Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


VEFASIZLIK
Mehmet Akif 66. ölüm yıldönümünde Ankara’daki evinde anıldı.
Ama oy için Hacı Bektaş Veli’nin türbesine koşanların hiçbiri o anmada yoktu.
Güven sıralamasında, politikacılar neden en alt sıralarda yer alıyor, anlaşılıyor değil mi?

"Ayıyla yatağa giren sonucuna katlanır" İnönü’nün sözü.
Büyük devletlerle samimiyeti artıranların başına gelebilecekler anlamına söylenmiş bir söz.
Bu söz Türkiye’nin uzun süredir izlediği dış politikayla çakışıyor mu?
Pek değil.
Çünkü büyük devletle flörtten Türkiye yarar sağladı.
O büyük devlet ABD ise; sıkıştıkça kapısını çaldık, çalıyoruz. İlişkilerimize "stratejik ortaklık" dedik.
***
TÜRKİYE’nin iç ve dış borç toplamı 250 milyar dolar.
Bu borcu çevirmek dış yardımsız mümkün mü?
IMF’ye ABD onay vermese durumumuz Arjantin’den beter olacak.
AB kapısında beklerken de başvurulan Washington oldu.
Abdullah Öcalan’ı bile paket edip avcumuza o koymadı mı?
Her şey karşılıklı.
***
AKP iktidara gelince kucağında nur topu gibi üçüzleri buldu; "AB", "Kıbrıs", "Irak"...
Irak konusu ortağımız ABD ile aramızı açma aşamasına geldi.
Başbakan’ın önceki gün genel yayın yönetmenlerine anlattıklarından da bu çıkıyor.
Bu arada Türkiye’de savaş aleyhtarlığı başlatıldı.
Oysa savaşı kim ister. Herkes savaşa karşıdır. Bunu "yurtta sulh, cihanda sulh" diye evrenselleştiren biz değil miyiz?
Ama bizim bir sözümüz daha var:
"Hazır ol cenge, ister isen sulh u salâh."
Savaşı önlemek elimizde ise sorun yok. Abdullah Gül’ün bu konudaki çabalarını alkışlamak gerekir. Ama anlaşılıyor ki bize rağmen bu savaş olacak. Ve Ortadoğu’da her şey yıkılıp, yeniden yapılacak.
Öyleyse Türkiye hesabını bu gerçeğe göre yapmalı. Gerçekçi olmayan, ama hoşa giden güzel söylemlere, sloganlara göre değil.
"Korkak bezirgân ne kâr eder ne ziyan."
Türkiye kazanan olmalı.
***
"GAYDALAR susana kadar dansa ara verilmez."
Gaydalar savaş havası çalıyor. Türkiye gereğini yapacaktır.
ABD Dışişleri Bakanı Powell harekâtın sonucunu haber veriyor:
"Irak, savaş sonunda üç devlete bölünebilir."
Haydi gelin siz işin içine girmeyin, seyirci kalın.
Ankara’nın tarihi sorumluluğu ve milli çıkarımız seyirci kalmaya engel.
Ama bu sorumluluğu Ankara’da tam anlamıyla duyanlar var, duymayanlar var.
O nedenle de Türkiye Irak olayında süreci etkiliyor ama olayı yönetemiyor, yönlendiremiyor.
Ankara’nın hedefi belli değil, hedef hâlâ saptanmış değil.
Şu sözü geçen gün ilk kez duydum, sevdim:
"Uluslararası ilişkilerde kılçıksız balık yoktur. Siyasilerin marifeti balığı kılçıktan ayıklayıp yiyebilmektir."
Ankara bunu becerebilecek mi?

Kemal Derviş her gün gündemde olan, yararlı bir isimdi. Ağzından çıkan kanun gibiydi. "Seçim" dedi ve "kendi oyunuyla tuş oldu".
Bugünkü yönetimde bir Derviş yok.
Ekonomi onu arıyor.

Mehmet Ali Erbil ayrıldığı eşlerine ayda 40 bin dolar veriyormuş.
Şöyle böyle 66 milyar lira eder.
Ne denir, Allah artırsın.
Eşlerini değil, gelirini...

İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir’in oğlu Korkut trafik kazası yaptı.
Hasan Özdemir’in polislere talimatı "Gerekeni yapın, özel muamele yok" oldu.
Ve alkollü bulunan Korkut’un ehliyeti alındı, para cezasına çarptırıldı.
Bu dürüstlüğe hasrettik, kutlarım.