Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       TÜRKİYE'deki sorunlar zincirinin gösterdiği tek şey var:
Bu ülke iyi yönetilemiyor.
Uzun zamandır bu böyle.
Üstelik, anlaşıldığı kadarıyla iyi yönetememe sebeplerini yönetenler de bildikleri halde önlem almaktan acizler.
Yönetebilmenin birinci şartı güçlü olmak.
Güçlü hükümetleri sağlamanın şartları ise belli:
Yeni bir seçim kanunu, yeni bir partiler kanunu.
Ve gerektiğinde asgari müştereklerde birleşebilmek.
Ama bugüne kadar buna yanaşan yok.
Sineklerle uğraşırken bataklık unutuldu. Politikacılar teferruatla uğraşıyorlar, ana konuyu gündeme getirmekten uzaklar.
Bu nedenle de sorunların çözümünü bu güçsüz hükümetlerden beklemek zorlaşıyor. Tesadüfen, işini seven bir yetkili, örneğin bir bakan bir süre için göreve gelirse bir şeyler yapabiliyor. Çözümler kişilere bağlı kaldığı için kopukluklar oluyor, sonuç alınamıyor.
Güçlü olmanın belki de en önemli şartlarından biri de hukuka dayanmak. Hukukun üstünlüğünü geçerli kılmak ve bizatihi ona uymak, herkesi ona uyar hale getirebilmek.
Bugün Türkiye'de hukukun üstünlüğünden söz etmek mümkün mü?
* * *
ŞİKAYET konularını bir bütün halinde, devrim yaparcasına ele alıp çözümlemedikçe Türkiye'ye rahat yok.
Onun için bu köşede hep İskender'in kılıcından söz ediyoruz. Türkiye'ye bir İskender kılıcı gerek.
Gordion düğümü gibi, Türkiye'nin girift sorunlar yumağını çözebilecek bir kılıç, ama yasal bir kılıç.
Bu da bizde var, diyoruz:
Türkiye Büyük Millet Meclisi.
Ama onun fonksiyonlarını tam yerine getirdiğinden emin misiniz?
Ben değilim.
Çeşitli nedenlerle, olaylara koyması gereken ağırlığı koyamıyor.
Koyabilseydi bugünkü üzücü kargaşa, hatta kaos yaşanır mıydı?
Örneğin, temiz toplum özlemini gerçekleştirmekten bu derece uzak kalınır mıydı?
Bakın belki fazla teferruat ama; Meclis, kendi işleyişine bile pek de fazla özen gösterir olmaktan uzak. Kendine bile titiz değil, hakim değil.
1 Ekim'de Meclis açıldı, bugün 16 Ekim. Açılıştan bu yana 16 gün geçti. Hala Meclis'in yeni salonunun elektronik oylama sistemi çalıştırılamıyor. Yine el kaldırarak, kafa sayarak, kupaya pusula atarak, ayağa kalkıp "kabul" veya "ret" diyerek oylama yapılıyor. Önceki gün Bayındırlık ve İskan Bakanı Yaşar Topçu ile ilgili oylama da böyle oldu. Ve oy işlemi uzun zaman aldı.
Neden?
Çünkü otomotik oylama için gerekli olan parmak izlerini milletvekilleri 16 gündür vermediler.
Kendileri için, millet için; hızlı, süratli, çağdaş bir sistemin çalıştırılmasını bile milletvekillerimizin adamsendeciliği engelliyorsa, bu durum ülkedeki bazı bozuklukların da adresini gösteriyor sayılmaz mı?
Bu ağırlıkla, bu yavaşlıkla, daha doğrusu bu vurdumduymazlıkla Türkiye acil ve hayati konularda mesafe alamaz, ileri ülkeler düzeyine ulaşamaz, sorunlarını da çözümleyemez.
Çözümleyemiyor da.




Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr