Selahattin Demirtaş Kürtçü zannediliyordu.
Kürt değil Kürtçü, yani bölücü.
Ama insanımızın çoğu Cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde “Onu Türkiye kazandı” diye sevindi.
Halk onu, Cumhurbaşkanlığı propaganda konuşmaları sırasında bütünlükten yana, yani ayrımcılık yapmayan bir genç politikacı olarak tanıdı.
Demirtaş’ı Türkiye de ileride daha önemli rollerde üstlenecek bir genç politikacı olarak gördü. Sevinildi.
“Solu işte bu genç ileride lider olarak temsil eder,” diyenler çıktı. Ve seçim sonucu da bu umudu gösterdi.
***
Türkiye’de 76 milyon yaşıyor.
Bu 76 milyon bana göre çok kullanılan bir terimle kardeştir.
Karışmıştır.
Yani köken veya inanç ayrımı yapmak 76 milyonu, bu toprakları parçalamaktan başka işe yaramaz.
Mutluluk parçalanmakta değil birlik olmaktadır.
Ben “azınlık” sözüne bile karşı olduğumu kaç kez yazmıştım.
Hepimiz bu 783 bin kilometrekarede yaşıyoruz. Kökenimiz, inancımız farklı olsa da biz kardeşiz.
Napolyon ne demiş:
“Kökenim benle başlar.”
Bu bizim de yani 76 milyonun da şiarı olmalı.
***
Bunları niye yazdım?
Başa dönelim.
Yani Selahattin Demirtaş’a.
Demirtaş’ın bugün söyledikleriyle, yaptıklarıyla o günkü konuşmalarındaki çelişkiyi belirtmek için.
Artık Demirtaş bölgesel meclisi savunuyor.
Tabii ona bağlı olarak Ankara’dan bağımsız her türlü yapıyı da.
Demirtaş sokak eylemcilerini de “göreve” çağırıyor.
Ve bu maskeli fedaileri, anarşistleri adeta vurup kırmaya davet ediyor.
Daha da uzatmaya, yoruma ihtiyaç var mı?
Demirtaş’ın sözleri tarihe geçti.
Demek ki yanılmışız.
Demirtaş hakkında yanılmışız.
***
Türkiye’de çeşitli etnik kökenler var, çeşitli inanç dalları var.
“Bunları dikkate alalım, ona göre meclisler kuralım, adliye kuralım, kolluk kuvveti kuralım, yerel bütçe için vergi toplayalım. Bizim ayrı bir milli eğitimimiz olsun,” demek kabul edilemez, edilmeyecektir. Bu yönde istem çözüm sürecini baltalamaktır. Ayrımcılıktır.
Demokraside, insan haklarında birlik varken, ayrımı, bölünmeyi savunmaktır.
Bunun sonu yoktur.
Ne kadar etnik köken varsa, ne kadar inanç varsa o kadar yönetim demek Türkiye’yi bölük pörçük etmektir. Buna kimse evet demez, diyemez, kabul ettiremez.
Bunu bilelim ve ona göre davranalım. Eşitlik, bölünme demek değildir.
Demokrasi, bölünme demek değildir.
ZEVK YOK
İstanbul’a yazık
İstanbul büyüyor ama büyüdükçe çirkinleşiyor.
Çünkü İstanbul, bakımsız şehir.
Kendi kendini idare eden şehir.
Niye kendi kendini idare ediyor, niye çirkinleşiyor?
Çünkü idarecilerinin çoğu zevksiz de ondan.
Eğer onlar zevkli olsa bu şehir böyle mi olur?
İşte misalleri.
Beşiktaş Meydanı.
Trafik yer altına alınacak, meydan yayaların olacak, yeşillenecek ve güzelleşecek.
Peki, şimdiye kadar yöneticiler bunu niye yapmadı, aklınız neredeydi?
Ben yöneticilerimizin çoğu zevksiz diyorum.
Bunu ezbere mi söylüyorum.
Hayır.
Şehri gezip dolaştıkça, o gözle bakıyorum ve bizim yöneticilerimiz gezip gözlemlemiyor, masada oturup ahkâm kesiyorlar, diyorum.
Bakın Mecidiyeköy’deki Şişli Emniyet Müdürlüğü sırasındaki binalara, çoğu solmuş, çoğu boyasız, pis pasaklı bunlar bu şekliyle bu şehre yakışıyor mu?
Gelin Unkapanı’na, tiyatronun karşısında, sosyal güvenlik binaları var. Bu binaların bakımsız, hali içler acısı. Klimalar çirkinlik abidesi olarak sarkıyor.
Gezen, gören yok.
Kötü örnekler çoğaltılabilir. Ama yerimiz sınırlı.
Bu şehre yazık.
ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...
- Orman yapmak için ağaç kestiler.
“Dünya tersine döndü” sözü boşuna mı?
- AB üyeliği için basın özgürlüğü şart.
Desenize bize üyelik rüyada.
- Tesadüfen hayatta.
Hangimiz değiliz?
- İndirim beklerken zam.
Bu da değişmeyen kaderimiz.
- Üniversitede çatışma.
Haber değeri artık yok.
- Stres baş ağrısı nedeni.
Gazetecinin baş ağrısı hiç geçmez ki.
- Dış politikamız mercek altında.
Mercek değil dürbün lazım.
- Hipermarket- bakkal işbirliği.
Duy da inanma.
- Sen evinde otur, robotun işe gitsin.
Bunu da gördük ya.
- ABD’de işkenceler meydana çıktı.
IŞİD yalnız değilmiş...
- Erdoğan kabineye 2015’te başkanlık edecek.
Bugün yaptığı ne?
- Bakan: Özerklik gündeme gelmedi.
Öyleyse, gündeme gelmeden ilan edildi.
- ABD’nin erkek başkonsolosu, erkek Türk ile evleniyor.
Bakalım cüzdan kime verilecek?
- AB ile aynı gemideyiz.
Kaptan kim?