Çetin Altan

Çetin Altan

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bekri Mustafa’ya sormuşlar:
- İktidar partisinin lideri Recep Tayyip Erdoğan nasıl bir siyasetçi?
Bekri Mustafa:
- Bana sorarsan koçum, demiş, açıkgöz bir siyasetçi...
- Ne demek açıkgöz bir siyasetçi?
- Açıkgöz siyasetçi demek, birçok şeyi görmezden gelebilen siyasetçi demektir koçum.
- Öyleyse Erbakan da açıkgözdü...
- Yok, hayır, o düpedüz kördü. Görmezden gelmiyor, sadece görmüyordu.
***
Sade seçimleri değil, seçimlerden sonra partisini de kaybetmiş olan siyasal liderlerden biri:
- Acaba bizim parti nereye gitti, Allah vere de bir kazaya uğramış olmasın, diye aranmaya başlamış.
Kendisini şöyle uzaktan azıcık tanıyan Abdullah Gül:
- Duyduğuma göre demiş, seçimlerden sonra partisini de kaybeden liderler; her ihtimale karşı Adli Tıp’a gidip, mevtayı gözden geçiriyorlarmış. Yalnız patologlar:
"- Kaybettiğiniz yakınınızın bir özelliği var mıydı, diye soruyorlarmış kendilerine. Sizin kaybettiğiniz partinizin de bir özelliği var mıydı?
Ağlamaklı lider:
- Vardı, vardı, demiş.
- Neydi?
- Kafası olmadığı için, kıçıyla konuşmaya çalışırdı.
***
Seçimlerden önce parti liderleri, geceleri Tanrı’ya dua ediyorlarmış.
Bülent Ecevit:
- Yüce Tanrım, diyormuş, inşallah şu İsmail Cem, seçimleri kaybeder.
İsmail Cem de dua ediyormuş:
- İnşallah şu Bülent Ecevit, seçimleri kaybeder...
Tansu Çiller, Mesut Yılmaz’ın seçimleri kaybetmesi için dua ediyormuş; Mesut Yılmaz da, Bahçeli’nin seçimleri kaybetmesi için...
Ve Recep Tayyip Erdoğan da dua ediyormuş:
- Bütün parti liderlerinin duasını kabul eyle ya Rabbi...
***
Bektaşiye sormuşlar:
- Baba erenler sence siyasal bir iktidar neye benzer.
Baba erenler:
- Güle, demiş.
- Neden?
- Uzaktan bakanlar gülün güzelliğine hayran olurken, dikenleri sadece tutanın eline batar...
***
Nasreddin Hoca’ya dünkü Hürriyet’i uzatarak, "Avrupalı paşanın Avrupalı cevabı" haberini gösterdiler. Haberin alt başlığı şöyleydi:
"KKTC kuruluş törenine katılan Genelkurmay Başkanı Org. Özkök, Kıbrıs konusundaki sorulara, ‘Ben askerim, politikacı değilim’ diyerek yanıt vermedi"
Ve Hoca’ya sordular:
- Avrupalı paşanın Avrupalı cevabı böyle olduğuna göre, acaba Şarklı paşanın Şarklı cevabı nasıl oluyor?
Hoca:
- O da şöyle oluyor, dedi; "Asmayalım da besleyelim mi?"
***
İncili Çavuş, bir zamanlar Hümeyra’nın meşhur ettiği bir şarkının Şevket Rado’ya ait güftesini okuyordu:
Öyle uzak ki yerim,
Uzakları aşıyor.
Bütün özlediklerim
Benden ayrı yaşıyor

Ne her şeyim, ne hiçim.
Söyle dünyam ne biçim.
Bir kör düğüm ki içim,
Çözdükçe dolaşıyor.
İncili Çavuş’a:
- Nerden aklına geldi bu şiir, dediler.
İncili Çavuş, şiirin son dizelerini tekrarlayarak:
- Bir kör düğüm ki içim, çözdükçe dolaşıyor, dedi. Ve ekledi:
- Kıbrıs sorunu gündeme her geldiğinde, nedense aklıma hep bu şiir takılıyor.