Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Güneydoğu sorunu”, “Kürt sorunu”,“Demokratikleşme sorunu” adına ne derseniz deyin, artık bu sorun bitirilmeli. Tayyip Erdoğan’a takılan “altın kemer” boşuna değil.
Kırkpınar’da sunucu, “art arda üç beş kez başpehlivan olanlara altın kemer verildiğini” söyleyerek, “son üç seçimin galibi Başbakan Erdoğan’a da bu nedenle belediye tarafından altın kemer verildiğini” anons ediyor.
Daha sonra CHP’li Edirne Belediye Başkanı Sedefçi, altın kemeri Erdoğan’a takıyor.
Yani bir CHP’li Belediye Başkanı bile Erdoğan’ın üç kez üst üste seçim kazanmasını özel bir durum olarak kabul ediyor. Öyleyse Tayyip Erdoğan, “Güneydoğu sorunu”nu artık bitirmeli.
Altın kemer almak boşuna değil.
Geride 9 yıllık iktidar var ve bu sorun artık şöyle ya da böyle çozümlenmeli.
* * *
Çözümün bir yolu da partilerin anlaşmasından geçiyor.
Nasıl anlaşacaklar.
Bu konu bir kez daha BDP’nin “gölge parti” olduğunu gösterdi.
Onlar, figüran olduklarını kabul ettiler.
Nasıl mı?
Şöyle: Önce BDP Meclis’e gelmedi. Ankara yerine Diyarbakır’ı tercih etti, bağlantılarını oradan yaptı, “güç burada” dedi. Bunu böbürlenerek söyledi, ama balonları çabuk söndü.
Abdullah Öcalan‘dan tokat gibi gelen emir onlara da “tükürdüklerini yalattı” ve tıpış tıpış Ankara’ya dönme arzularını belirttiler.
Yani beğensek de, beğenmesek de bu “Güneydoğu sorunu”nun tarafının BDP değil Abdullah Öcalan olduğu anlaşıldı.
* * *
Öcalan, “Barış Konseyi” diye bir kuruluş bile teklif ettiğini söyledi. Bu teklifinin kabul gördüğünü ima etti.
Öcalan böylece tansiyonu siyasi alanda ve dağda yüksek tutmak istemediğini vurgulamak istedi, adeta politika değişikliği yaptığını duyurdu.
Oysa Apo‘nun bu sözleri duyulurken mesela BDP‘nin baş konuşanı Demirtaş ise tehdit dolu sözlerine devam ediyordu. Apo’nun konuşmasından sonra o da yumuşadı.
* * *
Niye böyle oldu?
(1) Türkiye’de şartlar normalleşirse, Apo‘nun da yaşamı daha rahat sürebilir.
(2) Apo, ayrı bir devlet kurulamayacağını bunun imkansız olduğunu artık görmüş olabilir. Yıllar süren çatışma ve can kayıpları bölücülerin amaçlarının gerçekleşmesine hizmet etmemiş ve ayrılık taraftarı Kürt kökenlilerde de bıkkınlık doğurmuştu.
(3) Şimdi yeni Anayasa yapılacaktır. Bu anayasada bazı avantajlar almak bazı istekleri kabul etirmek, yumuşamaya bağlıdır. Artık onun için çalışmak daha yararlı olacaktır.
Bize göre Abdullah Öcalan gerçeği görür ve tutumuyla barışa hizmet eder hale gelirse, kendisine de hizmet etmiş olabilir.
9 yıl iktidarda kalabilen Erdoğan’dan gelişmeleri de dikkate alarak bu sorunu bir an önce bitirmesini 74 milyon bekliyor.

Haberin Devamı

PKK SERBEST BIRAKSIN
PKK 3 kişiyi kaçırdı.
İkisi asker, biri sivil.
Hem de Öcalan’ın yumuşamayı ima ettiği bir zamanda.
Peki bunu nasıl izah etmeli.
Uzun uzadıya yoruma ihtiyaç yok.
Barış teşebbüsünü provoke etmek isteyenler var denilebilir. Hem de PKK’nın içinde.
Ama bu olumsuz yorumları önleyecek bir hareket yok mu?
Var:
Bu üç ismi hemen serbest bırakmak.
Bekliyoruz.

Haberin Devamı

VİCDANA AYKIRI
Ben, başta bir gazeteci arkadaşınız olmak üzere, seçilen emekli generalin, seçilen başhekimin ve 5 KCK’lı tutuklunun serbest bırakılmasından yanayım.
Onlar mahkûm değil. Serbest bırakmada örnek de var.
Meclis’te yemin etmeliler ve Meclis’in yasama görevine katılmalılar. Onların mahkûm edilmeleri gerekiyorsa, bu statü ona mani değildir. Yargılanmaları tutuksuz olarak devam edebilir. Ben buna bütün Ergenekon tutukluları için uyulmasını istiyorum. Çünkü 2-3 yıl tutukluluk vicdanları kanatmaz denilemez.
Kriz de onlar için çıkarıldı, oysa onlar unutuldu.

Haberin Devamı

MUTLU SON
Şiddet bitsin

İşte örnek:
Aynı gazetenin bir sayfasında, üç resimli büyük verilmiş bir haber:
“Şehide veda yürüyüşü...” Haberde, Tunceli’de PKK‘nın şehit ettiği Piyade Uzman Onbaşı’nın Hatay’da gözyaşları arasında toprağa verilişi anlatılıyor. Sayfaları çeviriyorsunuz.
İki sayfa sonra, iki resimli yine büyük bir haber: “Kato Dağı kuzu kırpıcıları.”
“Şırnak’ın Beytüşşebap İlçesi’ndeki Kato Dağı’nın Laleş Yaylası’nda BDP’li belediyece bu yıl 7’ncisi düzenlenen Kuzu Kırpma Festivali, PKK gösterisine dönüştü. Yüzlerce kişinin peşmerge kıyafetiyle katıldığı festival alanını çeviren yüksek kayalıklara asılan PKK bayrakları ve Öcalan posterleri, PKK kamplarını andıran görüntüleri ortaya çıkardı. Festival kapsamında ‘Sivil İtaatsizlik’ başlıklı bir panel de düzenlendi.”
Bunlar Şırnak’ta olurken Hatay’da bir şehidimizin cenazesi kaldırılıyor.
Tenakkuz değil mi?
Olayların “kan davası” haline dönüşmesinden kim yararlanabilir? Sonu yok. Sonu, şiddete son vermek ve dağdan inmekten geçiyor. Bu “mutlu son” olacaktır.

ÇIKAN YOK
CHP döndü ama...

CHP’li milletvekilleri yemin etti. Peki, hani yıllarca yemin etmeyeceklerdi? Gerekirse dört yıl bekleyeceklerdi. CHP’den seçilen ve hapiste olan milletvekilleri yemin edene kadar CHP de yemin etmeyecekti. Arkadaşlarını satmayacaktı.
Başbakan Erdoğan da “Tükürdüklerini yalayacaklar” demişti.
Kılıçdaroğlu 13 gün sonra doğruyu yaptı ama geç yapmış oldu. Sorunları çözme yeri Meclis’tir. Kriz lüzumsuzdu. Kılıçdaroğlu sonunu hesaplamadan bu krizi çıkardı ve parti içinde de ayrışma yarattı.
Şimdi ne değişti ki CHP yemin etti. CHP’deki Kılıçdaroğlu taraftarları “sorun dünyaca duyuldu, gündeme taşındı bu yetmez mi?” diyor ama bu gerekçe vatandaşın çoğu tarafından yeterli bulunmadı.
Nasıl bulunsun ki, CHP’nin Kılıçdaroğlu’nun yemin boykotundan amacı milletvekili seçilen tutukluları dışarı çıkarmak, serbest bıraktırmak, Meclis’e getirmek değil miydi?
Yanlıştan dönmek fazilettir. Kılıçdaroğlu da döndü, ama tutuklu 8 milletvekili dönemedi.
Şimdi, CHP’ye oy veren 11 milyon seçmen CHP’nin Meclis’teki fikir savaşını, görüş savaşını, doğruluk savaşını hasretle bekliyor. 8 tutuklu böyle çıkartılabilir.
Temenni edelim, bu Kılıçdaroğlu için de dönüm noktası olsun, “acemilik” dönemi son bulsun ve biz de bir lider kazanalım.