Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Rusya 9 savaş gemisini daha Adriyatik'e yolluyor.
Rus Dışişleri Bakanı İgor İvanov ile ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright buluştular, görüştüler ama anlaşamadılar.
Sırplar, Arnavutluk'a girdi, iki köyü top ateşine tutup bir süre için de olsa işgal etti.
Miloşeviç, NATO'ya da, komşularına da meydan okumaya devam ediyor. Savaşa Rusya'nın da katılması için gayret sarf ediyor.
Bunlar neyin ifadesi?
Balkanlar'daki krizin, yayılma istidadında bir savaş olduğunun.
Burada iki nokta dikkati çekiyor.
Önce; NATO tüm gücüne rağmen caydırıcı olamıyor.
Sıcak savaş başlayalı 20 günü geçti, NATO'nun savaş gücü Sırpları dize getiremedi.
Bu, NATO'nun aczinin sonucu olamaz.
Olsa olsa tüm imkanlarıyla, ateş gücüyle yüklenmemesinin neticesi olabilir.
Bu durum; yani işin uzaması, savaşın yaygınlaşması ihtimalini artırması bakımından tehlike arzediyor.
* * *
BİRİNCİ Dünya Savaşı da bugün olduğu gibi Sırpların yaktığı ateşin sirayetiyle dünyayı mahvetmişti.
Bir Sırp öğrenci 28 Haziran 1914'te Saraybosna'da Avusturya - Macaristan veliahtı Arşidük Franz Ferdinand'ı öldürünce dünya savaşının kıvılcımı çakılmış oldu.
Bugün benzer yangını Miloşeviç ateşliyor.
Tarih tekerrürden ibarettir, ama bu kez tekrar etmemesi için de görev NATO'ya düşüyor.
* * *
TÜRKİYE'nin durumu ilginç:
Türkiye Birinci Dünya Savaşı'ndan zararlı çıktı.
İkinci Dünya Savaşı'ndan karlı çıkmadı.
Kore Savaşı'na katıldı. NATO'ya girdi.
Yıllarca NATO en güçlü kara kuvvetine sahip ülkelerden biri olan Türkiye'ye güvendi.
Bugün de tehlikeler karşısında aynı güven sürüyor.
Kosova olayları nedeniyle harekete geçen NATO ortak gücünde Türk savaş uçakları görev alıyor. Her ne kadar uçaklarımız bugüne kadar hava savunma ve önleme görevi ifa ediyorlarsa da şimdi onların bombardımana katılması ihtimali de doğdu.
Bu arada Türk kara gücüne de ihtiyaç duyulması olasılığı var.
Bu, Kosova'da güvenliği sağlayacak bir güç de olabilir, savaşacak bir güç de...
Önceki gün Ecevit de, Yılmaz da hem NATO üyesi olmamız, hem de Arnavutluk'la aramızda savunma işbirliği anlaşması bulunması nedeniyle bu konuya değiniyorlardı.
Ne olursa olsun Türkiye, Avrupa'yı Avrupalılarla beraber askeri açıdan savunurken bazı isteklerini de seslendirmeli.
Kore Savaşı nasıl NATO'nun kapılarını Ankara'ya açtıysa bu kez de ona Avrupa Birliği'nin kapıları açılmalı.




Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr