Dünya güzellik tarihi sonsuz derinlikte. İnsanoğlunun binlerce yıllık evrimi, aslında güzelliğin de evrimi. Çağlar boyunca insanlar gerek kişisel çabalarıyla, gerek zaman içerisinde bilimsel olarak hep daha güzele ulaşma istek ve gayreti içinde oldular. Bu da günümüzde bizim, güzelleşme konusunda çok önemli bir bilgi birikimi ve altyapı edinmemize olanak verdi.
Özellikle son yıllarda bilimsel olarak yapılan araştırmalar kişilerin tercihleri ve eğilimleri konusunda önemli analizlere ulaşmamızı sağlıyor. Bu araştırmalar sayesinde resmin bütününe bilimsel olarak bakabiliyoruz.
Ameliyatsız güzelleşme trend
Tıpta kullanılan teknolojilerin artarak çoğalması, güzelliğe giden yolda da çok geniş imkânlar sunuyor. Eskiden sadece “ameliyat zorunlu” denilen vakalarda gelinen nokta, bazı durumlarda ameliyatın eskisi kadar da zorunlu olmadığını gösteriyor. Kısacası artık pek çok sorunu ameliyatsız olarak çözebiliyoruz. Bu durum, ameliyatsız estetik uygulamalarının başarısı ve bununla doğru orantılı olarak
Günümüzde dünyada ve ülkemizde, yüz gençleştirme tedavileri neredeyse saç kesimi, manikür kadar yaygın ve doğal. Uzun yıllardır hayatımızda olan yaşlanma karşıtı tedaviler, fiziğimize ve dolaylı olarak da sosyal hayatımıza, psikolojimize sağladığı katkılardan dolayı giderek artan oranlarda tercih ediliyor. İngiltere’de geçen yıl yapılan bir araştırma, ülkede yaşayanların yüzde 23’ünün daha önce kozmetik bir tedavi geçirdiğini ortaya koyuyor. Hal böyle olunc kişisel bakımın bu denli önemsendiği bir dünyada, yaygın estetik uygulamalarının başında gelen botoks da önemini ve cazibesini artırmaya devam ediyor.
Neden botoks?
Her şeyden önemlisi botoks, bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış bir tedavi. Bu sebeple de uzun yıllardır hayatımızda yer alıyor. Daha da önemlisi şu anda piyasadaki en popüler, etkisini anında gösteren, ağrısız, non-invaziv yani ameliyatsız seçeneklerden biri. Özlediğimiz gençliğimizi geri getirebilecek bir yüz bakımı ihtiyacına yanıt olarak geliştirildi. Kısa sürede yapılması, etkisini
Son okuduğum bilimsel bir araştırma, geçen yıl İngiltere’de 10 milyon kişinin çene sıkma problemi ve buna bağlı sorunlar yaşadığını ifade ediyordu. Çenesi sımsıkı dolaşan bu kişiler, bu durumlarından kaynaklı baş, yüz ve boyun ağrılarının yanında, çenelerinde rahatsızlık ve zamanla dişlerde yapısal bozulmadan mustarip durumdalar. Kısacası çene sıkma problemi tüm dünyada çok yaygın ve etkileri yaşam kalitemizi olumsuz etkiliyor. Bunun yanında özellikle kadınlarda, çene sıkmadan dolayı aşırı büyüyen masseter kası, çene bölgesinde istenmeyen bir genişlemeye de neden olabilmektedir.
Çene sıkma problemi artıyor
Ben de danışanlarımdan sıklıkla duyduğum üzere, çene sıkmaya bağlı olarak diş gıcırdatma şikâyetinin çok yaygın olduğunu söyleyebilirim. Bu problemin özellikle hâlâ da içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde artan stres ve kaygı
Son zamanlarda kadınlar ve erkekler arasında çok tercih edilen bir uygulama var: Ameliyatsız burun estetiği. Burun dolgusu olarak bilinen ameliyatsız burun estetiği ile burun şekillendirme çok popüler bir tedavi.
Araştırmalar Amerika’da bu uygulamanın 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 30 arttığını gösteriyor. Bu durum ülkemiz içinde yaklaşık oranlarda geçerlilik taşıyor. Özellikle çok yaygın olarak kullandığımız sosyal medya uygulamaları, sıklıkla yaptığımız zoom toplantıları ve ünlülerin etkisi bizi burun dolgusu ile tedavide artan taleplerle buluşturuyor. Dolgu ile yapılan ameliyatsız burun estetiği uygulamadaki hızı ve konforu nedeniyle tercih ediliyor.
Uygun burunlarda başarılı sonuç
Doğuştan ya da bazı durumlarda travma sonucu burunda oluşan eğrilik dermal dolgu maddesi ile tolere edilebiliyor. Öncelikle bu tedavi hakkında bilmemiz gereken en önemli şey. Ancak bu konuda bilmemiz gereken diğer önemli şey ise burun dolgusu ile yapılan ameliyatsız burun estetiğinin her burun için uygun olmadığıdır. Şimdi bu iki temel bilgi ışığında işlemi genel olarak ele
Bu hafta sosyal medyada çok gündemde olan 'göz altı ışık dolgusu'nu ele alalım istiyorum. Günümüzde artık giderek artan sayıda kişinin tercih ettiği dolgu uygulamaları arasında göz altı ışık dolguları ilk sıralarda yer alıyor.
Morluklara veda
Biz dermatologlar uzun zamandır bir çeşit hacimlendirici olan dermal dolguları keyifle kullanıyoruz. Dermal dolgular aslında, birden fazla uygulamayı kapsayan şemsiye bir terim. Hacim ve nem vermesi nedeniyle farklı bölgelerde severek kullandığımız hyaluronik asit dolgu maddeleri göz altında da başarılı sonular almamıza olanak sağlıyor. Özellikle göz altının çok ince ve hassas olan cildindeki morluğu tedavi etmek için kullanıyoruz.
Çöküntü gideriliyor
Göz altı morluğu ve çöküklüğü göz altının daha koyu görünmesine bu da kişinin daha yorgun görünmesine neden olabiliyor. Bu alana yapılan dolgu uygulaması ile bu görünüm hafifletilebiliyor. Gözaltı dolgusu ile göz altındaki tüm sorunları gidermek maalesef mümkün
Her insanın farklı bir havası vardır. Bu farklılıklar zamandan bağımsız kişiye özel bir durum içerir. Ancak bazılarımız özellikle yüz bölgesinde zamanın etkisini daha fazla gösterebiliriz. Bu da yaşam tercihleri, her zaman altını çizdiğim gibi genetik farklılıklar ve elbette çevresel faktörlerle ilintilidir. Ancak bazı kişiler daha doğal ve sağlıklı yaş almak konusunda diğerlerine göre daha iyidir. Gelin şimdi bu konuya bir göz atalım.
Her zaman 1 numara
Yaş almaya dair yüzde gelişen görsel etkileri kozmetik olarak azaltmak için çok farklı seçenekler vardır. Bunlar, topikallerden enjektabllara kadar uzanan geniş bir skalada yer alır. Alın çizgilerini, kaş çatma çizgilerini ve kaz ayaklarını tedavi etmek için yüzde kullanımı ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan botoks dünyada en çok kullanılan seçenektir.
Botoks, kas aktivitesini önlemek için uygulanan bir tedavidir. Sık tekrarlandığı için çizgi ve kırışıklık oluşturan hareketler bu sayede kasların rahatlatılması ile geçici olarak
Kırışıklıklarla hepimizin başı dertte. Yaşınız, cinsiyetiniz ve yaşam alışkanlıklarınız ne olursa olsun herkes 20’li yaşların ortalarından itibaren kırışıklıklarla tanışmaya başlar ve öz bakımına dikkat edenler için kırışıklıklardan kurtulmak önem taşıyan bir gündem oluşturur. Özellikle 40’lı yaşlarda iyice kendini belli eden, insan hayatının doğal süreci olan bu değişim, ilk olarak alın ve göz çevresinde başlar.
Tıbbın estetik konusundaki çalışmaları uzun zamandır yaşlanma karşıtı diye tanımladığımız geniş alanda çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalardan çıkan sonuçlarla biz dermatologlar da hastalarımıza faydalı çözümler üretmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Yaş alma sürecinin bir parçası olan kırışıklıklar için her dönemde farklı çözümler mevcut. Özellikle ilk gençlik yıllarından başlayarak yaşam şeklinizin bir parçası olacak bakım rutinleri uzun vadede tedavilerimizi destekleyerek, çok başarılı sonuçlar almamıza olanak sağlıyor.
Şimdi gelelim kırışıklık nedir?
Yaş alma
Sağlıklı bir cildi korumak günlük temizlik ve nemlendirme rutininden daha fazlasını gerektirir. Çünkü zamanın etkisi ile cildimiz elastikiyetini kaybetmeye başlar, ince çizgiler özellikle yüz bölgesinde kırışıklıklara neden olur. İyi bir bakım rutini uygulasanız bile yüzünüzdeki hacim azalır, oluşan kırışıklıklar da sizi olduğunuz ve hissettiğiniz yaştan daha olgun gösterebilir.
Düzenli olarak uyguladığınız güzellik rutininizin etkilerini korumak ve hatta artırmak için natürel botoks uygulaması önem taşır. Anatomik yapınıza ve size özel bir planlama ile erken yaşlanma belirtilerini önlemek ve cildinizi dolgun, pürüzsüz ve kırışıklıklardan uzak tutmak için natürel botoks değerlidir.
Bilindiği üzere botoks, dünyadaki en popüler kozmetik tedavidir. Etkili sonuçları ve güvenli olmasının yanında ekonomik olarak ulaşılabilir olması da tercih edilmesini sağlamaktadır.
Natürel botoks neden erken yaşlarda yapılmalı?
Botoks, literatürde yaşlanma karşıtı tedavi olarak geçer. Bunun anlamı doğal bir