Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"İstanbul dünyanın en güzel şehri."
Doğru mu?
Ben bir İstanbul çocuğuyum, İstanbul sevdalısıyım, ama bu sözün doğruluğuna inanamıyorum.
İstanbul, tabiat güzellikleri bakımından ne kadar zenginse, insan eliyle yaratılanlar bakımından o kadar ilkesiz, zevksiz, fakir, çirkin, pis ve bakımsız.
Ve o tabiat zenginliği, güzelliği de hoyrat ve egoist insan eli tarafından tahrip ediliyor, yok ediliyor.
Bilgisiz, görgüsüz, çıkarcı bazı yöneticiler de bu hoyratlığa yardımcı oluyor.
Ve böyle olduğu için de İstanbul'a turist gelmiyor.
Londra'ya bakın, Paris'e bakın, bir de İstanbul'a...
Londra'ya bir mevsimde gelen turist sayısı 26 milyona varıyor, İstanbul'a gelen 2 milyon.
İstanbul'da birkaç büyük otel var, onlar bile dolmuyor.
Orta sınıf turist zaten yok.
* * *
SON günlerde İstanbul'da tartışılan bir konu var.
Özellikle turistik bölgelerde kafelerin, lokantaların sandalyelerini, masalarını kaldırımlara çıkartmasına izin verilmeli mi, verilmemeli mi?
Bırakın diğer konuları, Londra'da publar, barlar, Paris'te kafeler özel bir önem taşımıyor mu?
Onlar da caddelere taşıyorlar, güzel, zevkli bir görüntü oluşturuyorlar, en çok da turistler tarafından rağbet görüyorlar.
Yalnız tüm bunlar başıbozuk bir şekilde yapılmıyor.
Örneğin iki kişilik yere üç kişi oturup masayı kaldırımdaki yerinden daha ileriye itemiyor.
Cadde üzerlerindeki bu kafeler, barlar konut alanlarının içinde de pek yer almıyor.
Bunlar gece kapanış saatine de disiplinli bir şekilde riayet ediyor.
Örneğin Londra'da önemli cadde ve köşebaşlarını süsleyen bu tip yerlerin dışında Cövent Garden, Leicester Square ve civarı neden her sınıftan turistle dolup taşıyor? Dünyanın kalbi oralarda neden atıyor? 72 buçuk millet oralarda bir araya neden geliyor?
Londra'ya turistin parası durup dururken mi akıyor?
* * *
BİZ, tarih ve tabiat güzelliklerini bir arada taşıyan belki de en önemli turistik merkezimiz Sultanahmet'te bile kafeler, lokantalar kaldırıma masa çıkarsın mı diye tartışıyoruz.
Oysa, örneğin İstiklal Caddesi'nde, Bağdat Caddesi'nde, Boğaz'da, Harbiye'den Şişli'ye kadar olan bölümde ve benzeri birçok caddede neden Londra'dakine, Paris'tekine benzer durumlara izin verilmesin?
Örneğin Sultanahmet'te turistin tabiatı ve tarihi teneffüs edeceği, özümleyeceği bu bölgede zevkli ve kaliteli olması şartıyla, belli bir alanı aşmama, dışarıya müzik yayını yapmama ve gece belli saatte kapanma kaydıyla kafelerin kaldırımlara çıkmasına neden karşı olunsun?





Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr