BAYKAL önce "elimde beş dosya var" dedi... Sonra: "Dosyaları gören vay diyecek" diye açıklamalarına heyecan kattı.
Buna "açıklama" demek mümkün mü?
Değil.
Baykal, herhalde Reha Muhtar'dan öğrenmiş, sansasyonel haberini anons ediyor.
Merak uyandırıyor.
Ne zaman gerçek anlamda içerik açıklanır?
Bunlar, öyle "vay" dedirtecek önemde içerikli dosyalarsa onları saklamak Baykal'a yakışır mı?
Türkiye'de ne eleştiriliyor?
Yıllardır, aylardır devletin elinde çete kasetleri olduğu halde bunların gizli tutulması, gerekenin zamanında yapılmamış olması eleştiriliyor.
Şimdi Baykal'ın dosyalarla ilgili verdiği ipuçlarına bakın:
"Ecevit elimdeki dosyaların ne olduğunu anladı, paniğe kapıldı. ANAP da panikte."
Türkiye ölmüş de ağlayanı yok.
Refah kapatıldı, DYP bir kenara atıldı. Baykal'a göre Ecevit ve ANAP da yolsuzluk dosyaları nedeniyle paniğe kapılacak kadar kötü durumda.
Ve seçim de kapıda.
Bu millet kime oy verecek?
Bu şartlarda Sakıp Sabancı'nın atamalarının gerçekleşmesi de zor... Sabancı ne demişti: "Ecevit, cumhurbaşkanı; Baykal, başbakan olur." Artık Ecevit cumhurbaşkanı olamaz. Yüksek tahsil eksikliğinden değil. Baykal'ın dosyasından.
Kala kala bir Baykal'ın başbakanlığı kalıyor. CHP de barajı aşabilirse...
Türkiye'de oynanan komedi mi, trajedi mi?..
"TARKAN kültür elçisi oldu, askerlik yapmasın..."
Güneydoğu'da, dağda çarpışırken şehit olan Harvard mezunu gencimiz Umut Kahya kültür elçisi olmadığı için mi asker oldu?
Umut Kahya, Türkiye'nin aydınlık geleceğinin temsilcisiydi, ama vatan bütünlüğü her şeyden önemli dedi ve Harvard'dan geldi, asteğmen olarak Şemdinli dağlarında toprağa düştü.
Harvardlı, şu veya bu üniversiteli, ya da hiç okumamış binlerce genç veya sevdiğimiz pek çok sanatçı kardeşimiz Paris caddelerinde poz veremediği için asker olacak, Tarkan bu hizmetten kaçacak.
Olur mu böyle şey?
Kültürü, sanatı özel çıkarlara alet etmek kültür ve sanata saygısızlık sayılmaz mı?
Elçiliğin zamanı, zemini geniştir.
Askerlik biter, elçilik devem eder.
Tarkan üzülmesin. Önce her genç gibi kutsal görevini yerine getirsin...
GÜNDEMDE İstanbul'a üçüncü köprü var.
"Üçüncü köprü" deyince "tüp geçit" de ortaya çıkıyor.
Üçüncü köprü, Arnavutköy'den girip alt geçitle Zincirlikuyu'ya, oradan da Trakya'ya uzanacak.
Tarife göre, yeni köprünün, iki eskinin arasında yer alacağı anlaşılıyor.
Köprü veya tüp geçit. Tartışılabilir. Tartışılıyor da.
Ama tartışılmayan bir şey var.
İstanbul'un şehir içi trafiğine nasıl çözüm bulunacak?
TEM şehir içi caddelere döndü, tıkanıyor. E - 5 zaten iflas etti.
Şehirde ana arter denen caddelerde araçlar yürümüyor, adeta duruyor.
İnşaata, gökdelenlere izin verenler, yeni yollar yapmayı düşünmüyor. Örnek mi? İşte 4. Levent, işte Maslak. İşte Zincirlikuyu. İstimlak yok. Alternatif yollar açılmıyor, otopark inşaatı yok. Peki o bölgelerdeki gökdelenlerde çalışma hayatı başlayınca trafik ne hal olacak?
İnşaat ruhsatı vermekte mahir olanlar bu inşaat sahiplerinden yeni yollar için para alamıyor, aldıkları otopark parasını da çarçur ediyor.
Kat otoparkları yaptırmakta aciz, yeni yollar açtırmakta beceriksiz yöneticilerle bu şehrin her sorunu gibi trafik sorunu da çözümlenemez.
Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr