Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yılsonları gazetelerin “yılın olayı” ve “yılın adamı”nı ilan etmesi adeti vardı.
Bu adetin bugün de devam edip etmediğini bir hafta içinde göreceğiz. Ama ben aceleci davrandım ve kendime göre “yılın olayları”nı seçtim.
Başbakan Tayyip Erdoğan Araplara “Laiklik” dersi verdi.
Bu hiç beklenir miydi? Öyleyse bu “yılın olayı” sayılabilirdi, sayılmalıydı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin laik bir devletin başbakanı olduğunu ve bunu dört dörtlük yapmanın gayreti içinde bulunduğunu, belirtti. Ve Erdoğan, laikliğin faziletlerinden söz etti.
* * *
Yılın bir olayını da MHP lideri Bahçeli’nin AKP hükümeti için söyledikleri teşkil etmiyor mu?
İşte Bahçeli’nin sözleri:
“Başbakan inşallah kısa sürede sağlığına kavuşur, partide çatlağa fırsat vermez. İç ve dış sorunların arttığı dönemde, 326 ile iktidar olmuş bir partide kaos ülkeye zararlıdır. Bugünkü Meclis tablosunda, istikrarı tekrar kurabilecek başka hükümet görünmüyor.” Öyleyse bu konuşma da yılın olayıdır.
* * *
İktidarda AKP var.
Ana muhalefet de CHP.
Ama aralarında çok oy farkı var. Ve “CHP muhalefeti etkili değil” derken İzmir’de bir miting yapıldı. Yakında seçim olmadığı halde bu CHP mitingi çok muhteşem oldu ve 100 binler miting meydanında toplandı. Bu çok dikkat çekici bir durum, bir olay değil mi? Bu çok önemli 100 binlerin mitingine medyanın gereken önemi vermemesi de dikkati çekici ikinci durum oldu...
Yani 2 bakımdan da bu CHP mitingi bana göre “yılın olay”larından biri sayılabilir.
Bir “Yılın Olayı” da enerji Bakanı Taner Yıldız’ın Ankara Gazi Üniversitesi’ndeki konuşması sırasında meydana geldi.
Enerji Bakanı kendisini protesto eden bir genci polisin elinden aldı. Genci yanına oturttu. Sıkıntılarını mikrofonda misafirlere anlatmasına imkan verdi. Bakan bu genci bakanlığa da davet etti. Yani protestocu genç karga tulumba salondan çıkartılmadı, dertlerini serbestçe anlatabildi. Ve bakandan davet alan genç kapıya kadar da bakanla birlikte yürüdü. Bu bir ilkti ve Türkiye bu pozitif olayı, örnek olayı Taner Yıldız’a borçluydu.
* * *
Genelkurmay Başkanı’nın yerini kati olarak terk etmesi de bu yılın olaylarından biriydi. Yani sivillerin askerlere üstünlüğü artık tescillenmişti. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel artık vekil de değildi, asildi, ama o yerinden kaldırılmış, oraya tek başına sivil biri, Başbakan Erdoğan oturmuştu.
* * *
İşte bana göre 2011’e damgasını vuran olayların başlıcaları bunlardı.

Haberin Devamı

BİZ ENAYİ MİYİZ!
Futbolda şike ne?
Seyirciyi, toto oynayanı, taraftarı enayi yerine koymak değil mi? Evet.
Reytinglerde hile ne?
TV seyircisini enayi yerine koymak değil mi? Evet.
Peki, bu enayi yerine konanları kim savunacak?
Hükümet değil mi? Evet.
Oysa hükümet futbolda “şike” yapanların cezasını, Meclis’te muhalefetle elbirliği yapıp “şip şak” indirdi, adeta sıfırladı.
Ben, reytingde hile yapan uyanıkların da yaptıklarının cüzdanlarına(!) kâr kalacağına eminim.
Ne dersiniz?

Haberin Devamı

SARKOZY HADDİNİ BİL
Marifet, “dostluk içinde büyüme”dir.
Ama bizim Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu Türkiye’yi büyütmek, sözü geçer yapmak isterken, “kanlı bıçaklı” da yaptı. Özellikle çevremizde hiç dostumuz kalmadı.
Bu marifet mi? Değil.
Şimdi de Fransa’ya sıra geldi. Fransa’nın, Türkiye’yi mi, Ermenileri mi tercih edeceği bugün belli olacak.
Ama önce şunu söylemeliyim, Gül’ün telefonlarına çıkmayan Sarkozy’nin yaptığı, Türk milletine karşı terbiyesizliktir, hakarettir.
Eğer Fransa yarışmasını Ermeniler kazanırsa bilinsin ki kabahat Ahmet Davutoğlu’nundur.
Çünkü ben sonuca bakarım, ben halkım. Ya Davutoğlu dünyayı ayağa kaldırmamalı ya da Fransa’yı ikna etmeliydi.

Haberin Devamı

NEDEN
Görev 7 yıl olur

Bu köşede “Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin 7 yıl olacağını” söyledim.
Neden?
“Bu nedene cevap veremem, çünkü yazı yerim bitti” dedim.
İşte şimdi bu “neden”i kısa bir şekilde belirtiyorum.
1 Yüksek Seçim Kurulu(YSK) bütçesinde Cumhurbaşkanlığı seçimi masrafı yok.
2 Halk seçeceği için Cumhurbaşkanı kuvvetli olacak. Ama bu kuvveti sağlayacak, belirtecek, garanti edecek yeni anayasa lazım, o da 2012’ye yetişmez. Öyleyse 2014’ü bekleyeceğiz.
3 Meclis Başkanı Çiçek, “Cumhurbaşkanı seçimine Meclis karar verecek, YSK değil” dedi. Meclis’in ekseriyeti AKP’li ve iktidar partisinin ekseriyetinin görüşü 7 yıl. Öyleyse AKP Meclis’te 7 yıl der.
Bunlar, 5 yıl mı 7 yıl mı tartışmasına pratik cevaplar değil mi? Bırakalım hukuki tartışmayı, bunlar bile 7 yıla işaret etmiyor mu?

DÖNEKLER
Tarih yazacak...

Ekonomik büyümede dünya ikincisi olduk.
Bu çok sevinilecek bir durum.
Ama bazıları, “ileriye bakalım, bu büyümeyi sürdürebilecek miyiz” diye bu büyümeyi adeta küçümsediler.
“Doğruya doğru, eğriye eğri” demek “objektif” olmak zaten onlardan beklenmezdi.
Çünkü kısa bir süre önce onlar AKP’nin “yanlış”larına da “doğru” diyorlardı. Hem de gerekçe uydurarak.
Döneklik eskiden uzun zaman içinde yapılırdı, şimdi ise kısa süre içinde yapılıyor.
Yani iktidarı methet, kendinden bahsettir ve itibarlı ol, dön aynı iktidarı eleştir, yine kendinden bahsettir ve muhalefetin itibarlısı ol. Dönekliğin döneklere işte faydası bu. Ama herkes bunu yapar mı? Yapmaz.
Çünkü görüş, bu kadar çok ve çabuk değiştirilemez, değişmez.
Çünkü, “her devrin adamlığını” herkes kendisine yakıştırmaz.

TRAFİK
Sorun çözülmez...

Trafik adam olur mu?
Olmaz. Yani, belediyeler kendine düşeni, trafik polisleri de kendine düşeni yapmadıkça bu iş böyle arapsaçı gibi gider.
Belediye inşaatlardan “park yeri parası” alıyor. Peki bu para ile ne yapılıyor?
İnşaatların alt katlarının garaj yapılması mecburiyeti var.
Oysa bu katlar konuta çevriliyor.
Peki belediyeler nerede? Niye bunlara göz yumuyor!..
Araçlar kaldırımlara park ediyor.
Bazı araçlar, kuyrukta bekleyen birçok şoförü enayi yerine koyup emniyet şeridini kullanıyor.
Şoförün bir eli kulağındaki cep telefonunu tutuyor, öbür eli direksiyonu.
Ve hız 120 km...
Peki trafik polisi nerede?
En az bunlar hallolmadıkça, yani belediye ve trafik polisi görevini hakkıyla yapmadıkça sorun çözümlenemez, bu başı bozukluk son bulamaz.
Yanlış mı?