Milliyet’e konuşan Bakan Uraloğlu, sanayi merkezleri ile limanlar arası bağlantıların demiryolları üzerinden sağlanması konusunda özel bir çalışma yürütüleceğini söyledi... Marmara’daki sanayi ağırlığını Anadolu’ya kaydırmayı hedeflediklerini belirten Uraloğlu, projenin tarım alanları ve çevreyi gözeterek hayata geçirileceğini vurguladı...
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Milliyet’e geçen hafta yapılan Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) toplantısından sonraki açıklamaya yansıyan “demiryolları ile liman bağlantılarının güçlendirilmesi” kararını anlattı.
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir ve Ankara Temsilcisi Didem Özel Tümer’i makamında ağırlayan Uraloğlu, üretim, sanayi merkezleri ile limanlar arasındaki bağlantının demiryolları ile sağlanması ile Marmara Bölgesi’ndeki sanayi yoğunluğunun Anadolu’ya kayması konusunda çalışacaklarını söyledi. Geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yaptığı görüşmeye
Türkiye’nin diplomatik ilişkileriyle ilgili özellikle de yabancı kaynaklı, eş zamanlı bazı haberler peş peşe gelince bir durmak ve etrafı kolaçan etmek lazım. Önceki gece içinde hem Türkiye hem Libya geçen iki ayrı haber düştü gündeme. Bir tanesi Fransız AFP ajansının “Bazı Suriyeli sığınmacıların Türkiye destekli paralı asker gibi gösterilerek Libya’ya kaçırıldığı”na yönelik haberi, diğeri de “Türkiye’nin, Trablus’un doğusundaki Khoms-Port limanını 99 yıllığına kiraladığı ve limanı askeri amaçları için kullanacağı” iddiası. Bu arada bu liman meselesine benzer haberler geçmişte de gündeme gelmişti. Yani böyle zaman zaman dolaşıma sokulan bir haber çeşidi var.
Bunlar ne kadar doğru ne kadar yanlış meselesine geçmeden, başka iki bilgiyi yan yana getirmek lazım. İlki, sadece 7 gün önce Türkiye’nin Abdülhamit Han Sondaj Gemisi’ni Akdeniz’deki yeni görevine doğru uğurlamış olması. İkincisi de Milli Savunma Bakanlığı’nın iki gün önce Türk Deniz
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, açık liselere geçiş konusunda “Açık liseye nakil süreçlerini zorlaştırarak eğitim verdiğini iddia eden yapılarla da mücadele etmiş olacağız” dedi. Yeni dönemde sınıf tekrarının geleceğini belirten Bakan Tekin, “Devamsızlıkla ilgili çocuklarımız af ya da benzeri beklenti içerisinde olmasınlar” açıklamasını yaptı.
“Reform kavramı beni rahatsız ediyor” demesine karşın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin yeni eğitim ve öğretim dönemi yaklaşırken peş peşe önemli kararları açıkladı. Milliyet’in manşetlerine taşıdığı özel okul ücretlerindeki, servis ve yemek ücretlerindeki fahiş fiyat artışları, üniversiteye hazırlık için açık liseye geçilmesi gibi konularda açıklamalar yapan Tekin, medya kuruluşlarının Ankara Temsilcileriyle buluşmasında özetle şunları söyledi:
SINIF TEKRARI GELİYOR: Yardımcı kitaplar, seçimlik dersler gibi konularla ilgili yaptığımız çalışmayı yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacağız. Okul terkleriyle ilgili yaşanan sorunlar var. Onlarla
Adım adım yerel seçime doğru giderken, geçtiğimiz günlerde bir yazımda bahsettiğim şey oluyor. Başta büyükşehirler olmak üzere belediye başkan adaylıkları için birden fazla isim ortaya atılıyor. Elbette bir kısmı isteği yansıtıyor bir kısmı da nabız yoklama için yapılıyor. Bunlardan biri İzmir için son dönemde gündemde. Ankara kulislerinden edinilen ilk izlenim o ki, bir kere İzmir’in taliplisi çok. Sırası geldikçe, ete kemiğe büründükçe anlatırız. Kulislerdeki bir başka iddia da, geçen seçimde İzmir’de CHP adayına destek veren İYİ Parti’nin 2024 Mart’ında yapılacak seçimde, İstanbul ve Ankara’da CHP adayını desteklemek karşılığında, İzmir’i CHP’den istediği. Bunun için de ilk kez milletvekili seçilen, İYİ Parti’nin Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale’nin aday gösterilmeye hazırlandığı. Üst üstte bir kaç kez Özlale’nin adı nabız yoklama çalışmaları yaptığı yönünde haberlere konu olunca aradım ve
Bu yazıyı geçen hafta 14. Büyükelçiler Konferansı’nın açılışında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı dinledikten hemen sonra yazmaya karar vermiştim lakin araya başka haberler girdi. Fidan’ın milli dış politika tarifini not ettim: “Her türlü dış etki alanından bağımsız, medeniyetimizin değerleri etrafında şekillenen, artan imkân ve kabiliyetlerimize dayalı devletimizin ve milletimizin bütünlüğünü, güvenliğini ve refahını güçlendirmeyi hedefleyen ve bölgesinde bir çekim merkezi olan tam anlamıyla milli bir dış politika.”
Fidan’ın konuşmasından birkaç gün önce, Middle East Eye’ın (MEE) genel yayın yönetmeni David Hearst’ün onu anlatan bir profil yazısı yayınlandı. Oldukça övgü dolu yazının satırlarındaki ayrıntılar, Hearst’in Fidan ile en az birkaç kez sohbet etmiş olabileceğini akla getiriyor. Sonunda Fidan’ın mevkidaşlarını onun hakkında uyaran makalenin başlığı, “Türkiye’nin dışişleri bakanı yeni dünya düzenini nasıl şekillendirebilir?”.
Gelecek 5 yıllık planlarını ‘sürdürülebilirlik, verimlilik, kayıtlılık ve kalite’ hedefleriyle belirlediklerini kaydeden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, gündemin sıcak konusu zeytinle ilgili de, “Zeytinyağında üretimin yurtdışına kayması riski görüldü” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “yeni normal” olarak tanımlanan pandemi sonrası dönemde bakanlığın gelecek 5 yıla yönelik planlarını gazete ve televizyonların Ankara Temsilcilerine anlattı. Gıdayı “milli güvenlik meselesi” olarak tanımlayan ve su talebinin 30 yıl sonra yüzde 55 oranında artacağını belirten Yumaklı, bu durumun bakanlıkta geliştirilen projelerin temelini oluşturduğunu vurguladı. Projelerin tamamının üretim odaklı olduğunu söyleyen Yumaklı, “Tarladan sofraya giden bütün süreçlerde girdi maliyetlerini düşürmek, verimlilik ve kaliteyi artırmak, tarımı dijitalleştirmek, yönetimi sadeleştirmek bizim en önemli gündem maddelerimiz” dedi.
Bakanlığının hedeflerini; sürdürülebilirlik, verimlilik, kayıtlılık ve kalite
“Kaynağını kurutma” ifadesi daha çok uyuşturucu ve terörle mücadele operasyonları için kullanılırken, bu tanımın düzensiz göç konusunda karşılığı “organizatörlere yoğunlaşılmasını” ifade ediyor. Operasyonlarda çok sayıda düzensiz göç organizatörü tutuklandı.
İstanbul Valisi Davut Gül’ün düzensiz göçmenler konusunda söylediği, “Kısa süre içinde düzensiz göç İstanbul’un gündeminden çıkacak. Suça karışan her yabancıyı gözünün yaşına bakmadan sınır dışı edeceğiz.” ifadesi dikkat çekti. Gül, İstanbul özelinde konuşsa da İçişleri Bakanlığı verileri Türkiye genelinde de “kaynağını kurutma operasyonlarına” yoğunlaşıldığını gösteriyor. Daha çok uyuşturucu ile mücadele operasyonları için kullanılan bu tanımın düzensiz göç konusunda karşılığı “organizatörlere yoğunlaşılmasını” ifade ediyor. Yakalamalarda yabancı organizatörlerin de olduğu görülüyor.
Milliyet&
Türkiye siyasetinde bazı tartışmalar çok erken başlıyor. Çuvaldızı önce kendimize batıralım, basın da elinde körük yelliyor da yelliyor. Eyyam-ı Bahur sıcaklarında başlayan yerel seçime dönük tartışmalar gibi. Bu sıcak havada kimsenin parmağını oynatmaya hali yok, havada belediye başkan adaylarının adları, ittifak stratejileri, hangi ilin, ilçenin kime verildiği uçuşuyor. Daha henüz iki ay önce nihayete ermiş seçimin hem siyasetçi hem seçmen yorgunluğunu atamamışken, kabul edelim sarf edilen sözlerin çok anlamı yok. Fikir jimnastiklerinin kulis diye satılması o kadar yerleşti ki, bunu yapmayan bilgisiz hükmü yiyor.
Ama bakın şu iki şey oluyor, ki hep olur. Partiler birbirlerini basın aracılığı ile yokluyor ve bir de gözü başkanlık koltuğunda olanlar ‘sinyalliyor’. Bu nasıl Türkçe demeyin. Bir süredir Ankara’nin siyasi kulislerinde böyle bir tabir var, özellikle de genç siyasetçilerden duyuyorum. 14 Mayıs seçimlerine giderken seçim bölgesi yerine Ankara’da mesai harcayarak,