KORKMAZ Yiğit suçladı.
Başbakan Yılmaz ve Devlet Bakanı Taner ithamların baş hedefi.
Ama Yiğit'in ithamlarının her şeye rağmen birer iddia olduğu unutulmamalı.
Başbakan'ın ve diğer ilgililerin açıklamalarına kadar ithamlar ihtiyatla karşılanmalı.
Bu objektiflikle ve tarafsızlıkla olayları ele almakta yarar var.
Korkmaz Yiğit'in iddiaları doğruysa:
Türkbank ihalesine fesat karışmıştır. Fesatı karıştıranların içinde hükümet de vardır.
Başbakan ile Devlet Bakanı Taner, ihaleye katılmak isteyenlerle pazarlığa girip bazılarının katılmamasını sağlamaya çalışmışlar, bazılarının ileri süreceği bedeli bile tayin etmişlerdir.
Güneş Taner ihaleye katılacaklardan birine "elimde aleyhinde dosya var" diyerek adeta şantaj yapmış ve ihaleye katılmasını önlemek istemiştir.
Başbakan ile Devlet Bakanı yeterli parası olmayan Yiğit'e para ve teminat mektubu bulmayı taahhüt etmişlerdir.
Yılmaz ve Taner, sıfatları nedeniyle bazı kaynakları Yiğit'e maddi desteğe mecbur etmişlerdir.
Yılmaz ve Taner, Yiğit'i gazete alması için teşvik etmişler, desteklemişlerdir. Maddi olanak sağlama sözü vermişlerdir. Böylece kendilerine bağlı bir medya yaratma amaçlı operasyona girmişlerdir.
Başbakan ve Güneş Taner. Türkbank ihalesinin içinde oldukları, Çakıcı ilişkilerini baştan beri bildikleri halde doğruyu saklamışlar, kamuoyunu yanıltmışlardır.
* * *
İDDİALAR gerçekse; Başbakan ve Devlet Bakanı'nın hukuka aykırı davranışlarıyla Türkiye'de özelleştirmenin iflas ettiği söylenebilir. Özelleştirme denen şeyin bir oyun, bir yağma olduğu ortaya çıkmıştır.
Özelleştirmede Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, Devlet Bakanı'nın, Merkez Bankası Başkanı'nın, Hazine Genel Müdürü'nün etkileri olduğu iddiaları doğruysa devlet tarafsızlığını, hukuka bağlılığını yitirmiş demektir.
* * *
PEKİ Korkmaz Yiğit iddia ettiği gibi hükümetle bu kadar işbirliği içinde ise neden bu perişan duruma düşürüldü?
Acaba arada bir anlaşmazlık çıktı da kendisine göz dağı mı verilmek istendi. Susması mı sağlanmak istendi.
Türkiye'de yıllar önce TOFAŞ ihalesi zarflarının dönemin Başbakanı tarafından açılması siyasi bir deprem yaratmıştı. Oysa bugün Başbakan'ın ihalelere fiilen karıştığı, medyada da yeni bir yapılanmaya soyunduğu iddia ediliyor. Öyleyse Başbakan tüm bunları izah etmek mecburiyetindedir.
* * *
İŞLER yolunda gitseydi, yani Çakıcı kaseti birileri tarafından piyasaya sürülmeseydi ve o kasetin kaldırdığı toz duman olmasaydı, Korkmaz Yiğit bugün büyük bir medya patronu ve birkaç bankanın sahibi olacaktı. Başbakan'ın, Devlet Bakanı'nın bu işlerdeki rolü ortaya çıkmayacaktı. Yiğit grubu belki de "çok doğru ve memleket sever" icraatı nedeniyle elindeki tüm imkanlarla ANAP'ı ve Yılmaz'ı destekleyecekti.
Vatandaş da kulisini bilmediği için sahnedeki bu oyunun doğruluğuna inanacaktı.
Türkiye'deki bu olay, gördüklerimizle gerçekler arasında büyük fark olabileceğini ortaya koymuş oldu.
Clinton'ı seks skandalı değil, yalan ifadesi yaktı.
Bu bize de örnek olacak mı göreceğiz...
Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr