Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       İŞYERLERİ, işveren ve çalışanlar bir bütünse müessesedir.
Milliyet müessesedir.
Milliyet, çalışanlardan biri olarak görülen Aydın Doğan ve tüm mensuplarıyla bir bütün olduğu için müessesedir.
Bu müessesede çalışanların 15 günlük bir bölünmüşlüğe, ayrılığa bile tahammülleri olmadı, bir arı oğulu gibi kenetlendiler ve sonunda özledikleri statüye dönüşü gördüler.
Bu yolda bin iki yüz arkadaşını kırmayan, onların arzularının kendi arzusu da olduğunu gösteren Aydın Bey'e teşekkürler.
* * *
BU direniş neden dışarıya açık seçik aksetmedi?
Çünkü Milliyet'te çalışanların amacı bağcıyı dövmek değil üzümü yemekti.
Milliyet'e zarar vermeden amaca ulaşmaktı.
Bunun için de iki kez Aydın Bey'in itidal tavsiyelerine uyuldu.
Önce "48 saat bekleyin" dedi.
Telefondaki o sesi ve o ilk umudu veren bu cümleyi hayatımın sonuna kadar unutamam.
Sonra süre bir hafta daha uzadı.
Ama o hafta bitmeden mutlu son geldi.
* * *
BELKİ aç da yaşanır ama onursuz yaşanamaz.
Ama bunu herkesin kabul etmesi, uygulaması zordur.
Milliyet çalışanlarının onurlu direnişi ve o direnişi dışardan bölmek, saptırmak, yanlış anlamlar yüklemek isteyenlerin kasıtlı tavrı bunu gösterdi.
Zaten böyle ulvi davranışların herkes tarafından anlaşılmasını beklemek de yanlış olur. Dürüstlük özürlü bir azınlığın hayat ve meslek çizgilerinin zıtlıklarla, yalpalanmalarla, tarafgirliklerle, çıkar ilişkileriyle dolu olmasından da bu sonuç çıkmıyor mu?
Oysa Milliyet'in "kaset olayı"ndan sonraki haysiyetli direncinin odağına oturan genel ahlak kurallarına bağlılık, meslek etiğine saygı ve dayanışma oldu. Ve öyle olduğu için en küçüğünden en büyüğüne kadar bu şerefli grup bırakın para pulu, toptan istifayı kararlaştırarak ve işsiz kalma tehlikesini göze alarak Milliyet'in Milliyet olarak kalması, prestijli, etkin, saygın, bağımsız yaşamına devam etmesi için kararlılığını sürdürdü.
Belki de basın tarihinde ilk kez medya çalışanları, Milliyet çalışanları evrensel meslek ilkelerinin baş savunucusu da olan patronlarının yuvaya, aralarına dönmesi için ısrarcı oldu.
Bu toplu arzuya olumlu cevabı, Aydın Bey gazeteye dönerek verdi.
15 gün önceki çarşamba Milliyet'te hüzünlü ama anlamlı bir uğurlama vardı.
Bu çarşamba o hüzün bayrama dönüştü. Bu kez kavuşma sevinci yaşanıyordu.
Aydın Bey 15 gün önce bin iki yüz arkadaşının gözyaşları ile uğurlandığı Milliyet binasından içeri girerken etraf alkıştan inliyordu.
Onun kavuşma heyecanının büyüklüğünü, duygu yoğunluğunu ise şu sözleri gösteriyordu: "Şu anda bulutların üzerinde gibiyim."
* * *
MİLLİYET çalışanlarının bu onurlu ve kararlı tutumunu destekleyen başta Sayın Ecevit olmak üzere az sayıdaki politikacıya teşekkür etmek gerekir. Tabii ilgisizleri de unutmamak...
Bazı etkin ve entellektüel çevrelerin, kuruluş ve derneklerin; çalışanların bu asil tavrını görmezden gelmesine rağmen okuyucudan, sade vatandaştan alınan destek ise göz yaşartıcıydı.
Medyada, Milliyet'teki duruma saptırmadan yer veren yazar, çizer, muhabir dostlara da ancak teşekkür edilebilir.
Birkaç arkadaşımız bu üzüntülü zaman aralığında çok daha önceden verilmiş sözleri nedeniyle bütünden koparak Milliyet'i terkettiler.
Şimdi aramızda olmayan arkadaşlarımızdan birinin ise sağda solda, panellerde söylediği yakışıksız bazı sözleri, özellikle de o utanç verici benzetmesi zaten Milliyet çalışanlarıyla ilgili sayılmazdı. Çünkü gerçek değildi, amaçlanan ve varılan nokta da onu ispatlamıyor mu?
Milliyet çalışanları bir bütün halinde ve kararlı olarak çıktıkları yolda başarıya ulaştılar.
İşte şimdi, buradayız, Aydın Bey burada, okuyucularımız burada ve en önemlisi Milliyet burada.





Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr