Sepya renkli bir güvenlik kamerası. Gece bir sokağı gösteriyor. Görüntünün sol üst köşesinden bir adam giriyor önce görüntüye, omzunda bir şey taşıyor. Sonra hemen arkasında ikinci kişiyi görüyoruz. İkisi birlikte uzun bir demir parçası taşıyormuş meğer, görüntülerden anladığımız bu. Tam o sırada ekranın sol tarafından biri giriyor görüntüye. Bir binanın birinci katından yere atlıyor. Atlayan adam ve demir taşıyan adamlar selamlaşıyor. Sonra demiri taşıyanlar kendi yoluna giderken atlayan adam da binanın önünde birtakım boruları sökme işine koyuluyor. Görüntüde gördüklerimiz bunlar. Olan işe şu: İki hırsız bir iş yerinden çaldıkları demir parçasını götürürken geçtikleri bir sokakta, bir iş yerinin klima cihazını çalan hırsızla karşılaşıyor. Selamlaşıyor hırsızlar ve hepsi de kendi işine büyük bir rahatlıkla devam ediyor.
Ukrayna savaşına dair notlar
Ukrayna’da savaş hâlâ sürüyor. 40 gündür devam eden savaşın bir cephesi de ekonomik yaptırımlar. Bu yaptırımlar başlangıçta Rus rublesinin büyük çapta değer kaybetmesine neden olmuş, 1 dolar, 80 ruble civarındayken, bir anda 140 rubleye kadar çıkmıştı. Rusya tabii hemen karşı atakta bulundu. Mesela, verdiği faiz oranını yüzde 8.5’ten yüzde 20’ye çıkardı. Döviz alımlarına yüzde 30 vergi konuldu. Enerji ihracatçısı şirketlere rezervlerinin en az yüzde 80’ini rubleye çevirme zorunluluğu getirildi. Rusya Merkez Bankası önceden açıklayarak piyasaya dolar satışıyla müdahale etti. Elbette yaptırımlar ve rublenin düşüşü Rusya’yı çok olumsuz etkiledi ama hızla aldığı kararlar sayesinde bu zararı sınırlı tutmayı başardı.
Rusya’nın yaptırımlara karşı adımları bununla da sınırlı kalmadı. Enerji ihracatında bundan sonra sadece ruble kullanılacağını, ödemelerini ruble ile yapmayan ülkelere doğal gaz ve petrol satışının durdurulacağını açıkladı. Avrupa Birliği geçen hafta ABD ile yaptığı gaz anlaşmasının da etkisiyle bu karara uymayacakları yönünde açıklamalar yapıyor. En önemli dayanakları ise halihazırda imzalanmış anlaşmalarda ödeme yönteminin dolar ya da euro olarak belirlenmiş olması. Gerçi Rusya’nın bu alanda fazla bir şey yapamaz. Çünkü eğer AB’ye gaz satışını durdurursa, elindeki gazı satabileceği alternatif bir pazarı yok. O nedenle, Rusya bu konuda ufak bir geri adım atıp, rubleye geçişin zamana yayılacağı ve mevcut anlaşmalara uygulanmayacağını söyledi. Yani ekonomik savaş da bir yandan tüm hızıyla sürüyor. Yoksa asıl savaş mı demeliydim.
Yurtta sulh, cihanda sulh ilkesi uyarınca hareket edip, karşılıklı çıkarlar, ortak faydalar öne çıkartılınca, tüm Batı’yı saran Rus düşmanlığı ve hatta Rus olma ihtimali olan her şey ve herkese yönelik ırkçı tutumu ve iptal kültürünü reddedip yerine uzlaşmayı koyunca ortaya bambaşka bir görüntü çıktı. Rusya ile Ukrayna müzakereleri neredeyse fiilen Türkiye’de yürütülüyor. Ukrayna lideri Zelenskiy ve Rusya lideri Putin’in İstanbul’da görüşmesi ihtimali var. Rusya ayrı, Ukrayna ayrı teşekkür ediyor Türkiye’ye. Olası bir anlaşmada Ukrayna, Türkiye’nin de garantör olmasını istiyor ve buna Rus tarafı da olumlu yaklaşıyor. Türkiye uzun zamandır dış politikada bu kadar saygın ve etkili bir noktada durmamıştı. Keşke bu duruş hemen şu an -tabii ki her bir alanın kendi özel koşulları dikkate alınarak- tüm dış politikamıza uyarlansa.
Rusya sivilleri öldürmeye devam ediyor. Geri çekilme yolunda sivil cesetlere bubi tuzakları yerleştiriyorlar mesela. Ukrayna toplam sivil can kaybının en az 5 bin olduğu düşünülüyor.
Ukrayna’nın direnişi efsanevi boyutlara ulaşmaya başladı. Rusya kimilerine göre yeniden saldırıya geçmek için toparlanmak maksadıyla, kimilerine göre ise karşılaştığı ağır direniş sonucunda kimi alanlardan geri çekilmeye başladı. Perşembe gecesi iki Ukrayna helikopteri alçak irtifa uçuşla Rusya sınırını geçti ve Rusya topraklarında bir tesisi bombaladı.
Ama bu efsanevi direnişin üzerinde korkunç bir var, Neonazilerin gölgesi. Geçen hafta bir sosyal medyada yer alan bir görüntü şimdiye kadar Neonazi gerçeğine gözlerini kapatmayı seçen Batılı ülkeler tarafından bile görmezden gelinemedi. Ülkedeki en büyük ve etkili Neonazi grubu olan Azov Taburu’na ait milislerin esir Rus askerlerini kan kaybından ölsünler diye bacaklarından vurdukları videolardan bahsediyorum. Bunun yanında Rus askerlere işkence görüntüleri ve “Mariopol’ü terk etmek isteyen sivillerin Azov militanları tarafından öldürüldüğü” yönündeki açıklamaların olduğu onlarca başka görüntü de var. Ukrayna hükümeti bu görüntülerle ilgili olarak inceleme başlatıldığını açıkladı ama elbette bu araştırmadan bir sonuç beklemek pek gerçekçi değil.
