100 gazeteci hapishanede. 140 general hapishanede. Ana muhalefet lideri için fezleke hazır. Böyle demokrasi olur mu? Bir yıldır tutuklu bulunan bazı gazeteci arkadaşlarımız ancak geçen gün mahkemede ilk ifadelerini verdi.
4 yıldır içeride olan gazeteci arkadaşlarımız var.
Bunlar sonunda serbest kalırlarsa, yani beraat ederlerse bu 4 yılın hesabını kim verecek?
* * *
140 general hapiste.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da içeri alındı.
Oysa, kısa bir süre önceye kadar Başbakan Erdoğan’la Başbuğ çok samimi idi. Başbakan, onun tutuksuz yargılanmasının daha doğru olacağını da söylüyor. Sanki itham konuları bugün doğdu.
O konular 2 yıl önceydi ve Başbuğ 2 yıldır delilleri karartmadı ve kaçmadı. Öyleyse şimdi niye tutuklandı.
* * *
Bugün tartışma konusu şu.
Başbuğ nerede yargılanmalı?
Bir görüşe göre yetkili olan Yüce Divan’dır. Yani Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi’dir. Özel mahkemeler yetkisizdir.
Bu, halen tutuklu bulunan eski kuvvet komutanları için de geçerlidir, dosyaları ayrılarak Yargıtay Başsavcılığı’na ve oradan Yüce Divan’a gönderilmelidir. Çünkü son anayasa değişikliğiyle, Genelkurmay başkanlığını ve kuvvet komutanlarını “görevleriyle ilgili” suçlardan dolayı yargılama yetkisi Yüce Divan’a verilmiştir.
Hukuki ölçü, suçun “görevin verdiği yetkiyle işlenmesi”dir. Bu yetki olmasa o suç işlenemez zaten; o yetki kullanılarak işlenebilen suçlardır bunlar.
Soruşturmayı adli savcılar yapabilir ama davaya bakma ve gerektiğinde tutuklama yetkisi Yüce Divan’a aittir.
Öyleyse buna göre İlker Başbuğ’un tutuklanması hukuki olmamıştır. İşte ben bu görüşteyim.
* * *
Biz geçmişin unutulması ve yeni beyaz bir sayfa (tabula rasa) açılması taraftarıyız. Ömrümüz eski defterleri kurcalamakla geçtikçe bu millete huzur yoktur.
“Demogoji” diyeceksiniz, ama bir süre sonra daha da gerilere gidip bazı padişahları da yargılarsak hiç şaşmayalım.
Mesela, Fatih Sultan Mehmet niye kardeş katline cevaz veren kanunnameyi çıkardı?
Ve Fatih bir iddiaya göre 11 aylık kardeşi Ahmed’i boğdurttu?
Yavuz Sultan Selim kardeşleri Korkut ve Ahmet’i niye öldürttü.
3. Murat 5 kardeşinin hayatına neden son verdi?
3. Mehmet 19 kardeşini ve oğlunu neden idam ettirdi?
Çoğunuzun “Muhteşem Yüzyıl” dizisinden tanıdığınız Sultan Süleyman neden oğlu Beyazıt ve onun 5 evladını öldürttü?
Bunlar Fatih’in Kanunnamesi’ne dayanmıyorlar mı idi?
* * *
Evet, bunlar da herhalde ele alınabilir, değil mi?..
Biz geçmişi tarihe bıraksak ve bugüne baksak daha iyi olmaz mı?
ATATÜRKÇÜLÜK DÜŞMANI
Mümtaz’er Türköne, Cumhurbaşkanı tarafından atandığı Atatürk Kültür, Dil, Tarih Yüksek Kurumu’ndan ayrıldı.
İyi de yaptı.
Herkesin düşüncesi muhteremdir ve zor kullanmadan bu düşüncesini serbestçe yayabilir. Bu demokrasinin icabıdır.
Ama hiç kimse, karşı olduğu bir düşünceyi yaymak için kurulmuş bir derneğin yöneticisi olamaz, yapılamaz. Bu ikiyüzlülük olur. Bu Atatürkçü düşünce sahiplerine hakarettir.
Atatürkçülük düşmanı birinin bu kuruma atanması en azından şaka gibi bir şeydir.
Bu yanlış tutumdan dönüş iyi olmuştur.
HABERCİLİK
En yürek parçalayan haber, 13 aylık ikiz kardeşlerin hem yetim hem öksüz kalmalarıydı.
Anne ve babaları, ilk günkü bazı gazete haberlerine göre dansöze para takma yüzünden münakaşa etmişlerdi. Bu kavga yüzünden anne denize atlamış sonra baba onu kurtarmak için denize girmişti. İkisi de ölmüştü.
Bazı gazetelere göre ise karı koca “denize girebilirim, giremezsin” iddiası yüzünden boğulmuşlardı.
Yemeği yerken yani boğulmadan önce yanlarında arkadaşları olduğuna göre doğruyu öğrenmek bu kadar zor mu?
Ölüme sebep bahşiş mi, iddia mı, yoksa başka bir şey mi? Hangisi?..
DEMİRTAŞ
Ayıp ediyor...
İnsan, şunu sever, bunu sevmeyebilir. Bu subjektif bir durumdur. Olabilir. Normaldir.
Ama insan, sevmediğini söylediği o insanı takdir de edebilir. Bu da objektif bir durumdur. Normaldir.
Yani sevmediğini takdir mümkündür. Bu da insanın hislerine rağmen tarafsız da düşünebildiğini gösterir.
Benim durumum da yukarıda yazdıklarıma uygun.
Kimi sevmem? Genelkurmay Başkanı Özel’i. Ama onu takdir ediyorum.
Niye. Çünkü görevini gelmiş geçmiş Genelkurmay başkanlarından daha iyi yaptığı için. Görev ne?
Bugün askerlerin dış düşmanlarla savaşı yok.
30 yıldır uğraşı iç düşman, yani PKK.
Evet, Özel’in başında bulunduğu Türk ordusu son günlerde PKK’yı sıkıştırdı, geriletti.
Bunun için de Özel takdiri hak etmektedir.
Teşekkürler paşam...
* * *
Bakın, BDP lideri Demirtaş da Genelkurmay Başkanı Özel’in aleyhinde konuşuyor. Boşuna değil.
“Senin rütben orgeneral de olsa bizim nazarımızda onbaşısın, bizim nazarımızda zerre kadar değerin, kıymetin yok” diyor.
Her şeyden önce, Demirtaş ayıp ediyor.
Bir parti başkanı böyle konuşur mu?
Bu hakarettir. Genelkurmay Başkanı’nın temsil ettiği Türk ordusuna hakarettir.
Üstelik ordunun onbaşıları da bizim için kutsaldır.
Sevmemek ama takdir etmek başka, düşmanlık başka.
Bu düşmanlığın sebebi PKK’ya karşı son günlerde Necdet Özel komutasındaki ordumuzun aldığı iyi sonuçlardır.
Değil mi Demirtaş?
BİR SORU
PKK var mıydı?
12 Eylül’den önce Türkiye ikiye ayrılmıştı. Polisler, öğretmenler, memurlar bile, ayrı, rakip derneklerde toplanmışlardı. İki gruba bölünen öğrenciler birbirlerini öldürüyordu.
O zaman PKK adı pek duyulmamıştı. Acaba bu grupların içinde, o zaman daha adı duyulmamış PKK’lılar yok muydu?
OTOBÜS
Ayakta yasak
Trafik için yeni kararlar alınmış.
Mesela, minibüsler kalkıyormuş, taksiler bir merkezden idare edilecekmiş ve “hava tramvayları” işletilecekmiş.
Ne zaman? Yakında.
Bu yenilikler temenni edelim ki bugünkü karmaşayı ortadan kaldırsın. Bu arada insanımızı toplu taşımaya yöneltecek kararlar da alınacakmış.
Ama bu kararları alanlar acaba toplu taşıma araçlarıyla, mesela otobüsle hiç seyahat ettiler mi?
Bugünkü şekliyle çoğu otobüse binmek önce gaz maskesi sahibi olmayı gerektiriyor ve sonra cesaret istiyor. Özellikle kadınlar için. Oysa mesela Londra’da otobüslerde ayakta gitmek yasaktır, herkes oturur.
Bizde de bunu yapabiliyor musunuz? O zaman birçok kişi özel aracını bırakır ve otobüse biner, bir nebze de olsa trafik rahatlar.