlikte inceleyelim...
Genel sağlık sigortası hayata geçtikten sonra Türkiye’de ikamet eden herkes genel sağlık sigortalısı olmuştu. 2012 yılından bu yana uygulanan genel sağlık sigortası, sağlık hizmetlerinin kapsamını nüfusun tamamına yaygınlaştırdı.
Çalışanların genel sağlık sigortası primleri işverenleri tarafından ödeniyor. Emekliler ve SGK’dan malullük, dul ve yetim aylığı alanlar ise prim ödemeden sağlık hizmetlerinden faydalanıyor. Bunun dışında işten ayrılanlar ve eşleri üzerinden sağlık hizmeti alan kişiler de eşlerinin ölümü sonrası bir müddet sağlıktan ücretsiz yararlanma hakkına sahipler.
Gelir testi değişti
Genel sağlık sigortasının hayata geçmesi ile birlikte gelir testi ile tanışmıştık. Gelir testi ilk etapta genel sağlık sigortasına ödenmesi gereken prim miktarını da belirlemek için kullanılıyordu.
Yapılan değişiklik sonrası genel sağlık sigortası primi sabitlenince gelir testi yalnızca primin kim tarafından
G20 Çalışma ve İstihdam Bakanları Toplantısı’nda, başta kadınlar ve gençler olmak üzere herkes için insana yakışır işleri destekleyen istihdam odaklı bir toparlanma planı hazırlandı. G20’nin planı, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından da memnuniyetle karşılandı
G20, küresel düzeyde ekonomi açısından en büyük 20 ülkeyi temsil ediyor. 2019 yılı verileri itibarıyla dünyanın 17. büyük ekonomisi Türkiye. 10 Eylül’de video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk’un da katıldığı G20 Çalışma ve İstihdam Bakanları Toplantısı’nda Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında çalışma hayatına ilişkin yürütülen çalışmalar ele alındı. Bununla birlikte, toplantı, Kovid-19 sonrasında başta kadınlar ve gençler olmak üzere herkes için insana yakışır işleri destekleyen istihdam odaklı bir toparlanma planı ile sonuçlandırıldı. Planın, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)
İşverenin ödemesi gereken kıdem, yıllık izin veya ihbar tazminatına karşılık, daha az bir ödemeyle bütün borçlarını sildirebilecek konumda bulunması iş sözleşmesine bağlı ibraları düzenleme ihtiyacı doğurmuştur. Ayrıntılara bakalım...
İş sözleşmesinde işçinin işveren karşısında pazarlık gücünün daha zayıf olması, işçinin işverene ekonomik, hukuki ve kişisel olarak bağımlı olması, iş sözleşmesi sona erdikten sonra da işverenin baskı altında ibraname imzalatabilme ihtimalini doğurmaktadır.
İbranameler tarafların sözleşme nedeniyle birbirlerine borç ve alacaklarının kalmadığını göstermek üzere hazırladıkları belgelerdir. İşverenin ödemesi gereken kıdem, yıllık izin veya duruma göre ihbar tazminatına karşılık, daha az bir ödemeyle diğer bütün borçlarını sildirebilecek konumda bulunması ya da işçinin işe iade davası açmasını bu yolla engelleyebilmesi iş sözleşmesine bağlı ibraları ayrıca düzenleme ihtiyacı doğurmuştur. İşverenle yapılan ibranamelere özel şartlar getirilmiştir.
İş sırasında olmaz
Yargıtay’a göre; “İş
Öğrencilik statüsünün kaybı sağlık hakkı açısından önemli. Ancak yeni mezunların iki yıl endişe etmelerine gerek yok. İşte ayrıntılar...
Bu yıl üniversitelerde pandemi nedeniyle coşkulu mezuniyet törenleri yapılamadı. Ancak yine de pek çok genç diplomasını alarak iş arayışlarına başladı. Üniversitelerin yüksek lisans doktora mülakat sonuçları da açıklandıktan sonra “öğrenci” statüsünü kaybedecek kişiler netleşmiş olacak. Öğrencilik statüsünün kaybı sağlık hakkından yararlanmak açısından önemli. Ancak yeni mezunların sağlık hakkı açısından iki yıl süreyle endişe etmelerine gerek yok.
Yeni mezun gençlerimiz için genel sağlık sigortasından (GSS) yararlanma açısından 10 Şubat 2016’da yapılan değişiklikle 2 yıl boyunca prim muafiyeti getirildi. Dolayısıyla, mezunlar iş bulana kadar sağlık sigortasından yararlanabilecek. Genel sağlık sigortasından 2 yıl süresince muaf olmak, gençlerin geleceğe ilişkin planlarını yapmaları açısından son derece önemli. Bu sayede kendilerine
Taşeron işçilerin hangi işkolunda yer aldıkları sendikal haklarını ve toplu iş sözleşmelerini de etkilemekte. Bu konudaki sorularımızı TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri ve YOL-İŞ Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar yanıtladı6356 sayılı Kanunun 17. maddesine göre; işçiler hangi işkolunda çalışıyorlarsa, o işkolunda kurulu bulunan bir sendikaya üye olabilmekte. 6356 sayılı Kanun işkolu sendikacılığını esas almakta, işçilerin de ancak fiilen çalıştıkları işyerinin girdiği işkolunda kurulu bulunan bir sendikaya üye olmalarına imkan tanımaktadır.
696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, kamu kurumlarında alt işveren şirketler yanında çalışmakta olan işçilerin, kamu kurumlarının sürekli/geçici işçi kadrosuna geçişinde, ilgili işçilerin sendika üyeliklerini koruyabilmeleri için alt işveren nezdinde çalıştıkları işyerlerinin girdikleri işkolu ile aynı işkolunda kurulu bulunan bir işyerine geçiş yapmalarını öngörmüştür.
Mağduriyet oldu mu?
6356 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 7. madde geçişi yapılan işçilerin, ilgili
Staj yapan gençlerin iş bulma ihtimali yükseliyor. Ancak Kovid-19 salgını staj olanaklarını kısıtladı. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi, staj yapmak isteyen öğrencilere ‘yetenek kapısını’ araladı.
Bu yıl başvurular sona erse de önümüzdeki yıllarda proje genişletilecek. Salgının ne kadar süreceğini bilmediğimizden bu proje pek çok öğrenciye önemli fırsat sağlayacak. İşte ayrıntıları...
4857 sayılı İş Kanunu’na eklenen Geçici 10. madde ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bütün iş sözleşmelerinin işveren tarafından feshi ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller dışında yasaklanmıştı. Geçen hafta Cumhurbaşkanı Kararı ile işten çıkarma yasağı iki ay süre ile uzatıldı.
Kanun yürürlüğe girdikten sonra işveren ancak işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan davranışlarına dayalı olarak fesih yapabilmeye başladı. Kanuna 27 Temmuz’da eklenen ibare ile belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, işyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi, ilgili mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona ermesi hallerinin de fesih yasağı kapsamında olmadığı belirtildi.
İşverene fesih yerine işçiyi ücretsiz izne çıkarma hakkı tanındı. İşveren işçiden onay almadan ücretsiz izin uygulamasını başlatabiliyor. Ücretsiz izne çıkartılan işçilere kısa çalışma ödeneğinden yararlanamamaları halinde işsizlik
Kısa çalışma süreleri, kanundaki açık ifade nedeniyle; işçinin yıllık izne hak kazanması için tamamlaması gereken bir yılın hesabında dikkate alınacaktır. Geçici 10. maddede düzenlenen ücretsiz izin, işçiler açısından kısa çalışma yapanlarla ayrım oluşturmayacak şekilde yıllık izin bakımından dikkate alınabilir.
Yıllık izin hakkı çalışanların yıllık bazda dinlendirilmesini sağlamaya yönelik önemli haklardan biridir. Anayasal dinlenme hakkının uzantısı olarak yıllık ücretli izin süreleri İş Kanunu’nda düzenlenmiştir. İş Kanunumuza göre; bir yıldan beş yıla kadar çalışmış işçiye 14 günden, beş yıldan fazla on beş yıldan az çalışmış işçiye 20 günden, on beş yıl ve daha fazla çalışmış işçiye 26 günden az izin verilemez. İşveren isterse sözleşme ile karşılıksız olarak veya belirli bir hedefe bağlı şekilde hedefleri tutturan işçilere ilave izin verebileceği gibi, toplu iş sözleşmesiyle daha uzun izinler belirlenebilir. 18 yaşından küçük ve 50 yaşından büyük işçilere ise