Ama polemik dediğiniz şeyi başlatan yazı tüm Türkiye'yi ilgilendiriyorsa susmak olmuyor.Mine Kırıkkanat'ın yazısı gibi.Aleyhte yazanı çok, lehte yazanı az oldu.Ben bu polemiği seyretmekle, okumakla yetineyim istedim, ama olmadı.Dediğim gibi, 70 milyonu ilgilendiren bir konuda susamazdım ki...* * *Pazar günleri eşimle birlikte genellikle Bebek'e iniyoruz.Orada denizi ve karşı kıyıları seyrederek oturuyor, bir şeyler yiyip içiyoruz. İçtiğimiz de çay, kahve filan...Garsonlar artık bizi tanıyor. Bazen biz söylemeden çayımız, kahvemiz geliyor. Sonra Bebek sahilinde yürüyoruz. Dönüş için taksiye bindiğimiz yer ise Arnavutköy. Buradaki caminin önü...Yani Hisar'dan Arnavutköy'e kadar olan alanı haftada en az bir gün görme şansım var.* * *İşte, özellikle Bebek-Arnavutköy arası, Mine'nin sözünü ettiği o aileler tarafından işgal altında.Yeşil çimenler yok artık. Yeşilin yerini toprak almış.Çoluk çocuk toprak üzerine seriliyor. Yatanlar, uyuyanlar, sohbet edenler, "Burada denize girmek yasaktır" tabelası dibinde denize girenler...Çay pişirenler, dört köşe siyah mangallarını yakmaya uğraşanlar, yelleyenler ve yanmış mangalında duman içinde et, tavuk kızartanlar.Düğünler yapılan gemilerin bağlı olduğu kısımdaki yürüme taşları yeni döşendi. Ama yeni demeye bin şahit lazım. Kirden asıl renkleri görünmüyor ki. Balıkçılar o tretuvarlara masalar dizmiş, isteyen balık dumanları ve kokuları arasında oturup karnını doyuruyor.* * *Burası İstanbul'un küçük bir örneği. Paralı İstanbullunun Reina, Sortie, Anjelique'te gece yaptığına benzer bir boşalmayı bazılarının gündüz yapması.Amaç aynı: "Eğlence". Ama yöntem farklı.* * *Mine, İstanbul'un farklı yerinde gördüğü hoyratlığı acımasız bir şekilde yazdı. Bu kadar hakaret ve aşağılama dolu bir şekilde yazmasa daha doğru olurdu. Peki o zaman, bugün yazının doğurduğu etkiyi sağlayabilir miydi? O meçhul...* * *Bu yazı, polemiklerin dışında, belediyelerin gözünü açabilir.Caddelere, sokaklara döviz asıp kendini methetmek yerine işe sevk edebilir. Hiç olmazsa o dövizlerin asıldığı Bebek ve Arnavutköy gibi alanlarda belediyeler yeşili koruyup, temizliği devamlı sağlayabilir.Halka piknik yapacağı alanlar gösterilebilir.Göç ve gelir dağılımı adaletsizliği sürdükçe bu tip yazılar ve polemiklerin biteceğini sanmak aldatıcı olur.Dünyada genellikle gelir eşitsizliğinden doğan "medeniyetler çatışması" var.Ülkeler içinde de... Gazeteci meslektaşların polemiklerine karışmamak gibi bir kararım var. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, "terör"ün tanımı için "bilim kurulu" istedi. "Bizim terörist dediğimize bazıları 'özgürlük savaşçısı' diyor" diye konuştu. İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, bilim kurulunun dediğine itibar edecek mi?Hiç zannetmem.Paşa çok iyimser, bu onu gösterir, o kadar... Paşa iyimser BAŞBAKAN Başbakan Erdoğan "aydınlar"la görüştü.Bu görüşmelere acele bir şekilde Meclis'te grubu olsun olmasın muhalefet partileriyle de devam etmekte yarar olduğu muhakkak.Erdoğan bugüne kadar söylediklerini aydınlara da tekrar etti.Başbakan, Kürt sorununun ayrılıkçı şiddet, ya da barışı bozma suretiyle ele alınacak bir sorun olmadığını söyledi.Kürt kökenlilere en büyük zararı PKK'nın verdiğini yineleyen Başbakan, yarın da bu görüşmenin ışığında Diyarbakır'da temaslarda bulunacak.Başbakan iki kere ertelediği gezi programındaki ziyaretler kısmına Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Boydemir'i almadı.Bu, bazı kişilerin tepkisini çekti, özellikle DEHAP'lıların.Oysa bunlar Başbakan'a tepki göstereceğine, Diyarbakır sokaklarında bağımsızlık anketi yapanlara, Türkçe sokak isimlerini değiştirip Kürtçe yazanlara engel olabilseydiler. büyük bir ihtimalle Başbakan da Belediye Başkanı'nı ziyaret ederdi.Diyarbakır'da bu ziyaret gerginliği de olmazdı. Aydınlar, sözüm PKK'ya TRT TRT'nin imkânı çok. Masrafı da.Ama TRT özel kanallara tur bindiremiyor.Birincilik yarışında özel kanalların programları var, TRT kanallarının programları yok. Niye? TRT'nin başında iddialı gazeteci yok da ondan.Haber neredeyse TRT orada olmalı. TRT, özel TV'lerin haber kanallarının yöneticilerinin uykusunu kaçırmalı. Bu imkânı da var. Gezici haber nakil araçları her kuruluşunkinden çok. Ama habere gelince özel TV kanalları izleniyor, TRT kanalları değil.Demiröz müdür olabilirdi ama TRT'ye değil.Öyle de oldu. TRT büyük imkânlarına rağmen yarışta özellerin arkasında kaldı ve Demiröz gitti.Hükümetin atadığı kişi onun müdürü olacaktır ama halkın da müdürü olmalıdır. TRT Genel Müdürü olacak kişinin işi bu bakımdan zordur. Hem özel TV'lerle yarışacak, hem devlete yakışır, yani özel TV'lerin boşluğunu da dolduran bir TRT yaratılacak.Bunu ancak tecrübesi olan, acele planlar yapabilen, rakiplerini ve dünyayı yakından izleyen bir gazeteci becerebilir.Adaylar arasında böylesi var mı? dheper@milliyet.com.tr İmkânı çok ama