Mars’a yerleşmek isteyen 4 Türk genci

Geçen perşembe böyle bir haber vardı.
*
Biten bin yılın sonuncu yüzyılında doğup da, aynı yüzyılın ortalarında dünyadan ayrılmışların hiçbirinin kendi yerel dünyasında haberi olmamıştı böyle taze bir havadisten.
*
Bunun temeldeki nedeni de, İNSANOĞLU’nun o zamanlar henüz Uzay’a ayak atmamış olmasıydı.
3’üncü binyıla basmaya birkaç yüzyıl kala, “Uzay Dünyası” sayılan Ay’da dolaşmaya başlamış bir “Uzay Adamı” şöyle sesleniyordu yerküremize:
- Dünya çağı kapanmış, Uzay çağı başlamıştır. Dünya çağının kapağının üstünü sıkıca kapatın.
*
220 ülkeli ve 7 milyar nüfuslu dünya bir anda uzaya uçacak değildi ya...
*
Dünyada 70 bin çeşitli canlıyla birlikte insanoğlu da var olmuştu. Bilimcilerin bazılarına göre “Maymundan dönüşmüştü”.
*
Zamanına gelince, ne zaman mı?
2 milyon yıl kadar önce.
Dinozorlar ise 1 milyar yıl daha önce gelmiş ve dönemlerini tamamlayıp kaybolmuşlardı.
*
İlk kez yeryüzü ile “yıldızlar dünyası” bütünleşiyordu ve geçen perşembe basınında, hayatlarının sonuna kadar Mars’ta yaşamak isteyen 4 Türk çocuğunun haberi çıkıyordu.
*
Bu haberi, bizden önce gelip geçmiş kuşaklardan hiçbiri göremiyordu.
*
11.6.1977 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlanmış imzasız bir fıkra:
“Koalisyon fıkraları
Herkesin âşık olduğu güzel bir kızla, kimsenin âşık olmadığı kaknem bir koalisyon arasında ne fark vardır?
Birincisi teklifleri ret ede ede kurulur.
İkincisi teklifleri kabul ede ede...”
*
Uzay gerçekleriyle üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri söyleyen 700 sene önce yaşamış olan Yunus Emre şöyle diyordu:
Mal sahibi, mülk sahibi
Hani bunun ilk sahibi
Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz sen oyalan.