Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İsrailin kurulma arifesinde de yabancılar, yani çeşitli ülkelerdeki Yahudiler, Filistinde toprak alımını hızlandırmışlardı.Araplar da para uğruna gayrimenkullerini elden çıkarmaya razı oluyorlardı.Bu gaflet bölgedeki Arapların sonu oldu.Yabancıların arazi kapatması bizde de Filistindeki sonucu doğurur, demek istemiyorum. Bu abartılı olur, gerçekçi olmaz.Ama bugün ülkelerin gayrimenkullerini yabancılara satmada pek de bonkör davranmadıklarını da biliyoruz.Avrupada da, Amerikada da yabancıya satışlara sınırlamalar getirildiğini görüyoruz. Bazı ülkelerde özellikle tarım arazilerinde toprak edinmek mümkün değil.ABnin eşiğindeki bazı ülkelerde yabancıya toprak satışı yasak.Rusyada yalnız belli süreler için kiralama yapıldığı biliniyor.Herhalde bu önlemler boşuna değil.Oysa, Türkiyede bugün tam tersi bir durum var. ABye uyum yasaları arasında çıkarılan bir yasayla yabancıların Türkiyede gayrimenkul edinebilmeleri sağlandı.Bu tarihten itibaren de yabancı özel ve tüzel kişiler taşınmaz mal alımında yoğunlaştı.Oysa Türkiyede de, yabancıya sınırsız gayrimenkul satışının ülke çıkarları ve kamu yararına aykırı olduğu düşünülmüş ve aşağı yukarı 20 yıl önce, bugünküne benzer bir yasa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.* * *Yine İsrailde, bugünlerde geçmiştekine benzer bir faaliyet var.Kudüsün Müslüman kısmındaki konutların bir bölümünü Yahudiler Araplardan satın alıyor.Oysa o kesimin nüfus yoğunluğu ve mülkiyeti çok büyük oranda Arapların elinde. Ama bu satışlar gelecekte Araplara neye mal olur, o meçhul. O meçhul ama, "Tarih tekerrürden ibarettir" sözü biliniyor.* * *ABye şirin görünmek için, pek çok alanda olduğu gibi, toprak mülkiyetinden de hesapsız kitapsız tavizler vermek, sonunda bu tavizi verenleri pişman edebilir."Top atan tüccarın malları bunlar" zihniyetiyle, bazı şartlar ve sınırlamalar koymadan haraç mezat taşınmaz mal satışı tehlikeli olabilir.Üstelik ABnin Türkiyeden beklediği tavizlerin sonu da gelmiyor. İş yabancılara gayrimenkul satışıyla da biteceğe benzemiyor. Bakın AB Komisyonu, Türkiyeyle müzakerelerin başlayıp başlamayacağını etkileyecek olan rapora yeni yeni istekler daha sokuyor. Yabancılar Türkiyede gayrimenkul satın alıyor. Bu alımların ne kadar dikkat çekici bir hızla arttığını, büyük miktarlara ulaştığını gazetelerde haber olarak okuyorsunuz. Bakan Ali Coşkunun sözleri ilginç: "Bugün 800 bin kişi, çalışmadan devletten maaş alıyor."Peki bu skandala son vermek hükümetin görevi değil mi? Evet ama Coşkunun ona da yanıtı var: "Atamıyoruz, çünkü Danıştay ve Cumhurbaşkanı var." Yani iyi olursa bizden, kötü olursa bir fail bulunur. Bakan da bulmuş... İŞ YOK, MAAŞ VAR CARİ AÇIK "Tehlike geliyorum demez"; ama bu kez tersi oluyor. Tehlike bağıra bağıra geliyor. Hükümet "Her şey yolunda gidiyor" derken, ki hep böyle denir, bazı uzmanlar dikkatleri ekonomiye çekiyor.Örneğin, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moodys "Cari açığın Türkiyede maksi - devalüasyona neden olabileceğini" iddia ediyor.Cari açığı kapatmanın yolu döviz fiyatlarının yükseltilmesi olunca bu da devalüasyon anlamına geliyor.Bazı uzmanlar; döviz fiyatı artırılırsa ithalat pahalılaşır, iç talep düşer, cari açık küçülür diyor.Yani, hükümet "Her şey yolunda gidiyor" derken bir de bakarsınız pat diye "devalüasyon" manşetlere gelmiş oturmuş... Devalüasyon ELVAN Elvan önce umutlandırdı, sonra üzdü, sonra 1500 metreden çekildi, daha sonra koştu ve yarı finale kaldı."Ailesine Etiyopyada tehdit var" dendi, "Yok" dendi.Tehdit varsa, aile Türkiyeye getirilemez mi?Ankaranın bu gücü yok mu?Bir şeyi daha dikkate alalım: Çekiç antrenörümüz, "Ben yetersizim" diyor. Süreyya Ayhanın antrenörü günlerdir suçlanıyor. Antrenörü, Elvanın 1500 metrede koşup koşmayacağı konusunu saatlerce kesinleştiremiyor, Elvanın tereddüdünü anında gideremiyor.Antrenör sorunumuz varsa, buna da eğilmek gerek.Elvana başarı diliyorum. Ve antrenörler BÜYÜ MÜ? Fenerbahçedeki büyü skandalından sonra sıra Beşiktaşa geldi.Medyum Memiş futbolda büyüyü doğrularken, "Beşiktaşı da ben şampiyon yaptım" dedi.Büyü uzmanı Ayten Hanım da Fenerbahçe için aynı şeyi söylemişti. "Büyüyü ben gördüm, bozdum, FByi şampiyon yaptım".Ayten Hanıma başvuranlarınsa FB yöneticisi iki büyü meraklısı olduğu ortaya çıkmıştı.Futbolda mafya parmağı, kadın parmağı, şike parmağı vardı da büyücü parmağı yoktu. O da oldu, "Oha yani!.." dheper@milliyet.com.tr "Oha yani!.."