Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir hükümetin başlıca görevi nedir? Halkın mutluluğunu sağlamak.
Peki, o halk bölük pörçük hale gelirse mutlu sayılır mı?
Hayır.
Türkiye’nin 72 milyonu da mutlu değil.
Çünkü parça parça oldu, bölük pörçük hale geldi. Birbiriyle şimdilik lafla, çatışır oldu.
Hem de hiçbir zaman olmadığı kadar.
Yani birlik, beraberlik, bütünlük artık hayal oluyor diyebiliriz.
Bunun suçlusu kim?
Hükümet.
Evet, bana göre hükümet, yani AKP iktidarı.
Ben bir vatandaş olarak onlardan, yani hükümetten fazla bir şey beklemiyorum. 72 milyonu, Türk halkını bir arada tutsunlar yeter.
Ama, heyhat, bunu sağlayamıyorlar, o yüzden Türkiye parçalanma yoluna girdi.
Önce iyice zayıflatılıyor, sonra parçalanacak, herhalde bu planlanıyor.
Bu devletin bütünlüğü bozulursa bunun yaptırımı yalnız iktidarı kaybetmek mi olacak?
Böyle olacaksa yazık bu millete...
* * *
Türk-Kürt, dinci-laik, aydın-aydın olmayan, Alevi-Sünni, türbanlı-başı açık, zengin-fakir, şehirli-köylü, beyaz Türk-zenci, bizden olanlar-ötekiler.
Oysa bunların hepsi Türkiye halkını oluşturmuyor mu?
Biz 72 milyonluk bir bütün değil miyiz?
Bir bütün olmak zorunda değil miyiz?
Evet, mecburuz. Ama oy uğruna, bu bütünlüğü korumaya hükümet gayret sarf etmiyor.
Ve politikasıyla bu bütünlüğü parçalamak isteyenlere çanak tutuyor.
* * *
Bazı dış güçler ve onların içteki uzantıları bu bölünme için uğraşıyor. Bölünmeyi laf savaşından fiili yola dökmek için gayret sarf ediyor.
Anketler bugünlerde çoğaldı. Bunların parasını kim, niye veriyor?
Bu bir paronoya mı?
Hayır.
Geçmişimize bakın.
Etrafımıza bakın, ve bölünenleri, parçalananları, görün.
O ülkelerde yaşayanlar da buna inanamıyordu, bölünmeye inanamıyordu.
Ama dış güçler ve içteki ihanet ortakları bunu başardı.
Türk halkı bölünmek istemiyorsa dikkatli olmalı.
Hükümet, iktidar, iş işten geçmeden bölücülere karşı uyanık ve birleştirici olmalı.
Bizden bir kere daha söylemesi...
Sonra:
Kendi düşen ağlamaz...

Haberin Devamı

İYİ YILLAR
Dün 2008’di, bugün 2009.
Günler ne çabuk geçiyor, değil mi?
Ben, “Ah, Milliyet’te bir 10 yıllık olsam!” diye günleri, yılları iple çekerdim. Oysa 10 yılları kaç kere aştık.
Gençken,”Yıllar çabuk geçsin” diye sayıklayanlar yaşlarını başlarını aldılar mı “Ah günler ne kadar da çabuk geçiyor!” diye hayıflanırlar.
Önemli olan, sağlık ve mesleki hırs. Bunlar kaybolmadıkça seneler sizi eskitemez...
Hepinize iyi yıllar...

Haberin Devamı

Gül sınıfta kaldı
Gül’ün adil davranacağını zannettik, yanılmışız.
AKP zihniyeti Çankaya’ya da hâkimmiş.
Yani, AKP kadrolaşmasının varlığını bu kez çankaya’da gördük.
Gül, İstanbul Üniversitesi rektörlüğüne en çok oyu alan profesörü değil, eşinin başı örtülü olan, Başbakan’ın aile doktorunu getirdi.
Gül’ün bu yaptığı unutulmayacaktır.

Cinayetler arttı
Cezalar artıyormuş.
Hangi cezalar?
Kabahat cezaları...
Oysa, bakın cinayetler çok fazlalaştı. Çeşit çeşit nedenlerle ve çeşit çeşit şekillerde kadın, çocuk denilmeden öldürülen öldürülene.
Peki, neden?
Cezalar caydırıcı değil de ondan...
Meclis bu konuya bir an önce eğilecek vakit bulmalı.

Haberin Devamı

FİLİSTİN
Soykırım değil mi?

İsrail yaptı yapacağını. 400’den fazla filistinli Arabı öldürdü, binden fazla Arabı yaraladı.
Bu bizim özürcüleri etkiledi mi acaba?
Onlara sormalı.
Bu soykırım değil mi?
Zavallı insanları, çoluk çocuğu, bu asırda, göz göre göre, en gelişmiş silahlarla öldürmek başka nasıl tarif edilebilir? Buna bir çokları orantısız güç kullanma diyor.
Bu, savaş, desem savaş da değil. Çünkü İsrail’in öldürdükleri askerler değil ki, çoluk çocuk, yani sivil halk.
Bu yapılanlar, İsrail’in Gazze Şeridi’ne de göz koyduğunu, oradaki Filistinli Arapları kaçırmak istediğini doğruluyor.
Üstelik İsrail, Ankara’yı da uyuttu.
Daha geçen gün Ankara’yı ziyaret eden İsaril Başbakanı değil miydi?
Yani, kim ne derse desin, İsrail genişleme programını uygulamaya devam ediyor. Hamas bahane...
Burada ben, kabahati ne İsrail’de ne de azmettiricisi Amerika’da bulurum...
Kabahat Arap âleminde... Arap liderlerinde.
Her şehidin sorumlusu tek tek Arap devletleridir, liderleridir.

PKK’YA AF
Siyasi önlem yok!..

“PKK, af çıkarılırsa biter.”
Talabani’nin önerilerinin özeti bu değil mi?
O, “PKK’lılar evlerine dönsün, olup bitsin” diyor.
Peki, bu iş bu kadar basit mi?
Terörü, özellikle PKK terörünü yıllardır yakından izleyenler Talabani’nin görüşünde değil.
Her şeyden önce, “Eve dönüş yasası çıktı da, kaç PKK lı teslim oldu?” diyorlar.
Onlar, “PKK ile 30-35 yıldır askeri mücadele yapılıyor ama terörün sonu geldi mi?” diyenleri de cevaplıyor.
PKK’yı bitirme yalnız askerlerin çabasına bağlı olsa 30-35 yılda tabii bu sorun biterdi.
Ama terörle mücadelenin bir de siyasi yanı var.
Yetkililer, bu yanını ele alıp, askeri tedbirlerle beraber siyasi tedbirlere 30-35 yıldır başvurdular mı?
Hayır.
PKK’nın paraları kimden veya kimlerden geliyor?
PKK’nın silahlarını yollayan devletler hangileri?
PKK’ya ülkelerinde büro açtıran devletler var.
PKK’nın TV’si ve yazılı yayınları var, bunlar Avrupa’da değil mi?
PKK’nın temsilcileri Avrupa’da adeta bütün ülkelerde yok mu?
Bunlarla mücadele askeri değil siyasidir.
Bunlar önlenemeyecekse askeri çaba da, af da tek başına sonuç vermeyecektir.