Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       YÜZDE yüzlük enflasyon iki puan inince "enflasyon düşüyor" diye bayram ettik.
Aradan bir ay geçti.
"Ekonomi çöktü" diye mateme girdik.
Bu dalgalanmaya can dayanmaz.
Tehlikeleri anında, hatta önceden görüp önlem almamayı da akıl almaz.
Bankalar Birliği temsilcileri ile toplanan bakanlar bu çöküşü durdurmanın çarelerini aradılar ve önlemleri Başbakan ilan etti.
Bu kısa önlem paketinden piyasaların, borsanın pek de memnun olduğu, yeterli bulduğu söylenemez.
Zaten Başbakan'ın açıklamasından sonra üzerinde adeta ittifak edilen cümle şu:
"Bankacıların istediği oldu."
* * *
"DÜNYA piyasalarındaki kriz bizi fazla etkilemez, atlatırız" teziyle "dünya piyasaları krizi ile içteki yanlışlar birleşince Türkiye bundan büyük yara alır" görüşü kısa bir süredir mücadele halindeydi.
İçteki yanlışlardan söz edenler genellikle Vergi Yasası'ndan yakınıyorlardı. Bu yakınmalarda haklı noktalar vardı.
Özellikle peşin vergi ve rantın alışılmamış şekilde aniden vergi kapsamına alınması tereddütlere, hatta tepkilere yol açtı. Bunu körükleyenler de çıktı. Maliye Bakanı ise bunlara adeta meydan okuyordu.
Dün hükümet başkanı "Vergi Yasası'nın Meclis'te yeniden görüşülmeyeceğini" söylemekle reform yasasının tümünü savundu, ama ek önlemler adı altında bazı değişiklikler yapmak zorunda da kaldı.
Bu yeterli mi? Başta da değindiğimiz gibi "yetersiz" diyenler çoğunlukta, ama sonucu izleyerek göreceğiz.
* * *
ÖNLEMLERİN yeterliliği, yetersizliği bir yana, görülen şu:
Türkiye mali piyasalarda zora girmiştir.
Türkiye'nin dış borçlanma imkanı zorlaşmıştır.
İç borçlanma maliyeti artmıştır. Vade üç aya, faiz yüzde 143'lere çıkmıştır.
Borsa çökmüştür.
Özelleştirilecek bazı kamu kuruluşlarının borsada fiyatları yüzde elli gerilemiştir. Yani özelleştirme zorlaşmıştır.
Merkez Bankası'nın döviz rezervi erimektedir.
Sıcak para kaçmaktadır.
Bankalar nakit kredileri kısmıştır.
Bunlar bir krizin göstergesi değilse nedir?
* * *
ELEŞTİRİLERİN odak noktasında yanlış kur politikası iddiaları da ağırlık kazanıyor:
"Yüzde 50 enflasyon hedefinin tutturulması için döviz baskı altında tutuluyor, bu nedenle ihracat zorlanıyor."
Yüzde 143'lere varan faizli borçla vergi olarak toplanandan fazlasının harcanacağı da iddia ediliyor.
Krizin yalnız Rusya kaynaklı olmadığı, Vergi Yasası'ndaki bazı yanlışların da krizde rolü olduğu iddialarını, dün açıklanan tedbirler de doğrulanmış oluyor.
* * *
ÜRETİMİN düşmemesi; krizin imalatçıya, sanayiciye yansımadan atlatılması; faizin, dövizin daha da artışının önlenmesi gerekiyor. Bunun tedbirleri lazım.
Birkaç ay önce ekonomide başlayan iyimser tablo bir anda mahvedilmemeli.
Olana ister "kriz" deyin ister "kriz başlangıcı", içinden fazla yara almadan çıkmak için elbirliği kadar, ekonomi kurmaylarının da gerçekçi ve uyanık olmaları gerekiyor.




Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr