Ne Keyifli İçeceksin Sen Kahve...

20 Ekim 2015

İstanbul Coffee Festival yaklaşırken, “Kahve” konusunu ele alan bir yazı yazmamak olmaz.

İnsanlığın, en az 500 yıllık yoldaşı kahve… Arkadaş sohbetlerinin, uykusuz geçen gecelerin, uyanılamayan günlerin, misafir ikramlarının başrol oyuncusu o içecek, sadece siyah bir sıvıdan ibaret değil tabi ki…

Rivayete göre kahvenin ilk mucidi keçiler... Evet evet, doğru duydunuz, keçiler! Bizimkiler, ağaçtan kahve meyvelerini yiyor, sonra birden hareketlenmeye ve otlanırken adeta dans etmeye başlıyorlar. Çoban da bunu görüyor ve dikkatini çekiyor. Böylece kahve keşfedilmiş oluyor.

Kahve keşfediliyor, içecek olarak yaygın şekilde kullanılmaya başlanıyor, çeşitleri, zararları ve yararları ise yıllardır tartışılıyor.

Peki, kahve faydalı mı zararlı mı?

İçeriğindeki uyarıcı bir madde olan kafeinin, fazla tüketildiğinde zararlı bir takım etkileri olsa da, dünya üzerindeki en güçlü antioksidan kaynaklardan birisi olduğunu görmezden gelemeyiz.

Kahvenin, prostat kanseri, deri kanseri ve beyin tümörleri gibi çeşitli kanser türlerine karşı koruyucu etkisi olduğu bilinmekte olan kahvedeki antioksidan bileşenler; vücudumuzda hücre hasarlarına neden olarak, kanser gelişimine sebep olabilen serbest radikalleri

Yazının Devamı

Sonbahar Beslenmesi

1 Ekim 2015

Artık yavaş yavaş yazı uğurlayıp, denizli-güneşli tatillerimizi geride bırakırken, bu durum beslenmemize dikkat etmeyeceğiz, ne bulursak yiyip kış boyu göbek büyüteceğiz anlamına gelmiyor.

Sonbahar, kışa doğru giden bir geçiş mevsimi olduğuna göre, aynı zamanda kış için bol bol bağışıklık güçlendirme ve vitamin-mineral depolama zamanı!

Nasıl ki bu dönemde, kışın tüketmek için sebzeler hazırlanıp konserve yapılıyor veya paketlenip derin dondurucuda depolanıyor, vücudumuz için de benzer bir kış hazırlığı yapmamız gerekiyor.

Evet, vücudu kışa hazırlama mevsimi sonbahardayız.

Sarı-turuncu rengin mevsimi sonbahar...

Hem yazdan, hem kıştan bir parça barındıran mevsim sonbahar…

Yan yana tezgâhlarda hem yeşil fasulye, hem de ıspanağı bulabileceğimiz mevsim sonbahar...

Karpuz ve portakalı aynı anda yiyebileceğimiz mevsim sonbahar... Birinin sonu, diğerinin başı…

Yazının Devamı

Kurban Bayramında Nasıl Beslenmeli?

18 Eylül 2015

Bir bayram daha geldi çattı! Ve yine kafamızda, “Bayramda nasıl beslenmeliyim, ne yiyip içmeliyim, kilo almadan ve sağlığımı bozmadan bayramı nasıl atlatabilirim” şeklinde sorular var. O zaman bu konuların yıllık güncellemesinin zamanı geldi! Hadi başlayalım.

Bu bayramın favorisi, şüphesiz ki et ve et ürünleri. Yani Kurban Bayramı, Ramazan Bayramından farklı olarak hayvansal yağ içeriği yüksek bir bayram. Tabi et ürünlerinin yanı sıra yine tatlılar ve hamur işleri bu bayramda da eksik olmuyor. Anneanneniz su böreğini, babaanneniz meşhur ev baklavasını, teyzeniz sütlacını, halanız zeytinyağlı dolmalarını bayram öncesi çoktan hazırlamış, bir de bayramın başlamasıyla bunların yanına, bol kuyruk yağlı kavurmalarını ve bilumum sakatat yemeklerini ekliyor olabilirler.

Eee, peki bayramda sağlıklı beslenmek adına tüm bu yiyeceklerden mahrum mu kalacaksınız yani? Hayır, mahrum kalmanıza gerek yok, yemek isterseniz tabi ki yiyeceksiniz. Tek yapmanız gereken miktarlarına dikkat etmek ve kontrolünüzü kaybetmemek.

Bir Bayram Günü Nasıl Olmalı?

Güne, (tabi ki yanımızdaki sevdiklerimize bol bol sarılıp öptükten sonra :)) sağlıklı ve doyurucu bir kahvaltı ile başlamanız, günün sonraki saatlerinde

Yazının Devamı

Çikolatasever Diyetisyen

17 Eylül 2015

Merhaba!

Ben Melda Demiröz Elmas. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü 2011 yılı mezunuyum.

Mesleğini kendisi için tutku haline getirmiş olanlardan değil, tutkusunu kendi mesleği haline getirmiş olanlardanım. Herkesin büyüyünce doktor, mühendis olmak istediği günlerde ben büyüyünce diyetisyen olmak istiyordum; büyüdüm ve oldum…

Akranlarımın abur cuburları bakkaldan alıp çıktığı günlerde, ben uzun uzun yiyecek paketlerinin etiketlerini okuyordum. Alışverişlerim hep normalden uzun sürdü, çünkü ben içgüdüsel olarak içeriklerini ve değerlerini okuyup karşılaştırmadan hiçbir şeyi alamadım. Almayacaksam bile çoğu zaman ilgimi çeken tüm yiyeceklerin besin etiketlerini hobi olarak inceledim.

Benim için; fit olmak önemliydi, ideal kilomdan tek gram fazla kiloyu kabullenemezdim. Spor yapmak güzeldi, mutlaka her okul tatilimde bir sportif faaliyete koşardım. Tabi ki herkes gibi ben de yemeyi çok çok seviyordum. Ama ya kilo alırsam? Fazla abarttığım zamanlarda sanki hafifçe göbeğim çıkıyo gibiydi! Bu benim için bir dehşet anı demekti. İşte bu yüzden, yani kilo almaktan ölümüne korktuğum için, hangi yiyecek sağlıklı, hangisi değil, çocukluktan ergenliğe geçtiğim ve internetin yaygın

Yazının Devamı