Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       "ŞEFFAFLIK" dediğiniz de bizde işte böyle olurmuş.
       Petrol Ofisi özelleştirmesini millet TV'den izledi. Açık artırma kıran kırana sürdü.
       Açık satışa katılanlar önceden elemeden geçmiş, yeterlilikleri kabul edilmişti.
       Ve sonuç yine herkesin gözü önünde ortaya çıktı: Hayyam Garipoğlu 1 milyar 160 milyon dolarla en yüksek teklifi vererek ihaleyi, yani Petrol Ofisi'nin satılan bölümünü aldı.
       * * *
       ŞEFFAFLIĞIN da önemi burada. Önceden ortaya konan şartları yerine getiren ve en yüksek fiyatı veren malı alıyor.
       Gizli kapaklı, gözlerden uzak pazarlıklar, kayırmalar olamıyor.
       Oysa bu ihalede sonuçta değişik bir durumla karşılaşıldı. Garipoğlu'ndan alınan ihale ikinci sıradaki gruba da verilmeyip üçüncü sıraya atlandı.
       İş Bankası'nın da yüzde 30 hisseyle içinde bulunduğu Kamuran Çörtük'ün Bayındır Holding'i ile Turgay Ciner'in Park Holding'i ve İsmail Aytemiz'in temsil ettiği PÜİS'e Petrol Ofisi verildi.
       Bu arada ihalede ikinci yüksek fiyatı veren Doğuş - Garanti grubuna "Garipoğlu'nun verdiği fiyata çıkar mısınız?" diye yeni bir teklif kapısı da açılmadı.
       Bu şirketlerin, holdinglerin hepsi ülkenin güçlü, saygın ve güvenilir kuruluşları, hepsinin Türkiye'nin kalkınmasında emekleri var. Ama bunun böyle olması yine de yapılan işlem akışını anlamayı kolaylaştırmıyor.
       Zaten bunu Doğuş Grubu'nun sahibi Ayhan Şahenk de belirtiyor:
       "Eğer Özelleştirme Yüksek Kurulu, POAŞ için bizden de yeni bir teklif isteseydi, biz 1 milyar 160 milyon dolardan daha yüksek bir fiyat da verebilirdik. Ancak, özelleştirme ihalesinde en yüksek ikinci teklifi verdiğimiz halde kimse bize yeni teklifimizin olup olmadığını sormadı."
       * * *
       Bu durumda tazminat isteme hakkı gündeme geliyor.
       Hem yatırılan teminatlar, hem para bulmak için yapılan temaslar ve masraflar, hem muhtemel kazancın kaybı, hem de zedelenen itibarlar nedeniyle.
       Devlet Bakanı Işın Çelebi, sürpriz değişikliğin gerekçesini şöyle izah ediyor: "Şirketlerin ortaklık yapısı ile sektöre yakınlığı, işletme planı ve geleceğe dönük projeleri."
       O zaman şu sorulamaz mı?
       "Bu tercih nedenleri önceden bilinmiyor muydu?"
       * * *
       İLK tepkiler ilginç.
       ANAP Kocaeli Milletvekili ve BOTAŞ eski Genel Müdürü Hayrettin Uzun sürprize karşı çıkanlardan:
       "Bu işin sonu mahkemelik. Eğer birinci firma alamayacak idiyse ihaleye çağrılmaması, yeterlilik almaması gerekirdi. Bu ihaleye katılanların hepsine bu işe ehil oldukları şeklinde bir yeterlilik verilmiştir. İhale yapılmışsa ihale koşullarına uyulması gerekir."
       DYP Çankırı Milletvekili Ahmet Uyanık'ın sözleri de ilginç:
       "Bu siyasi bir tercihtir. İçinde PÜİS olduğu için veriliyorsa, bunun içinde Petrol Ofisi bayileri yok ki! PÜİS'in Petrol Ofisi bayii olan sadece 3 tane üyesi var. Ben eski bir Petrol Ofisçi olarak da bunu siyasi tercih olarak değerlendiriyorum. Bir tecrübe arandı ise, yabancı sermaye arandı ise, bunlar üçüncü olanda da yok."
       * * *
       TÜRKİYE'de özelleştirmede şeffaflık buraya kadar.
       Veya bu da bize özgü şeffaflık.
       Anlaması güç ama...



Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr