Avrupa’da beş ülkeyi etkileyen kaotik elektrik kesintisi sürerken, Polonya’da Göçmen Politikasından Sorumlu İçişleri Bakan Yardımcısı Maciej Duszczyk’den Rusya ve Belarus’un siber saldırı örneklerini dinliyorduk. Elektrik kesintisinin nedeni araştırılıyor ama Avrupa ülkeleri bunda bu iki ülkenin parmağı çıkarsa hiç şaşırmaz.
Duszczyk, Polonya’nın kritik alt yapısının hemen hemen her gün saldırıya uğradığını söyledi. Verdiği örnekler arasında Krakov’da bir hastanenin sistemine saldırı nedeniyle bir hafta hizmet verilememesi, bir trenin raydan çıkarılma teşebbüsü, alışveriş merkezlerinde yangın alarmlarının devreye sokulması gibi örnekler vardı. Ayrıca göçmenlerin de bir tür saldırı unsuru olarak kullanıldığı belirtiliyor. Bunların hepsi hibrit saldırı unsurları olarak tanımlanıyor.
Başta Afrika ve Afganistan’dan göçmenler olmak üzere Belarus sınırından kasıtlı yönlendirildikleri ifade ediliyor. Duszczyk, “Rusya’nın ve Belarus’un bilgisi olmadan Afganistan ve Somali’den göçmen gelmesi mümkün değil, çünkü pasaportlarında bu ülkelerin vizeleri var. Kaçakçılar tarafından teşvik edildiklerinin göstergesi ellerindeki vizeler” dedi. Göçmenlerin Polonya’nın istikrarsızlaştırılması için kullanıldığı düşünülüyor.
Türkiye’den bildiklerimiz
Polonya’da yaklaşık 3 milyon yabancı bulunuyor. Nüfusun yüzde 8’i. 2,5 milyonu Ukraynalı. 10 yıl önce ülkedeki yabancı sayısı ise sadece 100 binmiş. Yetkililer, “Eskiden Polonya’dan gidilirdi, şimdi göçmen alan bir ülke” diyor. İşsizlik ülke genelinde yüzde 5, Varşova’da yüzde 2 düzeyinde. Polonya’daki maaşlar AB ortalamasına yaklaşıyor. AB’de suç oranı en düşük ülkelerden. Ukrayna’dan gelenler yüzde 80 oranında iş piyasasında aktif. AB üyeliğinin ardından kaydedilen ekonomik gelişme ve güvenli bir ülke olması göçmenleri çekiyor.
Yetkililer, Ukraynalılar kaynaklı ciddi bir gerilim yaşanmadığını belirtiyor. Ancak Polonyalı çiftçilerin seslerinin gür çıktığı biliniyor. 18 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyalarına da “Ukraynalı göçmenler sorunu” yansımış durumda. Ukraynalılara verilen sosyal destekler, sağlık hizmetlerine erişimleri tartışılıyor. Ne kadar tanıdık değil mi?
Bir ortak nokta daha var; dezenformasyon amaçlı sahte sığınmacı videoları. Polonya Dışişleri Bakanlığı Stratejik İletişim Bölümü Başkan Yardımcısı Konrad Adamowicz, Lübnan ve Nijeryalı öğrencilerin ülkeye girişine izin verilmediğine dair sahte videodan ve bunun bir yıl sonra Nijerya’daki bir toplantıda nasıl önüne getirildiğinden söz etti.
Bu tür videolara ilişkin özel bir birim tarafından bir çalışma yapıldığını belirten Adamowicz, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ilk 24 saatinde Ukraynalılarla ilgili haberlerde yüzde 500 artış tespit edildiğini de söyledi. Bunların daha önceden üretilmiş “haberler” olduğu ve savaş başlar başlamaz yayınlandığı ortaya çıkmış. Ukraynalıların seçimlerde oy kullanacakları, hastanelerde onlara öncelik tanındığı, müfredatta değişim istediklerine dair haberler de “üretildiğini” belirten Polonyalı yetkili, “Amaçlarına ulaşıyorlar mı? Evet. Polonyalıların Ukraynalılara verdiği desteğin yüzde 15-30 oranında azaldığı tespit edildi” dedi.
Matematik formülü gibi, kurulan bazı toplumsal denklemler dünyanın her yerinde aynı şekilde çalışıyor. Stratejik İletişim Birimi yetkilisi, pandemide ülkedeki aşı karşıtı olan grupların adlarının değiştirilerek sürekli ‘işlevsel’ halde tutulduğunu söyledi. Aşı karşıtları geçen sene önce Ukraynalı karşıtlığına sonra da selden zarar görenlere hiçbir şey yapılmadığını savunanlara dönüşmüş. Bundan bizde de var.
Bazı konularda iki ülke arasında benzerlikler var ama henüz birinde yok. Cumhurbaşkanlığı seçimine üç hafta kalmış ülkede sınırlı sayıda balkona asılmış mütevazi afiş, poster dışında seçimin yaklaştığına dair hiç görsel vurgu yok. Ne iç içe girmiş parti bayrakları, ne süsler, ne püsler. Tüm kampanya sosyal medyaya taşınmış.