Bizdekine benzer bir travma kaç ülkede daha yaşanmış, yaşanıyor olabilir?! Deniz Kuvvetleri’nde peş peşe intiharlar yaşanıyor. İzmir’de silahıyla yaşamına son veren albayın eşi, ‘Bizi yaktılar’ diye haykırıyor cenaze töreninde. Dünkü Milliyet’te önemli bir saptama vardı; Berk Erden’in intiharına yol açtığı öne sürülen, eşini bir evden çıkarken gösteren eski tarihli görüntülerin video paylaşım sitesinden çekilmesi için girişimde bulunulmamış. Denizci subaylarla ilgili olarak komutanlarına ‘suikast’ iddiaları var. Ali Tatar da benzer bir suçlama nedeniyle tutuklanıp serbest bırakılmıştı. Hakkında yeniden yakalama kararı çıkarıldığını haber alınca dayanamadı, üzerindeki baskıyı onur meselesi sayıp yaşamına son verdi.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit, Albay Erden’in ardından, “Gördüğünüz gibi onur intiharları oluyor. Buna susmak mümkün değil. 5 yıl önce Ankara’da çekilmiş görüntüler. Eşiniz, kız kardeşiniz, ablanız, akrabanız, herhangi bir binanın önünde olamaz mı? Görüntüler günlerdir internette” diye tepki gösterdi.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da, denizcilere yönelik ‘suikast’ suçlamalarıyla ilgili iddianamede tek satır yer almadığına işaret ederek, son gelişmelerin orduda yol açtığı moral bozukluğundan duyduğu rahatsızlığı Haber Türk’teki söyleşisinde dile getiriyor.
TBMM’ye giden suikast kurbanı aileler arasındaki Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali’nin öyküsünden başlarsak 60 yıllık travma, ‘neden öldürüldüler’ ya da ‘neden ölüyorlar’ sorularına gerçekçi yanıtlar bulabilmek.
Bu olaylara en uzak ülke gibi görünebilecek ABD’de Kennedy, Martin Luther King suikastlarını da içine alan Vietnam Savaşı boyunca toplumu derinden etkileyen bu ‘travma’dan, medyanın da takipçiliği sayesinde, Nixon’un Watergate skandalıyla düşürülmesi sonucu 1970’lerde çıkılabilmiş.
Latin Amerika’da ise ABD/CIA patentli askeri darbeler döneminde kayıplar, faili meçhuller işkenceden ölümler sonucu kanlı bir tarih yazıldı. Şili’de, Arjantin’de, Brezilya’da askeri diktatörlüklerin yerinde bugün ‘sol’ iktidarlar var. Uruguay’da olduğu gibi darbecilerden otuz yıl sonra bile hesap sorulabiliyor.
Bu hesaplaşma komşumuz Yunanistan’da da yapıldı.
‘Albaylar Cuntası’ devrildikten sonra darbeciler cezaevine gönderildiler.
Türkiye’de bu hesaplaşma yapılamadığı için aralarında 12 Eylül öncesinin suikast mağdurlarının da bulunduğu aileler, 30 yıl sonra Meclis’e gidip, araştırma komisyonu kurulmasını istiyorlar.
CHP’li Kemal Anadol, ailelerle görüşürken, “Faili meçhul cinayetler varsa, o cinayetlerin faili bizatihi devlettir” diye konuşmuş. Ancak bunu söyleyip seyretmek olmaz!
TBMM’deki siyasi partiler, anayasa, iç tüzük, erken seçim gibi bahanelerle başkanlığa sunulan ‘dilekçe’yi savsaklamadan komisyonu kurup çalıştırmalıdırlar.
Suikastlar aydınlatılmadan bu travmadan çıkamayız.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025