Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İsrail Gazze’de kara harekâtına 20 bin askerle başladı ve Gazze’nin aşağı yukarı yarısını işgal etti. Yani, Gazze’yi ikiye böldü.
Filistin zaten ikiye bölünmüş durumdaydı, bu bölünmeyle, Filistin’in bütünlüğüne tuz biber ekilmiş oldu.
* * *
Son lafı baştan söyleyelim.
Sorun, bugün ateş kesip Gazze savaşından önce elinde kalan bölgelerde Filistinlilerin devlet kurması ve bu devletin İsrail’e kabul ettirilmesiyle biter.
Ama bu, İsrail’in hedeflerine aykırı sayılmaz mı?
Sayılır.
Çünkü İsrail yayılmacıdır. Ve Filistinlilerin çırpınışlarıyla genişlemeden vazgeçmez.
Öyleyse bu savaş geçici olarak kesilse bile uzun vadede sürer gider.
Savaşı kesin olarak bitirmesinin tek şartı var.
Kuvvet.
Yani, Arapların birleşip, dünyayı, büyük devletleri ikna etmeleri.
O da şimdilik imkânsız görünüyor.
Öyleyse gayretler savaşı bitirmez, ancak kesintiye uğratır.
* * *
Filistin bölünmüş durumda.
Araplar bölünmüş durumda.
İslam dünyası bölünmüş durumda.
Bunları birleştirmek kolay mı?
İmkânsıza yakın, zor.
Bakın, Başbakan Erdoğan, 2 aşamalı planıyla savaşı sona erdirmek arayışları için gittiği Mısır’dan dönerken, İsrail karadan Gazze’ye giriyordu. Adeta Erdoğan’ın planlarıyla alay edermiş gibi...
Çünkü, İsrail biliyor ki arkasında ABD vardır. Ve ABD’nin istekleri dışında Ortadoğu’da yaprak kıpırdamaz.
Yalnız İsrail’in mi? Mısır’ın arkasında da, Suudi Arabistan’ın arkasında da, İsrail’in arkasındaki ABD var demek yanlış olur mu?
* * *
Öte yandan, Arap devletlerinin başındakilerin çoğu Hamas’ın mağlup olmasını istemezler mi?
İsterler.
Hamas, ülkelerindeki muhalefete örnek olmasın da İsrail’e mağlup olsun.
* * *
Rusya’yı Gürcistan’a karşı durduran BM Güvenlik Konseyi niye Gazze olayında bir şey yapmadı?
Çünkü, Güvenlik Konseyi’nde arkasında Amerika var.
Gazze savaşı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gayretleri bazılarının aklına şunu da getiriyor.
Türkiye’nin dış politika ekseni Batı’dan Doğu’ya mı kayıyor?
Dış politika otoriter rejimlere kayarsa iç politika da kayar. Batı ile denge kurmak onların arasında olmakla olur.
Bunu da Ankara, AKP, Başbakan unutmamalı.
Gayretler bu denge göz önünde tutularak geliştirilmeli.

Haberin Devamı

ERGENEKON DA ŞOK...Muhalif kim varsa gözaltına alınıyor.
Bazı muhalif aydınlar böylece suspus ediliyor.
Oysa daha Ergenekon’da ikinci dalganın iddianamesi henüz ortada yok.
Peki, dünkü son dalgaya dahil edilenler ne gerekçeyle, ne iddiayla gözaltına alınıyorlar?
Bu işin iyice suyu çıktı desenize...

Haberin Devamı

Çerkezce TV niye olmasın!
Türkiye’de yaşayan Çerkez kökenliler de Çerkezce TV istemişler.
Haksa, onlarınki de hak. Daha sırada Arnavut kökenliler, Laz kökenliler, Arap kökenliler, Gürcü kökenliler, Süryani kökenliler, Boşnak kökenliler, Tatar kökenliler var. Aklımıza gelmeyenler alınmasın, onların da TV isteme, anadillerinde yayın hakları var.
Sonra, pek Sayın YÖK Başkanı herhalde bu dillerde de üniversitede kürsü açtırır.
Sonra da, Türkiye’yi bölmek isteyen dış güçlere iş kalmaz, olur biter...

Böyle methe...
Ahmet Hakan, Sabah’tan ayrılan Babahan’ı metheden bir yazı yazmış. Yazısının bir yerinde diyor ki:
“...Evet, idare-i maslahatçıydı...
Evet, asosyaldi... Evet, bir parça vefasızlığı vardı... Evet, tepkisinde gecikti... Evet, muktedirlerden dayanak sağlamak gibi bir arayışı hep oldu...
Ama bütün bunlar, onun açık başarısını gölgeleyemez...”
Dostlar başına, ne metih değil mi!..

Haberin Devamı

GELECEK
Düşünen yok niye!

Herkes bugünü hesaplıyor. Geleceği düşünen yok.
Bugün yapılanlar bugün için iyi olabilir, ama başka isteklere temel teşkil etmeyeceklerini kim garanti edebilir?
Güneydoğu’nun küçük bir bölümünün aşırı isteklerinin olduğunu biliyoruz. Bu istekleri bütün bölge halkına yaymak isteyenler var. Bugün üniter devleti elbirliğiyle zayıflatanların, yarın federasyon, öbür gün ayrı devlet peşinde koşmayacakları ne malum? Onları 72 milyon içinde başka bölgelerde, özellikle batıda destekleyenler de var.
Partiler “oy için”, bazı aydınlarsa “şöhret için” her şey mubah diyorlar.
İleriyi tartışmıyorlar, düşünmüyorlar.
Sözüm daha çok politikacılar ve politika yapan aydınlara(!).
Mesela, Bahadır Kaleağası var. Onu tanıyorsunuz. AB’yi iyi bilenlerden biri diye... Ama o, Türkiye’yi iyi tanımıyor.
Geçenlerde, TV’de, Kaleağası:
“Bakın” diyordu, “siyah bir adam, Obama, Amerika’da Başkan seçildi.”
Oysa, Kaleağası, Obama’nın şu sözünü herhalde hatırlamıyordu:
“Biz ne demokratız, ne cumhuriyetçi, biz Amerikalıyız.”
Evet, bizde de 72 milyon, yani “ayrılıkçı” denenler de böyle konuştuğu zaman, yani bölücülüğü terk ettikleri an mesela kalmayacaktır.

PARA!..
Açıklama bekleniyor

İsmet Solak imzalı bir yazı.
Gazeteport.com.tr’de yayımlanan bir yazıda bazı isimler var.
Bu isimleri sizler de tanıyorsunuz. Bazısı profesör, bazısı meslektaşımız, yani gazeteci.
Bu isimlerin yabancılardan para aldıkları iddia ediliyor. Ve aldıkları paraların miktarı ile alınan kuruluşun ismi de bu haberde belirtiliyor.
Herkes emeğinin karşılığını para olarak alabilir. Buna kimse karşı çıkamaz ve kınayamaz.
Ama bu haber öyle verilmiş ki bu isimlerin para alışlarında sanki fark var.
Bir kez, hepsi yabancılardan para alıyor. Ve bu para az değil.
Ve bunların hepsi “imzacı”, yani “ özürcü” diye takdim edilen kişiler.
Vakit gazetesi de bu yazıyı almış ve yayımlamış.
Ben de Vakit’te gördüm.
Ve bekledim, o kişiler ya bu haberi yalanlar veya açığa kavuştururlar diye.
Açıklama yaptılar da görmedimse özür dilerim. Üstelik ben bunların isimlerini vermediğim halde.
Haber yanlıştır veya para normal bir emeğin karşılığıdır, diye açıklama bekliyorum.