Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       21. asrın eşiğinde artık mucizelere yer yok.
Olmuyor.
En son mucize Sovyet mucizesiydi!..
O da çöktü...
Uzakdoğu kaplanları da bazıları tarafından günümüzün mucizesi olarak sunuldu.
"Asya kaplanları", "Asya'daki rönesas" vs. diye takdim edilen ülkelerin yarattığı mucizenin balonu da çabuk patladı.
Belki böyle bir mucize zaten yoktu da onu böyle görmek ve göstermek isteyen aceleciler vardı.
Onlardan biri de Erbakan'dı.
D - 8'ler tutkusu onun değil miydi?
Ve o değil miydi Endonezya ile Türkiye'yi mukayese ederken "bizde beyin yok" diyen.
* * *
O günlerin hemen ardından yazılanlardan bir iki cümle:
"...D - 8'ler projesini rafa kaldıran Türkiye'nin bu tür alternatif oluşumlara uzak kalması kendi kendini soyutlaması gerçekten üzücüdür. Pazar, kredi ve taraftar arayan ülkeler her vesile ile bir araya gelerek ilişkilerini artırmakta, kendilerine müzahir ülke ve toplumlar oluşturmaktadırlar.
Türkiye büyük bir ilgi ve potansiyele sahip olmasına rağmen belli ideoloji ve dogmalar sebebiyle bu imkanlarını heder etmektedir. Avrupa'da aradığını bir türlü bulamayan Türkiye için çok ciddi ve yararlı olabilecek bu tür politik enstrümanlardan istifade edilmesi gerekli ve kaçınılmazdır..."
* * *
BUGÜN ne o günkü Kore kaldı, ne de Endonezya. Asya kaplanlarının kağıttan kaplanlar oldukları anlaşıldı.
30 - 40 yıllık diktatörlüklerin bile kaplanlığı kalıcı yapmaya yetmediği anlaşıldı.
İşte Suharto, gidiyor.
32 yıllık iktidarın sonunda Endonezya'nın geldiği feci durum gözler önünde...
Sosyal adaletten yoksun, adil gelir dağılımı olmayan bir ülkede geniş kitlelerin umutları da yeşermeden sönünce, halk adil paylaşımın açığını yağmalarla kapatmaya çalıştı.
Türkiye o oyuncak kaplanlarla mukayesede aşağılanacak, hatta onlarla mukayese edilebilecek bir ülke hiçbir zaman olmadı, olamaz.
Ekonomik, sosyal ve politik göstergeler bunu söylüyor. Endonezya'nın geldiği nokta da bunu gösteriyor.
Aksi görüşler ideolojik zorlamadan başka bir kıymet taşımıyordu. Bugün olaylar bunu ispatlamış oldu.
* * *
TÜRKİYE'nin gözü Batı'da. Türkiye Endonezya değil, asgari İtalya olmak istiyor. Avrupa Birliği üyesi olmak istiyor.
Mucizeler bitti ama gerçekler hükmünü icra ediyor.
Gerçek; demokraside, refah devleti olmakta, Avrupa ailesinin bir ferdi olmakta yatıyor.
İnsan ömrü için uzun sayılan süreler, devletlerin hayatında kısadır.
Avrupa Birliği için çıkılan "ince uzun yol"u bıkmadan usanmadan, caymadan yürümek gerek.
Türkiye'ye dün gelen İngiltere Dışişleri Bakanı Robin Cook, Türkiye'nin AB ile ilişkileri geliştirmek için fırsatları değerlendirmesinin yararlarını, vurguluyordu.
Avrupa Birliği Dönem Başkanı İngiltere'nin Dışişleri Bakanı, bu ay sonunda yapılacak Ortaklık Konseyi toplantısına Türkiye'nin katılmasını da istiyordu.
Türkiye'nin gerçekçi bir politikayla AB ile ilişkilerine yeni bir yön vermesinde yarar var.




Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr