Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Fırsat 1 Mart’ta kaçtı” Ne fırsatı? Terörün yok edilmesi fırsatı.
Kim söylüyor bunu?
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ. “1 Mart tezkeresi kabul edilseydi PKK’nın yok edilme şansı vardı.”
Peki, bu fırsatı kimler kaçırttı?
İlker Başbuğ bakın neler diyor: “K. Irak’taki PKK’nın varlığının ortadan kaldırılmasının mücadelede önemli olduğunu gözden kaçırdık. PKK terör örgütü şanslı bir örgüt bana göre. Çünkü konjonktürel şartlar hep lehine gerçekleşen ve bunlardan istifade edebilen bir örgüt. Biz en az 4 kez PKK’yı elemine etme şansını kaybettik. Bir türlü son darbeyi vuramadık. Bana göre en son fırsat 2003’teki 1 Mart tezkeresiydi. Kabul edilse, TSK adını Yağmur Hattı olarak adlandırdığımız K. Irak’taki 40 kilometrelik bölgeye girecekti.”
Bunu ben, sen, şu, bu söylemiyor. Söyleyen askerlerin en büyüğü, Genelkurmay Başkanlığı yapmış İlker Başbuğ. Başbuğ şimdi emekli olmasa konuşması eleştirilebilir. “Şunu bunu yıpratmak istiyor, görevde bir asker nasıl konuşabilir” denilebilirdi. Ama Başbuğ emekli; konuşmasaydı olmazdı.
Paşa iyi ki konuştu. Tarih bir de onun ağzından gerçeği öğrendi. Yani Başbuğ bu sözleriyle tarihe not düşmüş oldu. Türkiye’nin en önemli dönüm noktalarından biri 1 Mart tezkeresinin aleyhindekilerin eliyle gerçekleştirildi.
Türkiye 2003’ten beri binlerce şehit verdi. İktisaden kayba uğradı. Geri kaldı. Bütün bunların mesulü 1 Mart tezkeresinin reddi yolunda gayret sarf edenler, teskere için aleyhte oy vermeye teşvik edenlerdir. Eskiye dönük olarak hesap sorulacaksa 1 Mart tezkeresinin reddi için gayret sarf edenler unutulmamalıdır. İşte eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un “Terörü yani PKK’yı Türkiye’nin bitirme şansı 1 Mart’ta tezkerenin reddedilmesiyle kaçtı” cümlesi bunu anlatmıyor mu?
* * *
Efendim neymiş “1 Mart tezkeresi kabul edilirse Türkiye ABD’nin üssü olurmuş. Türkiye ABD’nin işgaline uğrarmış”.
Bildiğimiz, bilmediğimiz Türkiye’de birçok yerde ABD askeri, üssü, silahı yok mu? Vardı ve var. İncirlik üssünü herkes biliyor, ben yaşayarak söylüyorum. 24 aylık askerliğimin 1.5 yılını ABD’nin Türkiye’deki önemli bir üssünde yaptım. Haklısınız, ABD’yi ülkeye yerleştiren, ülkede tutan siz değil misiniz?
ABD’ye hala “stratejik ortak” demiyor musunuz? Türkiye’ye yerleştirilen füze kalkanları onun değil mi? İnsansız uçaklar onunla pazarlık edilip, ondan rica edilmiyor mu? ABD’den Süper Cobra Helikopter istenmedi mi? Onlar da vereceklerini açıklamadı mı? Peki 1 Mart tezkeresine niye ret oyu verin diye dünyayı ayağa kaldırdınız? Ve binlerce şehidin kanına girdiniz. Şahsiyetli dış politika başka, ülkemizin lehine sonuç verecek bir tezkerenin reddi başka. Bu bilgisizlik, ukalalık, uzağı görememek değilse nedir, siz söyleyin.

Haberin Devamı

‘PEJAK’ BİZE DERS OLSUN
PKK’nın İran’daki adı Pejak.
İran’daki PKK, yani PEJAK bitti.
Önce “anlaşalım” dediler, bu kabul edilmeyince “biz İran’dan çekiliyoruz” diye “pes” ettiklerini dünyaya duyurdular.
Darısı PKK’nın başına!..
Bu sonuç Türkiye’nin de, Kürt asıllı kardeşlerimizin de, PKK’nın da lehine olacaktır.
Çünkü, Türkiye bin yıl da sürse terörün isteklerini kabul etmeyecektir. Onlara boyun eğmeyecektir. Yani sonuç PEJAK gibi olacaktır.
Ha bugün, ha yarın...

Haberin Devamı

SON FIRSAT DA KAÇIYOR
Kürt sorunu, PKK’dan ayrı bir sorundu.
Yani Türkiye’de bir Kürt sorunu vardı, bir de PKK sorunu. Yıllarca bu böyleydi.
Ama PKK sorunu zamanında halledilemediğinden artık Kürt sorunu ile PKK sorunu iç içe geçti.
Artık ayrılmaları eskisinden zor. Zor ama PKK sorununu zor da olsa bitirmek mecburiyeti var. Türkiye İran kadar da olamayacaksa vah 72 milyona ve başındakilere.
Bu iki sorun ayrıyken çözümleyemeyenler için bugünler artık son fırsattır...

Haberin Devamı

YERLİ OTO
Fiyat yüksek...

Yerli otomobil yapılacak.
Önce 1961’de “devrim” otomobili yapıldı. Sonra 1967’de “Anadol”. Onların bazı parçaları zaten yerli değildi.
“Devrim” bir tane idi, yani seri olarak yapılmamıştı.
Anadol’un ise aleyhinde uydurulan “onu ineklerin yiyebildiği” idi. O günler çok geride kaldı. Türkiye’de üretilmeyen marka kalmadı. Bunların bir kısmında yerli parça oranı da yüzde 55. Ama bu otomobillerin hepsi yabancıydı. Ve özlenen bir Türk markası, bir yerli otomobil, bütün parçaları bizim olan bir Türk otomobili idi.
Bu özlemin gerçekleşmesi içinse ilk adım geç de olsa şimdi atıldı. Otomotiv Sanayii Derneği, Türkiye’nin yerli otomobili için raporunu Bakan Ergün’e sundu. Vergi öncesi 20-25 bin lira aralığında öngörülen yerli otomobil, 32-40 bin lira aralığında vitrine çıkacak. Şimdi biz konuşalım. Anlaşılıyor ki bu yerli otomobil yüksek gelirliler için olmayacak. Orta sınıf ve onların altı hedef alınacak. Eğer öyleyse 40 bin lira fazla değil mi, pahalı değil mi?
Otomobil ticareti yapan bir arkadaşa durumu sordum.
O, “piyasada 24 bin liraya, 4 kapılı yabancı araba var ve bol bol satılıyor” dedi. Ve markasını söyledi. Öyleyse bu yerli otomobil üretilirken fiyat en önce düşünülmeli. Orta sınıfın bu arabayı tercihi isteniyorsa rakip markaların da fiyatları mutlaka dikkate alınmalı.

DEVAM
İstanbul’da altyapı

Her yerde konut inşaatı var.
Şehri gezmeye lüzum yok, bunu görmek için özellikle pazar günleri gazete almanız yeter. Gökdelenlerle, kat satış ilanları sayfaları dolduruyor.
İnşaatlar artıyor ama altyapı yok. Veya aynı hızla mı yapılıyor.
Hayır. Mesela gidin bakın, sabah akşam, 4. Levent’ten Maslak’a kaç dakikada varabiliyorsunuz. Hele TEM’den gelenler adeta duruyor.
Arabalar 1. viteste neredeyse sürtüne sürtüne ilerleyebiliyor. Onların yüzünden 4. Levent’ten gelip TEM’e girilemiyor.
Çare yeni yollar.
Maslak için, şimdi İngiltere’de yaşayan kaçak belediye başkanı hanım “burayı Manhattan yapacağım” diyordu. Ben de “önce altyapı” diye yazdığımı hatırlatıyorum.
Bugün Maslak görüntü olarak hakikaten Manhattan’a benzedi, ama altyapısız Manhattan.
Altyapı da dikkate alınaydı yol böyle tıkanır mıydı?
Bunu misal diye verdim. Birçok yer böyle.

BU MU?
Bağımsız yargı!

Yazıcıoğlu’nun öldüğü helikopter kazasıyla ilgili 7 kişi geçen gün tutuklandı. Peki tutuklama için 30 aydır Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ithamı mı bekleniyordu. Ben bu yargıyı anlayamıyorum, desem, siz ne dersiniz, merak ediyorum.