ÖYLE anlaşılıyor ki; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün geniş katılımla gerçekleştirdiği Çin gezisinden herkes mutlu döndü. Çin gerçekten de baş döndürücü bir hızla büyüyor.
Ve Çinliler farklı coğrafyalara yatırım yapmaya hazırlanıyor.
Geçen yıl İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile beraber Çin’e gitmiş ve bu değişime ben de şahit olmuştum.
Shangay, Pekin, Tianjin’de müthiş gelişmeler yaşanıyor. Devasa serbest şehirler kurulmuş, limanlar yapılmış ve dünyanın büyük firmalarını üretimlerini bu bölgelere kaydırmış durumda. Tianjin’de yaptığımız görüşmelerle Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyaretinde söylenenler birbiriyle çakışıyor.
Çinliler, Avrupa’ya daha fazla mal satmak istiyor ve Türkiye gibi partnerler arıyor.
Gelelim bizi ilgilendiren ayrıntıya...
Cumhurbaşkanı Gül, Çin’e giderken İzmir’den bir heyetin de yanında olmasını istedi. Kimler vardı? Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Mopak’ın sahibi Mehmet Ali Molay, Ege Tütün İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Noyan Gürel ve İzmir Genç İşadamları Derneği Başkanı Mehmet Timuroğlu...
* * *
İTO Başkanı Ekrem Demirtaş şunları söylüyor.
“Çin’deki yapılan temaslarda Çinli işadamları ve büyük şirketlerin CEO’ları İzmir’e son derece yakından ilgili gösterdiler. Konya ya da İzmir’de yatırım yapacağı söylenen otomotiv şirketi tabii ki koşullarına uygun olan yeri seçecektir. Zafer Çağlayan, tüm Türkiye’nin Bakanı’dır. Ancak İzmir’e olan ilgi de yakından görüldü. Bu konuda Çin’deki 25 büyük şirketin CEO’sunu İzmir’e çekmek için davet yazıları bugün (dün) gönderildi.”
Toplantılara katılan Mehmet Ali Molay, şöyle konuşuyor. “Cumhurbaşkanımızın ağzından Çinli otomotiv yatırımcılarının Türkiye’ye ilgisi olduğunu ve bunun adresinin de İzmir olacağını duyduk. Hatta İzmir’in Torbalı’sı uygun olabilir dendi. Konya’nın ise ismi bile telaffuz edilmedi. Zaten Konya olması da mümkün değil. Çünkü bu yatırım bir montaj sanayi olarak yorumlamak gerekir. Çünkü parçanın yüzde 80’i Çin’den gelir. Geri kalanı yerli piyasadan karşılanır. İzmir’in limanı var, hazır iş gücü var. İhracat imkanları var. Konya’nın bu tür lojistik avantajları yok. O yüzden eğer böyle bir yatırım yapılacaksa bu kesinlikle İzmir’e olur. Yani tercih siyasi değil, ekonomik olur.”
* * *
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki de Molay gibi düşünüyor.
“Yabancı yatırımın gelmesini isteriz. Ama bu yatırım katma değer, istihdam yaratacak mı? Montajın yüzde kaçlık bölümü yerli üretimden karşılanacak? İzmir, Opel ile bir tecrübe yaşadı ve sonuçları iyi olmadı. Çinli firma gelsin ama yan sanayisini bizden alsın. Ürettiğini de ihraç etsin. Bir diğer konu da otomotiv devlerinin son krizden sonra konsolidasyona uğraması. Yani ya kapanıyorlar, ya da birleşiyorlar. Yatırımın Konya’da olması bugünkü koşullarda mümkün değil. Çünkü en önemli unsur artık lojistiktir. Şans da, ekonomik koşullar da İzmir’den yanadır. Artık bu tür büyük yatırımlarda siyaset ikinci plana itilmiştir. Maliyet ve zaman açısından İzmir alternatifsizdir. İzmir ve çevresinde halihazırdaki mevcut yan sanayi bütün dünyaya iş yapıyor. Kalite problemi yok, dünyayla rekabet edebilir rakamlarda çalışıyor. Konya’da gelişmeler var ama bu büyüklükte değil. Toplam ihracatın yüzde 20’si İzmir’den yapılıyor. Dünya krizde ve bu ortamda siyasi değil, ekonomik kararlar verilir...”
* * *
Peki AKP İzmir İl Başkanı Ömür Kabak, yapılması planlanan bu yatırımla ilgili ne düşünüyor.
Kabak’ın da görüşleri şöyle:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın İzmir’e olan ilgisini herkes biliyor. EXPO sürecinde hep İzmirlilerin yanında oldu. Burada da aynı şeyi yapacaktır. Sayın Başbakanımız da son ziyaretinde İzmir’e yatırım yapmaya devam edeceklerini açıklamıştı. Ben bu tür yatırımlarda hükümetimizin siyasi kararlar alacağını düşünmüyorum. İzmir’in yatırıma ihtiyacı var. Bunu herkes biliyor. Gelişen, büyüyen, değişen bir İzmir istiyoruz. Ben Çin gezisinde olmadığım için aslında ayrıntıları bilmiyorum. Devlet Bakanımız Zafer Çağlayan’ın da neden böyle ifade kullandığını bilmiyorum. Ama eminim ki; böyle bir yatırım yapılacaksa İzmir’de olacaktır. Biz teşkilat olarak konu gündeme geldiğinde gerekli mücadeleyi veririz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.”
Biraz da Konya’ya ses verelim. Belli ki Çağlayan’ın sözleri Konya’yı hareketlendirmiş. Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez ise şöyle konuşuyor.
“Çinli bir şirketin otomotiv yatırımı yapmak istediklerini toplantıda ifade etti. Sanıyorum Cherry firması. Türkiye’de araçlarının satıldığı söylendi. Çinli şirketin dillendirilmesi bu işi bozabilir. Onun için sabırlı olmamız gerekiyor. Konya’da yapılmasını arzu ediyoruz. Ciddi gayretlerimiz var. Ama bu işte net karar verilmiş değil. Konya’da olma ihtimali yüksek gözüküyor. Ortadoğu’ya hitap etmek istiyor. Bu iş için en ideal yerin Konya olduğunu söyledik. Çünkü Suriye’de yüzde 80 civarında araçlar Çin aracı. Irak ve Mısır’da da öyle. Türkiye’nin otomotiv altyapısı da var Konya’da. Konya’da şu anda Çinli bir tekstil şirketinin yatırımı var. Konya’da arazi bol. Otomotiv yatırımıyla ilgili İzmir’in altyapısı yok. Opel yaptı, sonra kapattı fabrikayı. Biz, Konya’da yapılması konusunda her şeyimizi ortaya koyacağız.”
* * *
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise “İzmir’e bir otomotiv yatırımı düşünülüyor. Ama bu daha proje aşamasında, ilerleyen günlerde detaylar ortaya çıkar. Amaç sadece otomotiv ve Çinli yatırımcıları değil; yabancı sermayeyi İzmir’e çekmektir” diye konuşuyor.
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan‘ın sözleri kafaları karıştırmış gibi gözüküyor.
Ama konuştuğumuz her çevreden yetkililer, böylesine büyük yatırımların artık siyasi değil, ekonomik açılar dikkate alınarak verildiği şeklinde...
Nitekim şu ihracat rakamları da gerçeği ortaya koyuyor.
Konya’nın otomotiv ve yan sanayi ihracat rakamı 182 milyon dolar...
İzmir’inki 697 milyon dolar, Manisa’nın 169.8, Aydın’ın 75.4, Balıkesir’in 25.6, Denizli’nin 3.8 milyon dolar. Bu rakamlara üretimi İzmir ve çevresinde olup; ihracatı diğer illerden gözükenler dahil değil. Bunlarla birlikte İzmir’in otomotiv ve yan sanayi ihracatı 1.5 milyar dolarları geçiyor.
İzmir kamuoyunun genel görüşü, yatırımın siyasi değil ekonomik kararlarla alınacağı ve tercihin İzmir olması gerektiği yönünde.