Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       ERKEN seçim.
Dokuz ay sonra olacak seçime erken seçim denir mi?
Buna olsa olsa haberli seçim denir.
Herkesin haberi olsun ki ona göre tutum saptasın...
Bazı bürokratlar işi ipe sersin.
Bazıları aday olma endişesiyle tarafgirane davranmayı istikbalinin garantisi saysın.
Bazı milletvekilleri, adaylığı garantilemek amacıyla partiler arası becayiş için zaman kazanmış olsun.
Özetle; Türkiye'nin faaliyet saati aylarca dursun.
* * *
BAKIN pazar günü on sekiz kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasının perde arkasında, o kazadan çok daha önemli bir gerçek var...
Güneydoğu'nun kalkındırılması konusunda da henüz dişe dokunur bir ilerleme kaydedilmediği gerçeği.
Her yıl Güneydoğu insanının büyük bir bölümü güneye, genellikle Adana yöresine pamuk tarlalarına mevsimlik işçi olarak akın ediyor.
Bu insanlardan bir bölümü de Karadeniz'in çeşitli illerine kadar geçici olarak çalışmak için koşuyor.
Geçen mevsim Adapazarı'na kadar konvoy halinde komyan kasalarında gelenlerin bir bölümü geri çevrilmişti.
Çünkü onları buralara kadar getiren aracılar ucuz olsun diye o insanları en tehlikeli yolculuk şekliyle, açık kamyonla seyahat ettirerek sorumsuzluk örneği vermişlerdi.
Pazar günü de Düzce'ye fındıkta çalışmak için yola çıkarılan minibüsteki kadın, çocuk Güneydoğulu işçilerden on sekizi kazada öldü.
* * *
ÜLKE dokuz ay sonraki seçime kilitlendi. O dokuz aydan sonra da asgari üç ay hükümet kurma çalışmalarıyla geçer. Üç ay da koalisyon ortaklarının birbirini tanımaları ve işe başlama için geçecek zamana ayırın. Gitti Türkiye'nin bir buçuk yılı boşuna demektir.
Oysa şu andaki hükümetin planı, projesi, vaadi, taahhüdü var.
Onlardan biri de Güneydoğu'nun kalkındırılması.
Plan yapıldı, paranın bulunduğu, ayrıldığı söylendi.
Peki sonuç ne oldu?
Hiç. O planın uygulanış şeklinden söz eden, iftihar eden, başlayan çalışmaları propaganda için bile olsa kullanan, anlatan yok.
Bakkal dükkanı açmaya, kurdelesini kesmeye bile koşan "devletlu" Güneydoğu'da olağanüstü faaliyet olsa TV'lere poz vermez mi?
Demek ki önemli ve rutin dışında bir kalkınma çalışması, yatırım seferberliği yok.
Peki ne var?
İşsiz insanların kamyon kasasında konvoy konvoy ölümüne göçü var.
Minibüsler dolusu kadının, çocuğun iki milyon lira gündelik ücret için Güneydoğu'dan Düzce'ye akını var.
Yazıktır.
Başbakan'ın son Bitlis gezisinde açılışını yaptığı 270 kişiye iş sağlayacak olan konfeksiyon fabrikası benzeri 5 - 10 fabrika aynı günde açılabilseydi, umutlanmamak imkansızdı.
Uzun yılların ve geçmiş iktidarların ihmaline karşı, bölgenin ve Türkiye'nin beklentisi bu.
* * *
TÜRKİYE askeri açıdan Güneydoğu sorununu önemli bir noktaya getirdi.
1984'te başlayan ve on dört yıldır Türkiye'nin kanayan yarası olan, binlerce ocağı söndüren sorunun iki yüzü olduğu hep biliniyor.
Askeri ve ekonomik.
Bugün, on dört yıl sonra gelinen noktanın askeri açıdan başarılı bir nokta olduğunu olayların grafiği gösteriyor.
Ama kalıcı çözümün ekonomik olduğunu da herkes biliyor ve kabul ediyor.
Ve yine herkes askeri başarıya paralel ekonomik önlemlerin alınmadığını, geciktiğini de görüyor.
İnsanımızın yöresinde aş ve iş bulacak duruma gelmesi asgari şartken bu bir türlü sağlanamıyor.
Askeri başarı bu nedenle topal kalıyor.
Politikacılar şimdi seçim derdine düştüklerine göre Güneydoğu için ekonomik tedbirlerin daha en az bir buçuk yıl gündeme gelmeyeceğini söylemek yanlış olmayacak.
Seçim de, Meclis de, hükümet de milletin dirliği, düzenliği, mutluluğu içindir.
Bu gereği yerine getirmek öncelikli amaç olmalı.
Türkiye'nin, Türk insanının boş laflarla, incir çekirdeğini doldurmaz tartışmalarla, orta oyunu muhabbetiyle harcanacak zamanı yok.
İnsan konvoyları durmalı.




Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr