Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       SİSTEM tartışması Türkiye'nin gündeminden düşmeyecek. Doğru dürüst işleyene kadar. En son, işçi liderlerinden Rıdvan Budak da halkı sistem değişikliği için, daha doğrusu Seçim ve Partiler Yasası değişikliği için yönetenlere baskı yapmaya çağırdı.
28 Şubat sürecini başlatan sivil inisiyatif, sivil baskı grupları, şimdi Seçim Yasası ve Partiler Yasası değişiklikleri için de mücadele vermeli.
* * *
BU yolda en sistematik ve hazırlıklı öneriyi Cumhurbaşkanı Demirel yaptı. Ama nedense onun önerilerine Baykal ile Ecevit sert yanıtlar verdi.
Cumhurbaşkanı'nın söylediğine katılmak veya katılmamak ayrı şey, tartışmak ayrı.
Baykal ile Ecevit, Demirel'in sistem arayışlarına çare olarak sunduğu önerileri beğenmemiş olabilirler, ama özellikle Ecevit'in yaptığı gibi "böyle şeyleri tartışacak vaktimiz yok" anlamında karşı çıkışlar ne derece yararlı bir davranıştır?
Politikacıların günlük işlerle uğraşmaları, uzun vadeli düşünmelerine, planlar yapmalarına, projeler üretmelerine engelse vah Türkiye'nin haline...
Sistemin tıkandığı konusunda Türkiye'de ittifak var.
Bu tıkanıklık sistem değişikliğini gerektirmiyorsa, o zaman açın Türkiye'nin önünü.
Bir yılda kabul edile edile yalnız "8 yıl kesintisiz eğitim" çıktı. Onun da nasıl çıktığı biliniyor. Vergi yasası mehter temposuyla ilerliyor. Meclis çalışmıyor...
Türkiye'de her alanda hakimiyet kurmuş olan mafyanın henüz beli kırılamadı, hatta kılına bile dokunulamadı demek yanlış olmaz. Kokuşmuşluklar devam ediyor.
Durumun iftihar edilecek yanı yok. Ama böyle olduğu halde önerilere karşı "bizim boş şeylerle uğraşacak halimiz yok" diyenlere; "öyleyse ne ile uğraşıyorsunuz, uğraşıyorsanız neden sonuç alamıyorsunuz" diye sormazlar mı?
* * *
TÜRKİYE içte tıkandı da dışta önü açık, işler mükemmel mi gidiyor?
Mevcut sorunlar çözümlenmeden yenileri çıkıyor.
AB'nin Cardiff toplantısından sonra yayınlanan bildiride, Türkiye'nin lehinde kelime bulabilmek için milletin göbeği çatladı.
Strasbourg'da Avrupa Konseyi Genel Kurulu tüm yumuşatılmışlığına rağmen yine de Türkiye'nin aleyhindeki Kürt raporunu kabul etti.
"Sistem tartışılmasın..." Tamam... Öyleyse bunlar tartışılsın.
* * *
MEVCUT sistemle içte de, dışta da çözüm üretilemiyor.
Peki kabul edelim; "çözümsüzlüğün sebebi sistem değil, insanlar." Öyleyse bu insanlar kim? Onları değiştirelim.
Ama yıllardır onları değiştirmek mümkün olmuyor.
Çünkü onlar mevcut sistemi kendi padişahlıklarını sürdürmek üzere şekillendirmişler, öyle işletiyorlar.
"Sistem değişmesin, adamlar değişmesin", peki Türkiye'nin kaderi nasıl değişecek?
Kalkınma, demokrasi, adalet, eşitlik, istikrar, mafyalaşmadan arınma, güçlenme, etkili olma, uluslararası saygınlık nasıl sağlanacak?
Bunlar sağlanabilirse mevcut sisteme kim ne diyebilir?
Değişim şart, ister sistemin gitmesiyle, ister kişilerin gitmesiyle. Ama şart...
Siz bu şartı yerine getirin de nasıl getirirseniz getirin...



Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr