TÜRK demokrasisinin teferruattan öte temelde sakatlığı var.
Sol ayağı yok.
Bu nedenle de topal.
Sol deyince mücerret bir anlam çıkmasın. Çağdaş örnek, son örnek İngiliz İşçi Partisi ve onun lideri Blair.
Bizde de var; "işte son kurultayda görüldü, lazer ışınları, suni dumanlar, konfetiler arasından çıkıp gelen yeni bir arabesk sol yarattık..." demeyin...
Hesap şu olmalı: Bu sol asgari yüzde 25 - 30 oy alabilir mi?
Alamayacaksa, o sol sol sayılabilir mi? O sol, solluğunu kaybetmiş sayılmaz mı?
* * *
BUGÜN Türkiye'de iki Türkiye var. Biri İsviçre hayatı yaşıyor, öteki Bangladeş...
Ama Bangladeş hayatı yaşayanlar da oylarını bu mevcut sola veriyorlarsa bunda bir sakatlık var demektir.
Yani o sol, sol değil demektir.
Bugün enflasyon yüzde yüzlerde.
Gelir dağılımı adaletsizliği uçurumlar meydana getiriyor.
Rekabet kurallarının tam işletildiği söylenemez.
Ücretler sabit, fiyatlar serbest.
Vergi adaleti henüz sağlanamadı.
Çok büyük ekseriyet sosyal güvenceden yoksun.
Sosyal güvencesi olanlar da, bağlı oldukları sosyal güvence müesseselerinin iflası tehdidi altındalar. Çünkü bu müesseseler için kesilen primler yıllar içinde har vurup harman savruldu. Peşkeş çekildi...
Eğitimde devlet ipin ucunu bıraktı, denge olmaktan çıktı, özel teşebbüs diye bazı kalitesiz ama pahalı girişimcilere teslim oldu, dargelirli vatandaşı da teslim etti.
Sağlık müesseseleri işlemiyor.
"Adalet bağımsız değil, tarafsız değil" diyen, yine adaletin kendisi.
İç savaş, hızı azalsa da sürüyor.
Çeteler hala dehşet saçıyor. Bir devlet bakanı aranan biri için; "O denetimimiz altında" diyor, ama adam bu sözün arkasından emir verip yine istediğini yaptırabiliyor.
Şu manzaraya bakın. Böyle bir ortamda bu bataklığı kurutma kabiliyeti olması gereken bir sol, halktan yüzde 10 oyu zor alıyorsa işte burada bir terslik var demektir. Daha doğrusu o sol, sol değil demektir. Sol gibi sol olmayınca o demokrasi de topal demektir.
* * *
CHP kurultayı bu açıdan yeni bir başlangıç olabilir mi?
Toplum beklemeye alıştı, bu kez de bekleyecek.
Ama şu bir gerçek.
Ülkeleri idare etmek eskiye göre artık zor.
İşler yalnız gedikli politika erbabıyla yürüyemiyor, yürütülemiyor.
Çeşitli alanda yetişmiş uzmanlara gerek var.
CHP 60 kişilik parti meclisini ilan ettiği gün, 160 kişilik de uzman kadrosu ilan edebilseydi umut olma yolunda, yenileşme yolunda, iktidara yürüme yolunda kararlılığını ortaya koymuş olurdu.
Ama olmadı.
Muhalif sayılanların bile "parti disiplini" diye konuşturulmak istenmediği, çalıştırılmadığı bir ortamda uzmanlar da yoksa, yenileşme, devrim, halkla bütünleşme, yüzde 30'lara varan oy, "iktidara yürüyüş" nasıl sağlanacak?..
Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr