KUZEY Irak'la ilgili gelişmeler şimdilik düşman kardeşlerin uzlaşması şeklinde sonuç verdi. ABD; Kürdistan Demokratik Partisi lideri Mesut Barzani ile Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabani'yi barıştırdı ve aralarındaki çekişmeye görüntü olarak da olsa son verdi.
Dört yıldır en şiddetli şekilde süren ve çatışmalara neden olan rekabetin kesin olarak bitip bitmediğini gelecek günler gösterecek.
Anlaşıldığı kadarıyla şimdi Kuzey Irak'ta yeniden seçimler yapılacak.
Bölgenin Bağdat'tan bağımsız bir parlamentosu olacak.
İki partinin katılımıyla hemen, yani seçimlerden önce kurulacak geçici bir ortak yönetim bölgeyi idare edecek.
İki liderin Kuzey Irak'ta PKK'nın yuvalanmasına ve sızmalarına engel olma sözü verdikleri de belirtiliyor.
* * *
BU uzlaşmanın Saddam için "ne getirir, ne götürür?" olduğundan daha da önemli olan Türkiye için "ne getirir, ne götürür?" olduğudur:
Bu anlaşma içinde Türkmenlerin durumu belirsiz.
Oysa Türkiye'nin Türkmenler konusundaki hassasiyeti biliniyor.
Özerk bir yönetim ve parlamentonun, bağımsızlığa giden yolda önemli bir adım sayılması nedeniyle Türkiye'yi rahatsız etmemesi de imkansız.
Tüm bunlar Türkiye'nin Kuzey Irak'ın statüsünün ABD'de yeniden saptanması sırasında inisiyatif sahibi olamadığını veya isteklerini kabul ettiremediğini gösteriyor.
Bu aşamada ağırlığını gerektiği gibi koyamayan Ankara'nın bundan sonraki safhalarda istemediği gelişmeleri önlemesi daha da zor olacak demektir.
* * *
TÜRKİYE, Kuzey Irak konusunda teşebbüsü ABD'ye kaptırmışken, Güneydoğu ile ilgili çalışmaları da rölantiye almış gibi görünüyor.
Aşağı yukarı şimdiye kadar bölge ile ilgili yani Doğu ve Güneydoğu için 20'ye yakın rapor hazırlandığı halde bunlardan olumlu bir sonuç çıkmadı.
Pek çok plan, proje açıklanma safhasında ilgi uyandırdı ama öylece kaldı.
Eylem Türk, bu konudaki haberinde bu ihmali şöyle sıralıyor:
1991 yılında 10 trilyon lira kaynak paketi açıklandı. Bu paketle Hakkari'de birçok futbol sahası yapıldı.
1993'te dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından 2.7 trilyon liralık yatırım vaadin de bulunuldu.
Yine 1993 yılında dönemin Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun bölgeye her yıl 40 trilyon olmak üzere toplam 234 trilyon liralık yatırım yapılacağını açıkladı.
1993'te göreve başlayan Tansu Çiller, 5.5 trilyon liralık yatırım yapılacağı müjdesini verdi.
1994'te dönemin Devlet Bakanı Ali Şevki Erek, 16 trilyon liralık yatırım yapılacağını duyurdu. Ardından DPT de 1.2 trilyon ayrıldığını belirtti.
1995'te Tansu Çiller yıl içinde bölgeye 25 trilyon liralık yatırım yapılacağını açıkladı.
1996'da Başbakan Necmettin Erbakan 40 trilyon liralık yatırım yapılacağını bildirdi.
1997'de Erbakan, yıl içinde bölgeye 119 trilyon liralık kaynak aktarımını öngören bir paket hazırladı.
1973'ten bu yana açılan 6. Doğu paketini ise Başbakan Mesut Yılmaz geçtiğimiz yıl temmuz ayında açtı. Bu paket ise, yatırımcılara vergi indirimi, ucuz enerji içeriyordu.
* * *
İŞTE tüm bu vaatler, planlar, projeler, paketlere rağmen Güneydoğu'dan, Doğu'dan günde iki milyon lira ücret için yurdun her yanına işçi göçü var.
Yani bölgede işsizlik ve diğer sorunlar sürüyor.
Kuzey Irak'ta Türkiye'nin inisiyatifi dışında gelişmeler olursa, Güneydoğu'da planlananlar gerçekleştirilemezse, askeri başarılara yazık olur.
BAŞBAKAN iki gündür Türkiye'nin en önemli iki konusunda atağa geçti.
Ekonomi ve mafya.
Ekonomide görüldü ki, söylem bile realistse ekonomiyi belli oranda da olsa rayına sokmada etken olabiliyor.
Başbakan Yılmaz'ın, borsa alarm verince gezisini iptal edip ekonomi kurmaylarıyla yaptığı ve önlemler saptadığı toplantı borsayı rahatlattı. Endeks yükseldi.
Şimdi saptanan, destek içeren onarım maddelerinin bir an önce uygulanmasında yarar var.
Başbakan'ın dünkü basın toplantısı ise organize suç örgütleri, yani çetelerle ilgili idi.
Bu basın toplantısında Başbakan Yılmaz halkın mafya dediği bu kanunsuzluk yuvalarını kurutmada kararlılığını açık seçik ortaya koydu.
Susurluk'tan beri bu konudaki titizliğini net şekilde sergileyen Başbakan'ın bundan böyle mücadeleye hızla devam edeceği anlaşılıyor.
Ekonomi için realist, organize suçlar için kararlı tutuma tüm iktidar partilerinin destek vermesinde, muhalefet partilerinin de köstek olmamasında yarar var.
Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr