Çok geç bile kalındı. Bu fırsat son. Ne fırsatı?
Hadi bizde bazılarının “Terör sorunu” yerine kullandığı tabiri kullanalım “Kürt Sorunu”nu çözme fırsatı, diyelim.
Bu millet artık bıktı, artık bıçak kemiğe dayandı.
30 yılda 50 binden fazla vatandaşımız bu sorun yüzünden öldü.
Bu demektir ki en az 50 bin eve ateş düştü.
Yetmez mi?
Hükümetler niye var?
Sorunları çözmek için değil mi?
AKP de 10 yıldır Türkiye’yi tek başına idare ediyor.
Ama onun aldığı yüzde elliden çok oy bu sorunun çözümü için yetmedi, az geliyor.
Hadi bunu biz de kabul edelim, yani yüzde elli desteği az görelim.
Ama bugün bu desteğin yüzde yetmiş beş, hatta seksen ve daha fazla olma ihtimali var.
Nasıl?
Bu ihtimal, CHP’nin görüşme teklifi ve o görüşmeyi AKP’nin kabulüyle doğdu.
Türkiye’nin bu en önemli, en hayati sorunu için ana muhalefet ve iktidar on yıl sonra ciddi olarak bir araya gelebildi.
Bu tarihi bir dönüm noktasıdır ve ziyan edilmemelidir.
* * *
Peki şimdi ne olabilir?
CHP şunda veya bunda ısrarlı değil. İsimde bile.
CHP adeta “sorun çözülsün de nasıl çözülürse çözülsün”, diyor.
Yani, şartları “heyet”e bırakalım onlar görüşsün, tartışsın ve onlar karar versin” görüşünde.
Şimdilik AKP’nin de itirazı yok.
Başbakan diğer partiler katılmazsa AKP ve CHP bu sorunu çözmeye çalışsın diye görüş bildiriyor.
Bize göre, işte yüzde 75 - 80 ekseriyet burada.
Sorunu çözün artık, bu fırsatı kaçırmayın diyoruz.
* * *
Burada tabii BDP de ihmal edilemez.
Onlar çoğu kez “biz işe karışmayız, sizin muhatabınız Apo ve PKK” diyorlar, olsun yine de dikkate alınmalılar.
Barış onların da katılımı ile sağlanabilirse bin yıl bozulmadan kalabilir.
Bu, BDP’nin Güneydoğu için bağımsızlıktan vazgeçmesine, ayrılıktan umudu kesmesine ve tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek millet şartını kabul etmesine bağlı.
* * *
İktidar ve ana muhalefet bu soruna şöyle veya böyle son vermek istediğini artık göstermeli, bu amaçla bir yol haritasında anlaşmalı.
Oy hesaplarının bu işte rolü olmamalı. AKP’nin, MHP’nin tabanına göz dikişi varsa, MHP
de bu çözüm işine katılmayarak oyunu arttırma hesabı yapıyorsa bunlar vatana iyilik sayılmaz.
Temenni edelim ki bu harita, dökmeden kırmadan bizi mutlu sona ulaştırsın. Birlik, bütünlüğe vardırsın. Terör bitsin.
Yok, mutluluğa, bütünlüğe karşı koyanlar olacaksa, o zaman AKP ve CHP Türkiye’nin tüm gücüyle bunları bertaraf etmek ve mutluluğu “güçle” sağlamak için de görüş birliğine varmalıdır. Bunun formülünü ise başlıkta belirttik.
ŞIMARDILAR
Güneydoğulu kardeşlerimizin lehine, yıllarca pek çok şey yapıldı. Saymaya gerek yok. Ama bu yapılanlar BDP’li bazılarını şımartıyor.
Verdikçe daha fazlasını istiyorlar. Şimdilik, 74 milyonluk toplum içinde imtiyazlı bir toplum yaratmak peşindeler.
Mesela bunlardan biri BDP’li Hasip Kaplan. Hasip Kaplan, Kürtçenin seçmeli ders olmasını bile yeterli bulmuyor. O “Kürtçe ana okulundan itiaren eğitim dili olmalı” diyor.
Yani ayrı bir devlet gibi. Bu şımarma değil nedir?
“Yüz verdikçe astarını isteme” denilmez mi buna?
ÖZEL MAHKEME
Özel Yetkili Mahkemelere neredeyse her anlayan karşı çıktı.
Başbakan Erdoğan ve AKP hariç.
Başbakan geç de olsa uyandı. Bunları kontrol edemediğini geç de olsa anladı.
Şimdi o da aleyhte.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hapse atılırken bu mahkemeler için “çizmeyi iyice aştılar” demeyen Başbakanı, müsteşarının, yani MİT Başkanı’nın ifadeye çağırılması mı uyandırdı?
Neyse, “zararın neresinden dönülse kârdır” diyelim ve bekleyip gelişmeleri görelim...
YAKIŞMAZ
MHP’den ret
MHP “hayır” diyor.
Neye?
“Kürt sorunu”nun çözümüne. Çünkü MHP’ye göre “Kürt sorunu” yok, “terör sorunu” vardır.
Kılıçdaroğlu şöyle diyor:
“Parlamento zemininde MHP’siz olmaz. Bu sorun 30 - 35 yıllık bir sorun. O bakımdan MHP de anlayışla karşılanmalı. MHP bunu eleştirebilir ama biz ikna için uğraşmalıyız. Ve MHP’yi de ikna etmeliyiz. Sorunun ismi önemli değil...”
“Yani, her şey MHP’nin kabulüne mi bağlı. Öyleyse bu iş zor olacak demektir” diyenler var. CHP yol haritasını ortaya koydu, AKP “evet görüşelim” dedi, bu iş ikili müzakere ile olmaz mı?
Olmalı.
MHP, BDP olmasa da anlaşma, daha doğrusu çözüm aranmalı.
74 milyon, MHP’nin de bu sorunun çözümü için masaya oturmasını bekliyor.
Peşinen ret. MHP’ye yakışmaz.
BİTİŞ
MHP ve PKK
Bir görüşe göre “PKK biterse MHP de biter”.
Bu doğru mu?
“Değil” diyenler şunu söylüyor. MHP zaten ilan etmişti. “Müzakere değil mücadele bizim prensibimizdir” demişti. Yani MHP’ye göre “PKK ile müzakere değil mücadele gerekir. Madem CHP’nin gündeminde müzakere var biz yokuz.” MHP kendine göre haklı sayılabilir, Öyleyse MHP’yi, CHP ve AKP görüşmelerinin dışında tutmak işi çabuklaştırma bakımından yararlı olacaktır.
BÖLÜNME
Sona gelindi
BDP ne istiyor?
PKK, BDP’den ayrı düşünülebilir mi?
BDP, PKK’dan direktif almıyor mu? Çeşitli zamanlardaki beyanat, demeçler BDP’nin “ayrılık” peşinde olduğunu gösteriyor.
Hükümetin “Kürt açılımı”nı da onlar torpillemediler mi?
Özerk bölge ilan eden onlar değil mi?
Bu bölgede, PKK’lılardan asker, polis, jandarma teşkilatı kuracaklarını duyurmadılar mı? Her geçen gün teröristleri ve silahlarını arttırdılar. Ve bu teröristlere terörist demediler. Gerilla adını vermediler mi? Nihai amaçları büyük Kürdistan değil mi?
“Önce silah bırakılsın, sonra müzakere edelim” diyenlere karşı çıkan BDP değil mi?
Güneydoğu bölgesinde bile AKP’den sonra gelen parti oldukları halde “bütün Kürt kökenli kardeşlerimizi” temsil ediyormuş gibi böbürlenen BDP değil mi?
Bunlar barıştan mı, savaştan mı anlar, artık sona geldik, yakında anlayacağız.