GENELKURMAY Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, "Rusya'da görüştüğümüz konuların yüzde 90'ında mutabık kaldık" diyor.
Bu başarıdır.
Türkiye bu en büyük komşusuyla iyi geçinmek ister. Herhalde Rusya da Türkiye ile.
Ama özellikle Sovyetler ve soğuk savaş döneminde bu imkansız gibiydi.
Türkiye tüm hazırlığını kuzeyden gelecek tehlikeyi düşünerek yapardı, silahlanırdı.
Sovyetler bitti, soğuk savaş tarihi bir deyim olarak, anı olarak kaldı.
Ama Sovyetler'in halefi Rusya ile de ilişkiler, olması gerektiği kadar ilerleyemedi.
Oysa Türkiye'nin çıkarı, komşuları ile ilişkileri menfaatine en uygun şekilde geliştirmekte, iktisadi, teknik, kültürel işbirliğini mükemmelleştirmekte yatıyor.
Bunun için en somut adımı askerlerin atması da hayırlı bir tesadüf sayılabilir.
İsrail'le tarihi anlaşma ve işbirliği adımını da askerler atmıştı.
Dış politikadaki yeni açılımlara askeri uzlaşmalarla başlanmış olması, işbirliğinin temellerinin daha sağlam atılmış olmasını gösterir mi bilinmez ama askerlerin teşebbüslerinin dış politikaya da yön vermekte rol oynadığını gösterebilir.
İsrail ile, Rusya ile girişilen uzlaşma teşebbüsleri bunu gösteriyor.
* * *
"BİR ülkenin gündemine bak seviyesini söyle", denilebiliyorsa, bundan Türkiye'nin hiç de lehine bir sonuç çıkartılamayacaktır.
Ama şu da denilebilir.
Türkiye'de o kadar birbirinden farklı ve geçerli gündem var ki.
Belki de bunlardan yalnız politikanın gündemi, seviyemizin pek de iç açıcı olmadığını gösterecektir.
İş dünyamızın gündemi, gençlerin gündemi, askerlerin gündemi, sanatçılarımızın gündemi, politikanın içeriksiz, soyut, hırçın, hedefsiz ve sonuç alıcılıktan uzak gündeminden çok farklı sayılmaz mı? Ve belki de Türkiye'yi ayakta tutan bu farklı olanlar...
* * *
SİYASET; somutlaşmış bir dünya görüşü, bir program etrafında yapılmayınca çıkar için yapılır hale geliyor. Siyaset kutuplaşıyor. Halkı karşı karşıya getiriyor. Olumsuzluklar üzerine kurulmuş, karşı tarafı yok etme üzerine kurulmuş siyasetten olumlu sonuç çıkar mı?
Bu kolay siyasettir, ama ülkeye zararlı siyasettir.
Gerçeklerden uzak gündem, soyut gündem Türkiye'de Refah'ı yarattı.
Merkez sağ ve sol kimlik kaybına uğrayınca, yeni projeler üretemeyince, umut olmaktan çıkınca bundan RP yararlandı.
Bu nedenlerle de bugün yüzde 20'den çok oy alabilecek parti yok.
Ve hesap edilen o ki, bir erken seçimde yine en çok oyu alacak olan eski RP'liler, yani Fazilet olacak.
Toplumun beklentilerine sahip, kimliği belirgin bir merkez sol ve merkez sağ parti meydana çıkmadıkça bu böyle gidecek.
Bu açıdan bakınca bugün kurultayını tamamlayacak olan CHP'ye büyük iş düşüyor.
Bu belirsizlik ortamında, sosyal demokrat temele dayalı, program, plan, proje ve somut hedefler sunan bir CHP, yüzde 10'ları aşıp Türkiye'nin gidişini de, solun makus talihini de belki değiştirebilir.
Ama bunun için her şeyden önce yeni vitrin diye, yenilenme diye eskileri ısıtıp tazeymiş gibi sunmaktan vazgeçerse...
Vitrin diye eskimiş yüzler yerine yeni fikirler ortaya koymayı becerebilirse...
Soyutları somutlaştırırsa...
Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr