Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       MALİ milat gibi, Türkiye'ye iki milat daha lazım.
İç barış için bir milat.
Dış barış için bir milat.
Türkiye geçimsiz çocuklara döndü.
İçte kavga, dışta kavga.
Kavgada haklı da olsanız hayatınızı kavgayla sürdürebilir misiniz?
Almanya aleyhimize karar mı aldı? Yüklenelim Almanya'ya. Veryansın edelim başbakanına. Koyalım ambargoyu. Almayalım uçaklarını, helikopterlerini; sokmayalım onları ihalelerimize. Bir ülkeye karşı tepki bu şekilde gösterilebilir, sürdürülebilir. Ama bunu her önüne gelene uygulamaya kalkmak, genelleştirmek, diplomasinin yerine koymak akılcı sayılır mı?
Fransa bir konuda aleyhimize döner gibi mi oldu, haydi ona da koyalım bir ambargo.
İtalya, Kürt meclisine kucak mı açtı, uygulansın aynı müeyyideler ona da.
Yunanistan'a, İran'a, Suriye'ye, Ermenistan'a, Güney Kıbrıs'a, Irak'a, Kuzey Irak'a, Rusya'ya ve hatta şimdi neredeyse Amerika'ya...
Bu kadar kusurlu var da, bizim hiç mi yanlışımız yok?
* * *
TÜRKİYE'yi köşeye sıkıştırma, zayıflatma konusunda toplu bir hareket olduğu açıkça görülüyor.
Ama bunun çaresi düşmanlıkları daha da içinden çıkılmaz noktalara çekmek mi, yoksa akıllı politikalarla, diplomasiyle bunları etkisiz hale getirmek mi?
Zamanında tedbirler alınabilse, etkin bir dış politika izlense sonuç böyle mi olurdu?
Görülen o ki, Ankara'nın; yanlışların, doğruların muhasebesini yapacak, yeni dış politikalar üretecek zamanı yok.
Gerçek ateş çemberi altında iken bile, "hasta adam" denilirken bile Sevr'i yırtıp atabilen bir Türkiye bugün tek kurşun yemeden yaratılan Sevr havasına teslim olmuş gibi.
* * *
İÇ milada da gerek var.
Çünkü içteki kavga da böyle süremez. Aslında dış zafiyetin bir nedeni de bu...
Parti liderleri birbirlerini yok etmeye yemin etmiş orta çağ derebeyleri gibi savaşıyor.
Ufukta uzlaşma umudu da yok gibi...
Türkiye'nin böyle bir iç mücadele nedeniyle kan kaybettiğini, enerji kaybettiğini, dünyada olması gereken yeri kaybettiğini görmemek için kör olmak gerekir.
Çankaya'dan mahalle bakkalına kadar herkes bu durumun siyasal yelpazedeki anormal parçalanmadan doğduğunu söylüyor.
Ama ne sağ, ne de sol birleşmeyi, bütünleşmeyi düşünüyor. Tam tersine yeni yeni ayrılık nedenleri bulmayı, yaratmayı marifet sayıyorlar. Mesela dün Meclis'in açılışına katılmama saçmalığı neyin ifadesiydi?
Peki, parçalanmışlığa son vermek için de MGK kararı mı bekleniyor?
* * *
ÖRNEK:
DSP ve CHP.
Birleşseler, işbirliği yapsalar, asgari yüzde 25 - 30'luk bir büyük siyasi güç oluşacak. Belki de Türkiye'nin kaderi değişecek.
Ama olmuyor.
Baykal, Alman seçimlerinin sonuçlarını görünce, geçen gün coşmuştu. Miting meydanında halka sesleniyordu:
"Şurda... şurda.... şurda ve şimdi de Almanya'da sosyal demokratlar iktidar oldu. Siz neden bir sosyal demokrat başbakanı Ankara'ya yollamayasınız?"
Doğru ve mümkün, ama işte bunun için halktan önce siz liderlerin uzlaşmanız, projelerinizi ortaya koymanız gerekmiyor mu? Siz birleştiniz de vatandaş oy mu vermedi?
İç için de, dış için de milatlar lazım, ama İsa'lar yok...




Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr