Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"ÇAKICI hiçbir devlet hizmetinde kullanılmadı.
Çakıcı'yı devlet adına kullanmak isteyenler oldu, ama Çakıcı onları kullandı.
Yavuz Ataç'ı da, onun daha üstündekini de Çakıcı'nın kullandığı anlaşıldı.
Olayın yüzde 60'ını çözdük..."
Bu sözleri Başbakan Yılmaz dün söyledi.
Yılmaz'ın hüsnüniyetinden şüphe edilemez. Gayretleri meydanda. Pis de olsa, tehlikeli gibi de görülse, gerçeklerin ortaya çıkması için elinden geleni yapıyor.
Elinden geleni yaptığını nereden anlıyoruz? Yıllardır süren apseye ancak onun neşter vurma cesaretini ve kararlılığını göstermesinden.
* * *
BAŞBAKAN'ın "Olayların yüzde 60'ını çözdük" sözü Türk kamuoyunu bilgilendirme zamanının artık geldiğini de göstermiş olmuyor mu?
Vatandaşın, en yetkilinin veya görevlendirdiği bir sorumlunun ağzından bu konuyu, "mafya" denilen olguyu; etki, sonuç ve sorumlularıyla en doğru şekilde anlamak, öğrenmek hakkı değil mi?
Ama bu yolu doğru kabul eden yok.
Her gün bir haber sızdırılıyor. Ve vatandaş sağdan soldan uçup gelen doğruluğu tartışmalı bu haberler arasında bunalıyor.
Resmi ve doğru bilgi yüklü açıklama ise yok.
Çok kaynaklı ve çelişkili bilgi akışı işin ciddiyetinin kaybolmasına, konunun sulanmasına yol açıyor.
Yoksa istenen bu mu?
Yoksa bu, en önemli konuları bile ciddiye almama hastalığımızın bir sonucu mu?
Yoksa sade vatandaşı seçim günleri dışında pek de önemsenememesinin bir belirtisi mi?
* * *
DEMİREL, Çakıcı olayı üzerine;
"Devlet kimin neyle uğraştığını biliyor ve hukukun içinde kanunları hakim kılmak, bunları önlemek için gayret sarefediyor. Eğer ortada bir kanunsuzluk varsa araştırılıp ve kanunların suç teşkil ettiği fiili işleyenlerin yakasına yapışılır. Devletin ilgili makamları gerekli soruşturmayı, kovuşturmayı yapmaktadır. Gerçeğin ne olduğunu bulur çıkarır, biraz sabırlı olun" diyordu.
Sayın Cumhurbaşkanı 6 defa gidip 7 defa gelmesiyle de meşhurdur.
Bu demektir ki Türkiye'nin en aşağı 40 yıllık yakın siyasal tarihi onsuz düşünülemez.
Ama böyle olduğu halde onun hala "biraz sabırlı olun, gerekli soruşturma yapılıyor, gerçeğin ne olduğu bulunur, çıkarılır" demesi insanı ürkütüyor.
Bu ürküntü Başbakan'ın yukarıdaki sözleri hatırlanınca daha da pekişiyor:
"Çakıcı'yı devlet adına kullanmak isteyenler oldu, ama Çakıcı onları kullandı..."
Kırmızı pasaport neyin belgesi?
Şirketlere yapılan Çakıcı soruşturması neyi gösteriyor?
İhalelerdeki mafya parmağı ne?
Bazı bakanların ilişkileri, telefon konuşmaları, bazı eski bakan ve milletvekillerinin sözleri, savunmaları neyi ifade ediyor?
MİT'çi Eymür'ün eşinin anlattıkları çok normal şeyler mi?
* * *
BU kazan yıllardır kaynıyor. Mafya bir süreç, yalnızca bugünün konusu değil.
Bu açıdan bakınca eğer bir sorumluluk söz konusu ise gelmiş geçmiş tüm iktidarların sorumluluğundan söz etmek yanlış olmayacak.
Olaylar hukuka aykırı ise bu aykırılığa ortak olunmasa bile farkına varamamak da, ihmal de sorumluluk gerektirmez mi?
"Olan oldu, geçen geçti, soruşturma yapılıyor, gerçekler ortaya çıkar, sabredin", demek en elverişli yol mu?
Şeffaflığa prim veren, iyi bir başlangıç yapan Başbakan Yılmaz'dır.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın da derin bilgi, deneyim ve birikimiyle, halkın doğru bilgilendirilmesi konusuna hız kazandırıcı teşvikleri yararlı olacak.




Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr