ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz günlerde yine tweet diplomasi ile Suriye’de ele geçirilen DAEŞ’liler konusunda Avrupalı müttefiklerine şu çağrıyı yaptı: “İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer Avrupalı müttefiklerden Suriye’de yakaladığımız 800 DAEŞ militanını teslim alarak yargılamasını istiyoruz. DAEŞ çökmek üzere. Hoş olmayan diğer alternatif ise onları bırakmak zorunda kalmak.” Yani Trump, Avrupalı müttefiklerini tehdit etti.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın bu çağrıya cevabı gecikmedi. Trump’ın talebini yerine getirmenin son derece zor olacağını söyledi. Tam bu sırada İngiltere de, 15 yaşında üç arkadaşıyla birlikte örgüte katılmak üzere Suriye’ye giden ve 4 yıl sonra çocuğuyla ülkesine geri dönmek isteyen Şamima Begüm’ün talebini reddetti. İngiltere, Begüm’ü vatandaşlıktan çıkararak ‘sorunu’ çözdü. İngiltere İçişleri Bakanı Sajid Javid, DAEŞ’e katılanların İngiltere’ye dönmelerini engellemekte tereddüt etmeyeceklerini ve şimdiye kadar da “terörist gruplara” katılan 100’den fazla çift vatandaşlığı olan kişinin, İngiliz vatandaşlığından çıkarıldığını açıkladı. Avrupalı ülkeler de, vatandaşları örgüte katılmış başka coğrafyalardaki ülkeler de genel tanımıyla Yabancı
Önce biraz geriye gidelim. 24 Haziran’da Cumhur İttifakı bileşenleri, AK Parti ve MHP, YSK’ya sundukları protokolle iş birliklerini resmileştirdi. Parlamenter sistemin son başbakanı Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin imzasını taşıyan protokol metninde “BBP de bu ittifakın bir parçası konumundadır” ifadesi vardı. Protokolde BBP’nin imzası olmasa da, YSK’ya teslimine BBP Genel Sekreteri Üzeyir Tunç da katıldı. BBP ittifaka destek verdi, genel başkan Mustafa Destici’nin de aralarında olduğu bazı isimler AK Parti listelerinde yer aldı.
Erdoğan’ın vurgusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 31 Mart seçim kampanyasında başlangıç noktası olarak seçtiği Sivas’taki konuşmasının bir bölümü dikkat çekiciydi. Erdoğan helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu andıktan sonra “Muhsin kardeşimin istismar edilmesine de tahammül edemiyorum, onu da söyleyeyim. Şimdi birileri çıkıyor, onu istismar etmek suretiyle arkasından Sivas’ta belediyeyi alma gibi bir gayretin içine giriyor. Bazı dedikodular oluşturuyorlar, neymiş AK Parti adayını çekecekmiş... Sakın bu yalanlara, dedikodulara, fitneye aldanmayın. Bizim şu anda Cumhur İttifakı’mızın iki ayağı vardır;
AK Parti ve MHP belediye meclis üyeleri için tek liste hazırlarken fermuar yöntemini kullanacak. Ancak bu fermuarın dişlileri ‘bire bir’ şeklinde olmayacak. Partilerin gücü oranında örneğin 3 AK Parti 1 MHP, 4 AK Parti 1 MHP şeklinde sıralanacak.
16 Nisan Referandumu Türk siyasi tarihinde ittifakların yolunu açtı, 24 Haziran 2018 Genel Seçimi kalıcı hale gelişinde ilk durak oldu. İkinci durak 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri olacak. Yerel seçimler geride bırakıldığında ittifaklara ilişkin partilerin çıkardıkları dersler biraz daha artacak. Yeni bir seçimde geçmiş deneyimler partilere yol gösterecek. AK Partili üst düzey bir isim yerel seçimler için MHP ile ittifakın genişletilmesi amacıyla tekrar masaya oturulmasını, “Bu eninde sonunda yapacağımız bir şeydi. Karşı tarafın (Millet İttifakı) ne yaptığına bakıp, yeni bir tavır belirlemek gerekliydi” sözleriyle anlattı. Cumhur İttifakı bu aşamayı da tamamlandığında, muhtemelen CHP-İYİ Parti ittifakı da kendi yol haritasını gözden geçirecek. Belki o da bazı değişiklikler yapacak.
Her partinin belediye meclis üyelikleri için ayrı ayrı liste hazırlamasından vazgeçilmesinin perde arkasında aşağı yukarı aynı yaklaşım var. Partiler ayrı
2019 yılı Ocak ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla başlayan tartışma, çarliston biber, patlıcan, ıspanak ve sivri biber fiyatlarındaki artış. En yüksek fiyat artışı yüzde 87.87 ile çarliston biberde olmuş. Onu yüzde 80.94 ile patlıcan izlemişti. Sivri biberde yüzde 63.84, taze fasulyede de yüzde 53.31 artış kaydedilmiş. Şahsen bir tek mevsim sebzesi ıspanaktaki yüzde 67.63’lük artışın nedenini merak ettim. Diğerleri malûm, mevsim sebzesi değil.
Kaç ildeki, kaç orta halli semt pazarında bu aylarda yığma patlıcan, taze fasulye, çarliston ve sivri biber tezgahının başına doluşmuş alıcı görebilirsiniz? Belki nefsi köreltmek için, o da kiloyla değil, üç liralık, beş liralık alan varsa... Çünkü yazın, hem de sonuna doğru, o orta halli semt pazarlarından, şimdinin dörtte, beşte bir fiyatına alınan patlıcanlar karnıyarık olmak üzere dondurucuda yerini aldı. Ya da bol güneşte dolmalık biberlerle birlikte kurutuldu. Az çekirdekli domates, çarliston yada sivri biberlerle kaynatılarak menemenlik yada yemeklik kullanılmak üzere cam şişelere konuldu. Taze fasulye, barbunya ve bamya ayıklanıp dondurucuda, patlıcanların yanına yerleştirildi. Bunları bir ihtiyaç duymayan, ‘ne işim olur
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İş Bankası hisselerini yeniden dillendirmesini “Gündem saptırma” olarak değerlendiren Kılıçdaroğlu, “O beni İş Bankası tartışmasıyla kısır bir alana hapsetmek istiyor. Bu tuzağa düşmeyeceğim” dedi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, birkaç ay önce de gündeme gelen, ancak soğuyan İş Bankası tartışmasını tekrar açtı. CHP’ye tahsisli İş Bankası hisselerinin Hazine’nin malı olacağını tekrarlayan Erdoğan, “Bu parlamento, bu tarihi kararı da Allah’ın izniyle alacaktır” dedi. Erdoğan’dan bir süre sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısı için kürsüye çıktı. Ancak daha önce “çok sert muhalefet yapma kararı” alınan konuyla ilgili bu kez tek kelime etmedi. Hiç yorumda bulunmaması dikkat çekiciydi.
Nedeni kısa sohbetimizde ortaya çıktı. CHP liderinin yeni stratejisi geçen seferkinden tamamen farklı. Grup toplantısından sonra konuştuğumuz Kılıçdaroğlu, “Bu tartışmaları sağlıklı bulmuyorum. Gündem saptırmaya yönelik tartışmalar. Mutfaklarda yangın var. O benim bunları dillendirmemi istemiyor. İşsizlik almış başını gidiyor. Bunları dillendirmemi istemiyor. Dış politikada büyük tıkanmalar var. Bunları dillendirmemi istemiyor. O beni İş Bankası
AK Parti’nin 31 Mart seçim kampanyası stratejisini Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal Milliyet’e anlattı. Ünal, ‘Ön kampanyamız; ‘Tevazu, samimiyet, gayret ile önce millet, önce memleket’ti. Böylece asıl kampanyaya hazırlandık’ dedi
AK Parti 31 Mart yerel seçimleri için 11 maddelik manifestosunu da açıklayarak kampanyasını resmen başlattı. Parti otobüslerinin yüksek sesle müzik çaldığı, parti bayraklarının caddeleri donattığı klasik kampanyaları geride bırakan AK Parti, seçimin psikolojisini değiştirebilen sosyal medya kullanıcılarını yakından izleyecek ve sosyal ağların dinamiğini dikkate alarak kampanyasını yönetecek.
Partinin tüm kampanyalarında yer alan Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, farklılaşan parti kampanyasının ayrıntılarını Milliyet’e anlattı.
- AK Parti’nin birçok kampanyasını yönettiniz. AK Parti nasıl hazırlanır bir kampanyaya?
2002 hariç tüm kampanyalarda görev aldım. Seçimin duygusunu, atmosferini anlamak için arama konferanslarını biz başlattık. Siyaset bilimciler, akademisyenler, sosyologlarla toplantılar yapar, seçimin psikolojisini anlamaya çalışırdık. Anlayınca, o duyguyu siyasal iletişim diline, slogana dönüştürürdük. Seçimin duygusunu
Ankara’da Demirören Medya’yı ziyaret eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu temsilciler ve yazarlara dış politika gündemini değerlendirdi. “Adana Mutabakatı iyi uygulandığı zaman işimize yarar” diyen Çavuşoğlu, rejim güçlerinin Fırat’ın doğusuna girmesinin yaratacağı güvenlik endişelerini dile getirdi
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fırat’ın doğusunda ve Mümbiç’te Suriye rejiminin olmasına ABD’nin de Türkiye’nin de karşı olduğunu söyledi. ABD’nin ‘rejim demek İran demek’ görüşünde olduğunu belirten Çavuşoğlu, Türkiye açısından da güvenlik endişelerinin ortadan kalkmayacağını söyledi. Çavuşoğlu, “Terör örgütü YPG, rejim dahil herkesle işbirliği içine girebilir. Rejimle YPG Türkiye’ye karşı birleşebilirler. O yüzden güvenli bölge bizim için önemli” dedi. Güvenli bölgeye ilişkin detayların henüz netleşmediğini belirten Bakan Çavuşoğlu Rusya’nın güvenli bölgeye karşı olmadığını vurguladı.
Çavuşoğlu Demirören Medya’yı ziyaret ederek Milliyet Ankara Temsilcisi Didem Özel Tümer’in de aralarında bulunduğu Ankara temsilcileri ve yazarlarla bir araya gelerek dış politika gündemini değerlendirdi. Çavuşoğlu’nun açıklamalarında şu noktalar öne çıktı:
ADANA MUTABAKATI: Rejimle ilişkilerimizin
Milliyet’in sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Gül, “Kadına şiddet gibi, kamu düzenine ilişkin konular hariç olmak üzere, aile davalarında mahkemenin tarafları arabulucuya göndermesini düşünüyoruz. Hem makul sürede davaların sona ermesini amaçlıyoruz, hem de tarafları yaralamadan sonuçlandırmayı” dedi
Adalet Bakanlığı aile davalarında arabulucuk üzerinde çalışıyor. Üzerinde çalışmaların sürdüğü Aile Arabuluculuğu ile aile davalarının makul sürede ve tüm tarafların yararına olacak şekilde sonuçlandırılması hedefleniyor.
Milliyet’in sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, boşanmalarda uzun süreli nafaka ödenmesi ve icra yoluyla çocuğun görülmesi gibi yasal düzenleme beklenen konularda da mutabakat arayışının sürdüğünü belirterek, ayrıntıları anlattı. Bakan Gül’ün yanıtları şöyle:
- Boşanmalarda çiftlerin icra ile çocuklarını görme dönemini bitirecek düzenleme uzun süredir gündemde ama bir türlü Meclis’e gelmedi. Bir sorun mu var?
Şu anki sisteme göre; boşanmalarda taraflardan biri çocuğu diğer tarafa göstermeyince, icra müdürlüğü aracılığıyla görüşme sağlanıyor. Çocuğu göremeyen taraf, takip masrafı denilen bedel yatırarak, kendi çocuğunu görüyor. Bunun doğru olmadığını